4 Şubat Dünya Kanser Gününde farkındalık oluşturmak ve halkı bilinçlendirmek isteyen Medicana Konya Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tunç Güler, Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Tanrıkulu ve Erişkin Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Handan Çipil kanserin nedenleri, tanısı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
"Beslenme bozuklukları kanser nedeni"
Kanserin yüzde 30’unun beslenme bozuklukları ve obezite ile ilişkili olduğunu belirten Medikal Onkoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tunç Güler, “Kanserin nedenlerine bakacak olursak yaklaşık yüzde 30’u beslenme ve obezite ile ilişkilidir. Buna bir de tütün ve tütün ürünlerini ilave edersek kanserin yüzde 50’ye kadarı önlenebilir sebeplerden oluşmakta. Biz sigara ile mücadele, obezite ile mücadele de sağlıklı beslenme ve fiziksel egzersizi, hareketli yaşamı ön plana çıkardığımız takdirde yaklaşık yüzde 50 civarında sebebi ortadan kaldırmış oluyoruz. Bu da ciddi bir oran demektir. Dünya’da yıllık 8,8 milyon kişi kanser nedeniyle hayatını kaybetmekte ve ne yazık ki 4 milyon insan genç yaş denilecek, 30-69 yaş grubunda yaşamını yitirmekte. Önümüzdeki 10 yılda bu sayının, yıllık kanser ölümünün 14 milyona çıkması şeklinde. Yani dünyanın karşısında bu kadar ciddi bir halk sağlığı sorunu var. Dolayısıyla bununla ilgili de mutlaka her yönüyle toplumsal, devlet bazında da mutlaka harekete geçmek ve bazı faaliyetler yürütmek gerekir” ifadelerini kullandı.
"Kanserle mücadelede tarama yöntemi önemli"
Bir hastanın kansere yakalanmadan erken evrede tespit yapılabileceğini vurgulayan Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Tanrıkulu, “Kanser ülkemizde ve tüm dünyada gerçekten çok önemli bir sorun. Büyük bir kısmı önlenebilir sebeplerden oluşmaktadır. Burada değinilmesi gereken diğer önemli husus da önlemeye yönelik adımların en büyüğü aslında tarama yöntemleri. Bir kişinin kanser olmadan bunu nasıl fark edebiliriz. Kanser olmadan, çekirdek evresinde yakalamak, erken evrede yakalamak hem hastanın sağ kalım açısından hem de topluma yansıyan psikolojik sorunlar açısında ve maddi külfet açısından çok önemli. Keşke hepsini bu şekilde yakalayabilsek. Ülkemizde ve dünya çapında olmakla birlikte KETEM adı altında bu tarama programları çok detaylı bir şekilde yapılmaktadır. Özellikle kalın bağırsak, meme ve rahim kanserleri arasında tarama programları hızla gelişmekte. Bu da hakikaten tüm insanlarımızda bilinç ve farkındalığı arttırmakta” şeklinde konuştu.
Akut lösemiler hakkında bilgi veren Doç. Dr. Handan Çipil, “Akut lösemiler kemik iliği hücrelerindeki kötü huylu hücrelerin çoğalması ve iliğin kendi üretmesi gereken kan hücrelerini üretememesi sonucu ortaya çıkmakta. Özellikle alyuvar, akyuvar kan pulcuklarının vücutta yeterince üretilememesi sonucu kansızlık, enfeksiyona meyil ve kan pulcukları tronbosit dediğimiz hücrelerin düşmesine bağlı karşılaştığımız sorunlar. Eğer kansızlığa bağlı, çok ciddi halsizlik, baş dönmesi, vücutta durduk yere hiçbir yere çarpmadan oluşabilen kanamaya meyil, diş eti kanaması, burun kanaması, vücutta morluklar, geçmeyen enfeksiyon, ateşten dolayı hasta acil servislere başvurmakta. Hastaya yapılan tetkiklerle hızlı bir şekilde teşhise yönlendirmekteyiz” dedi.
Kaynak: İHA