Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) ve Amerikan Sağlık Enstitüsü (National Instutite of Health: NIH) iş birliğinde Primer İmmün Yetmezlikler Sempozyumu düzenlendi.
NEÜ Çocuk İmmünoloji ve Allerjik Hastalıklar Bilim Dalının, TÜBİTAK projesi kapsamında birlikte çalıştığı NIH ile ortaklaşa düzenlediği Primer İmmün Yetmezlikler konulu Sempozyum alanında dünya çapında tanınan isimlerin katılımıyla Meram Tıp Fakültesi Asım Duman Konferans salonunda İngilizce olarak gerçekleştirildi.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, NEÜ’de böyle bir toplantının yapılmasından duyduğu mutluluğu dile getirerek, NIH ile birlikte yapılacak araştırmaların sağlık adına büyük önem taşıdığını söyledi. Şeker, bu tür araştırmalar için TÜBİTAK’ın verdiği desteğin de alandaki gelişmeler ve ilerlemeler için önemli olduğunu belirtti.
“Primer İmmün yetmezlikli hastaların tedavisi için yeni yöntemler geliştirilebilir”
NIH ekibinin başkanı Prof. Dr. Michael J. Lenardo, “NIH/Turkish Clinical Genomics Program, Milestones and Future Discoveries” konulu konferansında NIH’deki araştırmalar ile yeni tanımlanan, nadir ve ağır primer immün yetmezlikler hakkında bilgi verdi ve bu konularda geliştirdikleri tedavileri anlattı. NEÜ Çocuk İmmünolojisi Bilim Dalı ile birlikte çalışmaktan onur duyduğunu söyleyen Lenardo, yapılacak araştırmalar ile Konya ve çevresindeki primer immün yetmezlikli hastalarda yeni hastalıkların tanımlanacağını, tedavi alanında da hastaların yararına yeni yöntemler geliştirilebileceğini söyledi.
“Primer İmmün yetmezliğe sebep olan iki yeni gen mutasyonu bulundu”
Meram Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Keleş, son bir yıl içinde NIH ile birlikte yaptıkları araştırmalarla 50 kadar hastayı değerlendirdiklerini, primer immün yetmezliğe sebep olan 2 adet yeni gen mutasyonu saptadıklarını ve ayrıca 2 adet de yeni gen defekti üzerinde çalışmalarının devam ettiğini ifade etti.
“Konya’daki Primer İmmün yetmezlik tıp literatürünün en az beş katı”
Prof. Dr. İsmail Reisli ise, Konya’da 2001-2016 yılları arasında 3 bin 123 hastaya primer immün yetmezlik tanısı koyduklarını, yaptıkları değerlendirmeler ile bu hastalardan ağır tipte immün yetmezlik olanların on bin canlı doğumda bir görüldüğünü bildirdi. Reisli; bu sıklığın, Tıp literatüründeki sıklığın en az 5 katı olduğunu, bunun sebebinin ise ülkemizde yüksek oranda yapılan akraba evliliği olduğunu vurguladı. Reisli takip ve tedavisini üstlendikleri primer immün yetmezlikli hastaların genetik tanıları ve tedavileri konusunda, NIH ile birlikte elde edecekleri yeni buluşlarla katkı sağlayacaklarını söyledi.
Sempozuma katılan diğer konuşmacılar da genetik tanının önemine, tanı sonrası verilecek genetik danışımın önemine ve tedavide sağlanacak yeniliklere vurgu yaptılar. Necmettin Erbakan Üniversitesinin bugüne kadar olan alt yapı özelliklerinin değerlendirildiği, yapılan çalışmaların da sunulduğu sempozyum ile önümüzdeki yıllarda yapılacak ortak çalışmaların temelleri de atıldı.
Kaynak: İHA