Konya’da ailelerin ‘çıtır tarhana’ yapma mesaisi sürüyor
Konya’nın Beyşehir ilçesinde, yaz döneminin gelmesi ile birlikte ailelerin geçmişte “Beyşehir bisküviti” olarak da adlandırdığı “çıtır tarhana” yapma mesaisi sürüyor.
Beyşehir ilçesinde, yöre halkının kış sofralarında “olmazsa olmazı” olan tarhana yapımı için aileler evlerinin önünde, bahçede ya da müsait açık alanlarda bir araya gelerek imece usulü yardımlaşıyor. Yoğurdun ezilip ayrana dönüştürülmesi sonrasında kurulan kazanlara dökülüp kaynatılarak içerisine bırakılan yarma bulgur ve tereyağıyla pişirilmesiyle elde edilen bulamaç daha sonra bir müddet dinlendirildikten sonra ellerde top hamur haline dönüştürülüyor. Top hamur, daha sonra özel makinelerin arasında ayak basılarak “tarhana” adı verilen son şekli olan yuvarlak hale getiriliyor. Ardından hasır çitler üzerine serilerek güneşte kurutulmaya bırakılıyor. Yaklaşık iki gün kurutulan tarhananın başında aileler, sokak hayvanları ve kuşların zarar vermesine engel olmak için saatlerce nöbet de tutuyor. Yapılan tarhanalar, evlerin önünde, bahçelerde, damlarda, yol kenarlarında, okul bahçelerinde ve müsait açık alanlarda kurutularak toplanıyor. Kışın ise sofralara konularak ceviz ve badem gibi kuruyemişlerle birlikte çayla tüketiliyor, misafirlere ikram ediliyor.
“Anadolu cipsi dediğimiz cipsi de yapılıyor”
Beyşehir Hacıakif Mahallesinde yapılan tarhana mesaisinde ailesine yardım eden Zafer Poyraz, tarhananın günümüzde Beyşehir’le özdeşleşmiş bir gıda olduğunu vurgulayarak, eskilerin ise “Beyşehir bisküviti” olarak adlandırdığını söyledi. Zafer Poyraz, “Konya’da Beyşehir’e özgü diye düşünülür. Ama birçok ilçesinde de yapıldığını biliyoruz. Fakat Beyşehir’e özgür bir olaydır bu ürün. Şimdilerde daha incesi olan Anadolu cipsi dediğimiz cipsi de yapılıyor. Çocuklar bunu çok seviyor” diye konuştu.
Tarhananın Selçuklular döneminden bu yana günümüze kadar gelerek halen yörede yapımının devam ettirildiğini belirten Poyraz, doyurucu özelliği nedeniyle tarihte de Türk ordusunca azık olarak kullanıldığını anlatarak, “Beyşehir’de sadece tarhana değil, yaz döneminde erişte, bulgur yapma adeti de devam ediyor. Yani bu gıdalarla kışa hazırlanan bir ilçe Beyşehir Tarhananın ben tüm Türkiye’ye yayılması gereken bir adet ve güzellik olarak görüyorum. Çünkü bereketli, hesaplı, besleyici, hem de insanlar kendisi yapıyor imece usulü. Eski atalarımızdan gelen imece de böylece burada canlı tutulmuş oluyor. Gündüz yoğrulup bulanıyor, kazanlarda kaynatılıyor, dinlendiriliyor. Gece de makinede basılıp yapılıyor. Veya tam tersi de olabiliyor, şafak ve namaz vakti ile birlikte aileler günün ilk ışıklarıyla tarhana yapımına başlıyor” ifadelerini kullandı.
“İki gün boyunca tarhananın başında nöbet beklemek gerekiyor”
Müftü Mahallesinde yapılan tarhanasının başında nöbet bekleyen 67 yaşındaki Şerife Güzel de, 14-15 yaşından bu yana tarhana yaptıklarını anlattı. Tarhananın tek bir kişiyle yapılmasının mümkün olmadığını, aile fertleriyle, komşuların da sırayla birbirine yardım ederek imece usulü yapıldığını vurgulayan Güzel, “Aslında meşakkatli, zor bir zanaat. Yapılmasıyla bitmiyor, kurutmak için de başında nöbet beklemek gerekiyor iki gün boyunca. Çünkü, kuşlardan, hayvanlardan korumak gerekiyor. Kışın ise sofralarımızın vazgeçilmez bir gıdası haline geliyor” dedi.
Tarhana yapımı için kazanda kaynatılan ayranı karıştıran Nazmi Tamar da, kendisinin de bu iş için ailesine yardım ettiğini belirterek, tarhananın yemeyenlerin mutlaka tadına bakması gereken, tüketilmesi gereken çok faydalı yöresel bir ürün olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.