Uzm. Dr. Karayel: "Felç geçirme riski atriyal fibrilasyonlu hastalarda 5 kat fazla"
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hasan Eren Karayel, kalp ritm problemi olan hastaların felç geçirme riskinin daha fazla olduğunu belirterek, erken teşhisin komplikasyonları önlediğini söyledi.
Medova Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hasan Eren Karayel, Atriyal Fibrilasyon(AF) adı verilen kalp ritm probleminin , toplumda rastlanma sıklığı, pıhtı atması olan yakın ilişkisi ve kronik ve tekrarlayıcı doğası nedeniyle ayrı bir öneme sahip olduğunu söyledi. Atriyal Fibrilasyon’un en çok çarpıntı, huzursuzluk, halsizlik, erken yorulma gibi şikayetler ile kendini gösterdiğini ifade eden Uzm. Dr. Hasan Eren Karayel, “Yalın bir ileti (ritm) problemi olabilmesi dışında, hipertansiyon, kalp yetmezliği veya kapak hastalıklarının sonucu da olabilir. Stres, tiroid bezinin fazla çalışması, uykuda solunum durması (uyku apne sendromu), yoğun alkol kullanımı, kalp damar hastalıkları, akciğer hastalıkları(KOAH), enfeksiyonlar AF ataklarını tetikleyebilir” dedi.
“Felç geçirme riski atriyal fibrilasyonlu hastalarda 5 kat fazla”
Atriyal Fibrilasyondan dolayı kalp içerisinde pıhtı oluşabileceğini belirten Uzm. Dr. Hasan Eren Karayel, “Bu pıhtının hareketi sonucu uç organlara (beyin, barsak, böbrek , uzuv) pıhtı hareketi(emboliler) gelişebilmektedir. Felç geçirme riski atriyal fibrilasyonlu hastalarda 5 kat fazladır. Atriyal fibrilasyona ek olarak 65 yaş üstü olmak, hipertansiyon, kadın cinsiyet, diyabet varlığı, geçmişte pıhtı vakası yaşamış olmak, kalp yetmezliği varlığının eklenmesi felç geçirme riskini anlamlı olarak daha da arttırır” ifadelerini kullandı.
Yeni nesil ilaçlarla yan etkiler azaltılıyor
Atriyal Fibrilasyon’un tedavisinin kabaca 2’li yaklaşım prensibine dayandığını anlatan Uzm. Dr. Karayel, "Birincisi ritmin hızının azaltılması veya ritmin normale çevrilmesini içerir. Bunun için ilaç tedavisi, elektro şok tedavisi, ablasyon (yakma tedavisi: ısı veya dondurarak) adı verilen girişimsel teknik veya cerrahi müdahale uygulanabilir. Tedavinin ikinci önemli kısmı ise inme risk skoru hesaplanarak uygun kan sulandırıcı ilacın verilmesidir. Günümüz modern tıbbında daha güvenli yeni nesil kan sulandırıcı ilaçların varlığı ile hasta konfor ve uyumu arttırarak yan etki profili azaltmıştır” diye konuştu.
Erken teşhis komplikasyonları önlüyor
Atriyal Fibrilasyon’un tanısının basit bir Elektrokardiyogram (EKG) yada 24*48 saat ritm holter takibi ile konulabiliceğini kaydeden Karayel, “Erken teşhis ve erken başlanan tedavi ile hastada ileride oluşabilecek ağır ve ciddi komplikasyonların önlenmesi anlamında dramatik yarar sağlar. Bu yüzden risk grubunda olan hastaların risk faktörlerinin (hipertansiyon ,diyabet vb.) kontrol altında olması, yıllık poliklinik takiplerinin yapılması, ritim holter kontrollerinin yapılması, çarpıntı ataklarının günün hangi saati olursa olsun ciddiye alınması ve acil EKG kontrolünün yapılması önerilmektedir” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.