Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi (KGTÜ) tarafından Vakıflar Haftası dolayısıyla “Vakıf Kuran Kadınlar” konulu konferans düzenlendi. Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Sarı, sosyal hayatın bir parçası olan vakıfların, birlik ve beraberliğe de katkı yaptığını söyledi.
Konya Gıda ve Tarım Üniversitesinin Vakıflar Haftası dolayısıyla düzenlediği “Vakıf Kuran Kadınlar” konulu konferansa, Rektör Prof. Dr. Cumhur Çökmüş, Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkilileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Rektör Çökmüş, vakfın; kişisel çalışma ve gayretlerle elde edilen imkanların ve mal varlığının gönül rızasıyla paylaşılması anlamına geldiğini söyledi. Tamamen gönüllülük esasına dayanan bu sistemin zamanla kanunlarla kurumsallaştığını ifade eden Çökmüş, Osmanlı döneminde oldukça yaygın olan vakıfların Cumhuriyet döneminde de aktif bir şekilde faaliyet gösterdiğini, sosyal barışa katkı sunan vakıfların sınıf farklılıklarını ortadan kaldırdığını, sosyal adaleti sağladığını, iç barışı da destekleyen bir alt yapı oluşturduğunu kaydetti.
“Vakıflar, sosyal katalizör rolü üslendi”
Daha sonra konferansa geçildi ve kürsüye Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Sarı geldi. Vakıf Kuran Kadınlar isimli konferansında, Tarihi bin yılı aşan vakıf müessesesinin, Selçuklu döneminden itibaren sosyal hayatın bir parçası olduğunu ve özellikle Osmanlı döneminde sosyal, ekonomik ve kültürel hayatı büyük ölçüde kuşattığını aktaran Sarı, “Osmanlı yönetimi kendisinin İslam dininin zarureti diniye olarak tanımladığı can, mal, akıl, din ve neslin korunmasına yönelik uygumalar ve adaletin tesisiyle hükümlü kılarken diğer alanları ise vakıflara bırakmıştır” dedi.
Eğitim, sağlık, bayındırlık, din hizmetleri ve sosyal yardımlaşma gibi sosyal devlet anlayışını doğuran faaliyetlerin vakıflar tarafından organize ve finanse edildiğini vurgulayan Tuğba Sarı, Selçuklu’dan başlayarak, Osmanlı döneminde bugün kadınların etkin bir şekilde, toplumun her alanı kuşatan vakıflar kurduğunu ifade etti. Sarı, “Böylelikle farklı şartlara sahip bireylerin aynı toplumda birlik ve beraberlik içinde yaşamaları hedeflenmektedir. Kurulan vakıflar ayrıca yol, köprü, çeşme, okul, cami, hamam gibi nice hizmetler ile yaşanılan mekanın gelişimine katkı sağlayarak sosyal katalizör rolü üslenmişlerdir. Hayır işleriyle ünlü hanım sultanlar deyince ilk olarak Mihrimah Sultan, Hafsa Sultan, Mihrişah Valide Sultan, Bezmiâlem Valide Sultan ve Hürrem Sultan akla gelmektedir. Osmanlı döneminde vakıf kuran kadınlar, sadece saray kadınlarından ibaret değildi. Toplumun her kesiminden kadınlar, toplumun ihtiyaçlarını gözeterek vakıflar kurmuştur” diye konuştu.
Kaynak: İHA