Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Doğaç Uğurcan, mevsim geçişlerinde bağışıklık sisteminin daha zayıf olduğunu belirterek, bu dönemlerde bulaşıcı hastalıklara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Medicana Konya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Doğaç Uğurcan bulaşıcı hastalıklar hakkında bilgi verdi. Bulaşıcı hastalıkların, insanlara mikroorganizmalar yoluyla bulaşan, özellikle solunum yolu, dokunma, temas, kan yoluyla bulaşabilen ya da gıdalar gibi pek çok yolla bulaşabilen, özellikle mikroorganizmaların, bakterilerin, virüslerin, parazitlerin neden olduğu enfeksiyon hastalıkları olarak bilindiğini söyledi. Türkiye’de bulaşıcı hastalıkların sıklığının oldukça fazla olduğunu belirten Uğurcan, özellikle kalabalık yaşanan ortamların bunun için bir etken oluşturduğunu, okulların, hastanelerin, büyük ve kalabalık iş yerlerinin bu tarz hastalıkların bulaşmasını kolaylaştırdığını ifade etti.
Mevsim geçişlerinin olduğu dönemlerde, özellikle ilkbahar ve sonbahar dönemlerinin bağışıklık sisteminin zayıf düştüğü dönemler olduğunu kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Uğurcan, "Hava geçişinin olması, sıcak havadan soğuk havaya geçmek biraz bağışıklık sisteminizi düşürüyor ve bu nedenle de bu tarz mikroorganizmalara vücudumuz biraz daha açık hale geliyor. Özellikle polikliniklerimize, hastanelere gribal semptomlarla gelen, ateş yüksekliği, öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı şikayetleriyle gelen pek çok hastamız oluyor. Aslında bunlar da solunum yoluyla ya da damlacık yoluyla kişiden kişiye bulaşabilen enfeksiyon hastalıkları. Kalabalık yaşanan ortamlar, özellikle okullar, büyük iş yerlerinde hapşırma, öksürme, tıksırma yoluyla bir kişiden bir kişiye bulaşabiliyor. Bu şekilde örneğin bir sınıfta tek bir öğrenciyle başlayan grip birkaç gün içerisinde pek çok arkadaşına bulaşabiliyor. Bu tarz durumlarda dikkat etmek çok önemli. Özellikle kişilerin evde dinlenmesi, diğer insanlardan uzak durması, arkadaşlarından, küçük çocuklardan uzak durması önemli” dedi.
“Bu tarz hastalıklarda en önemli koruma yollarından biri aşı olmak”
Diyabetik hastaların, astımı olan hastaların, kanser hastalarının, şeker hastalarının, küçük çocukların ya da 65 yaşının üzerindeki kişilerin bu tarz bulaşıcı hastalıklarda biraz daha hassas olabildiklerini ve bu tarz kişilerde hastalığın daha ağır seyredebildiğini vurgulayan Doğaç Uğurcan, “Bu yüzden de bunların biraz daha dikkatli olması lazım. Bu tarz kişilerin kendilerini korumaları gerekiyor. Bu tarz hastalıklarda en önemli koruma yollarından biri aşı olmak. Eylül, Ekim dönemlerinde grip aşısı olduklarında, özellikle de hem yaşlı kişiler hem 5 yaş altı küçük çocuklarda bu tarz aşıların olması kişinin bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek, onların enfeksiyona biraz daha dirençli olmasına neden oluyor. Onun dışında bu dönemlerde sağlıklı beslenme çok önemli. Özellikle meyve, sebze, doğal ürünlerle beslenmek bağışıklık sisteminizi artırabilir. Spor yapmak, egzersiz yapmak, açık havaya çıkma, bunlar biraz bağışıklık sistemini güçlendirebilir” şeklinde konuştu.
"El temizliğine çok dikkat etmek gerekiyor"
Solunum soluyla bulaşan hastalıkların yanı sıra bir de yeme içme yoluyla, temiz suyun kullanılmadığı, ortak kullanılan tuvaletlerden geçen hastalıkların da olduğunu söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Doğaç Uğurcan, "Örneğin ishallerde olduğu gibi. Bunlar da özellikle küçük çocuklarda, okullarda aynı tuvaletlerin paylaşılması, tuvalet temizliğinin olmaması, tuvaletlerden sonra el yıkamama gibi nedenlerle bulaşabiliyor. Ya da çok fazla dışarıda yemek yiyen, çalışan insanlar, özellikle iyi temizlenmemiş gıdalar ya da bozulan gıdaların yenmesiyle bu tarz enfeksiyonlara yakalanabiliyorlar. Burada da sıvı alımı bozuluyor, kişilerin genel durumu kötüleşiyor, ateş yüksekliği, bulantı, kusma gibi şikayetlerle beraber gelebiliyor. Biz bu şekilde de pek çok hastaya bazen hastanede yatarak tedavi vermek zorunda kalabiliyoruz. Bunlarda özellikle korunma açısından önemli olan hastalıklar özelikle el yıkama, el temizliğine çok dikkat etmek gerekiyor. Tuvaletten sonra, yemekten önce, yemekten sonra el yıkama alışkanlığının ya da kapı kolu ortak kullanılan yerlerle temas sonrası ellerin ya bir su ve sabunla yıkanması, aslında en basiti su ve sabunla yıkamak, su ve sabunla yıkaması yoksa dezenfektanlı mendiller, değişik alkollü kolonyaların kullanılması bile mikroorganizmaların öldürülmesinde faydalı olabilir. Bunlara çok dikkat etmek lazım” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA