Doktor Sinan Bağçacı: “Lenfödem tedavi edilebilir“

Doktor Sinan Bağçacı:  “Lenfödem tedavi edilebilir“
Medicana Konya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doktor Sinan Bağçacı, lenfödem rahats...

Medicana Konya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doktor Sinan Bağçacı, lenfödem rahatsızlığını tetikleyen nedenler ve alınması gerekeken önlemlerle ilgili bilgiler verdi.

Lenf dolaşım sisteminin atar damar ve toplar damar sistemine ek olarak görev aldığını söyleyen Doktor Bağçacı, “Lenf sıvısı hücreler arası artıkların temizlendiği beyaz kandan oluşur. Lenf sıvısı adı verilen bu beyaz kan vücut ağırlığının dörtte biri kadardır. Bu beyaz renkli sıvı lenf damarları ile lenf nodlarına taşınır. Bu yolla filtre ve kanın temizlenmesi sağlanmış olur. Lenfatik sistem adını verdiğimiz bu sistemdeki yetmezlik sonucunda lenf sıvısının birikmesi sonucu etkilenen yerlerde kol yada bacakta şişlik ile lenfödem gelişir“ dedi.

- Lenfödem nasıl tanınır? -

Uzman Doktor Sinan Bağçacı, hastalığın nasıl ortaya çıktığını anlattı. Bağçacı şöyle konuştu; “Lenfödem gelişimi hızlı olabileceği gibi çok yavaşta olabilir. Lenfödemin iki tipi vardır. Primer denilen ilk tipi doğumsal olarak lenf sisteminin azlığı yokluğu ile karakterizedir. Bu tür hastalarda ergenlik çağından sonra yavaş gelişmli kol ve bacak lenfödemi meydana gelir. İkinci tipi ise sekonder tipidir. Sekonder tipi cerrahi, enfeksiyon, travma ve radyoterapi gibi nedenler ile ortaya çıkar. Cerrahiler içerisinde en sık neden meme kanseri nedeni ile meme dokusunun ve koltuk altı lenf nodlarının alınmasıdır. Lenfödem ilk olarak etkilenen kol ve bacağın uç kısımlarında, el ve ayak sırtında gelişir. Ödem başta yumuşak kıvamlı iken sonrasında cilt ve cilt altı dokularda gerginliğe neden olur. Kıyafetlerin dar gelmesi, takıların iz bırakması meydana gelir. Komşu eklem yapılarında sertleşme ve hareket kaybına neden olabilir. Lenfödemin üç evresi vardır. Birincisi geri dönebilen lenfödemdir. Cilt gergin ve parlaktır. Genellikle gündüz gelişen ödem istirahatle geriler. İkincisi kronik geri dönmeyen sert ödemdir. Komşu eklem yapılarınında etkilendiği safhadır. Ödem sertleşmeye ve ağrı yapmaya başlar. Üçüncüsü fil hastalığıdır. Zamanla etkilenen yerde ağrı ve fonksiyon kaybına neden olur.“

"Lenfödem fizik tedavi yöntemi ile tedavi edilebilir"

Fizik tedavinin hastalığın iyileşmesinde önemli yer tuttuğunu kaydeden Doktor Bağçacı açıklamasına şöyle devam etti; “Manuel lenfatik drenaj elle uygulanan özel bir masaj tekniğidir. Ödemli bölgeden lenf sıvısını alıp vücudun diğer bölgelerine akışını sağlar. Manuel lenf drenajı derinin tam altındaki yüzeye lenf damarlarına hafif basınç uygulaması ile yapılır. Tedavi bitiminde hastaya uygun basınçta bası giysisi verilir. Bu tedavi tutulan kol veya bacağın hacmini azaltır, lenf dolaşımını sağlar. Lenf sisteminde bloke olmuş lenf sıvısının serbest akışının sağlanması manuel lenf drenajı tekniği ile sağlanır. Manuel lenf drenajı lenf dolaşımına etkisi olmayan diğer masaj teknikleriyle karıştırılmamalıdır. Manuel lenfatik drenaj uygulanmadan tek başına havalı kompresyon cihazı uygulanması lenfödemi olumsuz yönde etkiler. Diğer masaj teknikleri ile manuel lenfatik drenajın karıştırılmaması gerekir. Lenfödem sonrasında yapılan bandajlama da diğer bandajalama yöntemlerinden oldukça farklıdır. Lenfödem azaltıldıktan sonra tekrar gelişimine engel olmak için kompresyon çorapları mutlaka kullanılmalıdır."

- Lenfödem hastaları nelere dikkat etmelidir? -

Doktor Bağçacı, hastaların dikkat etmesi gerekenleri de açıkladı. Bağçacı, "Cilt temiz tutulmalı ve iyice kurulanmalı, nemli bırakılmamalıdır. Etkilenmiş kola enjeksiyon yaptırılmamalıdır. Aşırı kilo, dengesiz beslenme, yetersiz veya aşırı egzersiz, uzvun aşırı ısıya maruz kalması, yolculuk, ağır şeyler taşıma etkilenen kol ya da bacağın sıkılması lenfödemi tetikler ve arttırır. Güneş yanığından kaçınılmalı, güneşlenirken yüksek koruma faktörlü koruyucular kullanılmalıdır. İç çamaşırı, diğer giysiler ve takılar sıkı olmamalıdır. Bu giysilerin ciltte oluşturduğu kızarıklıklar lenf dolaşımının engellendiği anlamına gelmektedir. Düzenli beslenilmeli, aşırı tuz kullanılmamalı ama tuz asla kesilmemeli ve bol su içilmelidir" diye konuştu.

Kaynak: İHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.