Muhami Cemiyeti Hukuk Platformu’ndan, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’a destek
Muhami Cemiyeti Hukuk Platformu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı Ramazan ayının ilk cuma hutbesinde İslam inancında olmayan eş cinsellik ve eşcinsellere yönelik sözleri hakkında Ankara Barosu başta olmak üzere bazı baroların destek mahiyetindeki açıklamalarına tepki gösterdi.
Muhami Cemiyeti Hukuk Platformu BAşkanı Avukat Ahmet Han Horasan yaptığı yazılı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ramazan ayının ilk cuma hutbesinde İslam inancında olmayan eşcinsellik ve eşcinsellere yönelik sözleri hakkında linç kampanyası başlatıldığını belirterek, "İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Ankara Şubesi ise bu hutbeyle ilgili bir suç duyurusunda bulunmuş ve Ankara Barosu başta olmak üzere bazı barolar destek mahiyetinde açıklamalar yapmıştır. Şüphesiz ki; ilk insan Hazreti Adem peygamberden günümüze hem uhrevi hem de onun bir cüzü durumunda olan dünyevi kanun koyucuların özellikle aile ve nesep - soy bağı korunmasına ilişkin hüküm ve yaptırımları sürekli paralellik arz etmiştir. İslam Hukukunda, Kilise Hukuku ve Türk örfi hukukunda da evlilik dışı her türlü cinsel ilişki, cinsiyet değiştirme, ensest ve eşcinsellik yasaklamış ve bu hususta çok ağır cezai müeyyideler getirmiştir. Evlilik Allah’ın koyduğu fıtri bir kanun/Sünnetullah olarak hem neslin çoğalmasını, hem de toplumu çökertecek gayriahlaki fiillerin önlenmesini amaçladığı için İslam ve Kilise hukukunda ve tüm kadim hukuk kurallarında ibadet olarak değerlendirilmiştir. Bu bakımdan evlilik kurumu, aile, nesebin korunması söz konusu olduğunda hukukî müeyyidelerin yanında manevi/ahlaki müeyyidelerin de etkili olduğunu görülmüştür" denildi.
"Eşcinselliği ve fuhşiyatı savunan LGBT dernekleri kapatılmalıdır"
Açıklamanın devamında, "Genel ahlak, kamu düzeni ve Türk aile yapısının omurgasıdır. Genel Ahlak Anayasanın ve Türk Ceza Kanunun koruması altındadır. Anayasanın 58. Maddesinde ’Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.’ 59. Maddesinde ’devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır’ denilmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı Anayasanın 136. Maddesi ve Teşkilat Kanunundan tanımlanan işleri yapmaktadır. Türk Ceza Kanununda belirlenen halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, dini değerleri aşağılayan ve üst düzey bir kamu görevlisini aşağılayan kişi ve kurumlarla ilgili adli soruşturmanın bir an önce başlaması gerekmektedir. Ayrıca hepsinden önemli 1000 yıllık İslam beldesi olan ülkemizde aleni eşcinselliği ve fuhşiyatı savunan LGBT dernekleri kapatılmalıdır. Bunlara yasal statü getiren sözleşmeler de feshedilmelidir. Hayret içinde takip ettiğimiz bu süreç, memleketin kalkınmasında zerre kadar katkısı olmayan anlayışın, millet ile arasındaki mesafenin izah edilemeyecek kadar çok olduğunun ispatıdır. Halkı aşağılamayı ve Milletimizin iradesini, menfaatleri ile çatıştığı her durumda yok saymayı adet edinmiş bu zihniyet yok olmaya ve ebediyen unutulmaya mahkumdur. Müslüman Türk milletinin erdeminden ve ferasetinden nasibini alamayanların; kıskanç, tahammülsüz, pervasız, saygısız, aşağılık yaklaşımları milletimizi derinden yaralamış, Kadim Anadolu-İslam medeniyetimizin kutsal değerlerini aşağılamış ve ecdadımızın da kemiklerini sızlatmıştır. Son olarak tüm sıfatlarımızdan sıyrılarak bir Müslüman olarak diyoruz ki Diyanet İşleri Başkanı “Çağlar öncesinden gelen sesinize kulak verdik, işittik iman ettik" ifadeleri yer aldı.
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.