Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde acele edilmemesini, özelleştirilecekse de halka arz yönteminin esas olmasını savunduklarını söyledi.
MHP’li Mustafa Kalaycı şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili yaptığı açıklamada, 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi için ihaleye çıkıldığını, bunlar arasında 8 ilçe ekonomisinin can damarı olan Ilgın Şeker Fabrikasının da bulunduğunu hatırlattı. Satılmak istenen fabrikasının 2017-2018 pancar alım ve işletme kampanyası döneminde 33 milyon lira kâr elde ettiğini kaydeden Kalaycı, “O nedenle, zararı olduğu gerekçesiyle satılacağı bilgisi gerçek değildir. Tam aksine, Ilgın Şeker Fabrikası 2016 yılında en fazla kâr elde eden işletmedir. Konuya ‘Fabrika kârlı mı zararlı mı?’ gözüyle bakılmamalıdır. Şeker fabrikalarının, bölgesel gelişme ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının giderilmesi açısından büyük öneme sahip olduğu unutulmamalıdır” dedi.
“Şeker fabrikaları tüm bölge insanının önemli bir geçim kaynağıdır”
Şeker fabrikalarının bölge ekonomisine hayat verdiğini, ülke ekonomisine de yüksek katkı sunduğunu bildiren Kalaycı, “Şeker fabrikaları, bulundukları yerlerde, pancar çiftçimizin, esnafımızın, fabrika çalışanlarının, kamyoncuların, servisçilerin, hayvancılıkla uğraşanların, velhasıl tüm bölge insanının başlıca geçim kapısı ve önemli bir geçim kaynağıdır. Bu bölgelerdeki vatandaşlarımız günlerdir ayaktadır ve gelişmeleri endişeyle takip etmektedir. Ülkemizde bugüne kadar gıda sektöründe yapılan özelleştirmeler sonrasında bazı fabrikaların ve iş yerlerinin kapanmış olması ve buralarda üretilen birçok üründe ithalat yapar konuma gelinmesi gerçekleri karşısında şeker fabrikalarının da kapanması, şeker pancarı tarımının bitmesi ve pancar şekeri üretiminin sonlanması korkusu ve endişesi yaşanmaktadır. Böylesi bir durum nişasta bazlı şeker üreticilerinin önünü açması, pazar alanını genişletmesi, insanımızın sağlıksız şeker üretimi ve ithaline mahkûm olması sonucunu da doğurmaktadır. Nişasta bazlı şekerin cıva zehirlenmesine yol açtığına ve kadar birçok hastalığa neden olduğuna dair bilimsel araştırmalar tüm dünya kamuoyunca hassasiyetle takip edilmektedir. Pancar şekeri üreten AB ülkelerinde nişasta bazlı şeker kotası genelde yüzde 2 ila 3 düzeyindedir. Fransa ve İngiltere’de bu kota yüzde 0, Almanya’da ise yüzde 1,9’dur. Buna karşın Türkiye’de nişasta bazlı şekerin kotası yüzde 10 olup Bakanlar Kurulu her yıl bu kotayı yüzde 50’ye varan oranlarda artırmaktadır. Ayrıca piyasada etkin bir denetim de yoktur” diye konuştu.
“Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde acele edilmemeli”
Mustafa Kalaycı, MHP’nin özelleştirmede halka arz yönteminin esas olmasını savunduğunu dile getirerek, “Sayın Maliye Bakanımız ‘40 bin kere düşündük’ demiş ve sosyal özelleştirme yaklaşımıyla sözleşmelere hem çalışanların hem üreticilerin hakkını güvence altına alan, asgari beş yıl boyunca üretimi garanti edecek hükümler koyduklarını açıklamıştır. Sadece 5 yıl için düşünmek yetmez, 5 yıl sonra ne olacak? Sayın Bakanın açıklamasından şeker fabrikaları özelleştirildikten beş yıl sonra kapatılabilir anlamı da çıkmaktadır. MHP, özelleştirmede halka arz yönteminin esas olmasını, stratejik kuruluşların özelleştirilmesinde seçici olunmasını savunmaktadır. Şeker fabrikalarına yönelik özelleştirme uygulamalarında acele edilmemesini ve tüm fabrikaların ayrı ayrı değerlendirileceği teknik çalışmalar yapılmasını öneriyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA