Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Özellikle zaman zaman endişe verici boyutlara ulaşan ırkçılık, sosyal dışlama, ötekileştirme, yabancı düşmanlığı, camilere ve mescitlere saldırılar vb. ayrımcılığa dayalı söylem ve uygulamalar, Müslümanların hareket ve özgürlük alanlarını giderek daraltmakta, haklarını kısıtlamakta, sosyal ve kültürel kurumlarını işlevsiz hale getirmektedir. Bu durum karşısında, umudunu ve öz güvenini kaybetmeden, insani ve ahlaki ilkeleri ötelemeden, hukuk ve evrensel değerler bağlamında, dirayetli bir mücadelenin nasıl yapılacağına dair kapsamlı bir yol haritası belirlenmelidir” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün düzenlediği 2-5 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilecek 8. Yurt dışı Din Hizmetleri Konferansı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla “İslam’a Karşı Küresel Meydan Okumalar Bağlamında Yeni Stratejiler” temalı açılış programıyla Konya’da başladı. Programda yaptığı konuşmada insan hakları sorununa değinen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Bu bağlamda, İslamofobi yani İslam karşıtlığının İslam düşmanlığına dönüşerek fiili bir boyut kazanmaya başladığını görüyor ve yaşıyoruz. Açıkça ifade etmek gerekir ki bir İslam düşmanlığı projesi olan İslamofobi, ardında kirli çıkar ilişkileri ve ırkçılık barındıran ciddi bir insan hakları sorunudur. İslam’ı, şiddet ve terörü besleyen bir ideolojiden ibaret göstererek bunu suni bir korku ile dünya kamuoyunda yaymak için çalışan hain ve karanlık bir projedir. Birçok Avrupa ülkesinde siyasi partilerin oy almak için İslamofobiye dayalı propagandalar üzerinden seçim kampanyaları yürüttükleri ve terör örgütlerinin karanlık yüzüyle aydınlık bir dini bağdaştırmaya çalıştıkları da dikkat çekmektedir” dedi.
“Kapsamlı bir yol haritası belirlenmeli”
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Diğer yandan özellikle zaman zaman endişe verici boyutlara ulaşan ırkçılık, sosyal dışlama, ötekileştirme, yabancı düşmanlığı, camilere ve mescitlere saldırılar vb. ayrımcılığa dayalı söylem ve uygulamalar, Müslümanların hareket ve özgürlük alanlarını giderek daraltmakta, haklarını kısıtlamakta, sosyal ve kültürel kurumlarını işlevsiz hale getirmektedir. Her türlü insani hak ve temel özgürlüklerin uluslararası anlaşmalarla teminat altına alındığı günümüzde, söz konusu alanlardaki ihmal, istismar, ihlal ve saldırılar, buralardaki Müslümanların zaman zaman geleceğe dair ümitlerini de olumsuz etkilemektedir. Bu durum karşısında, umudunu ve öz güvenini kaybetmeden, insani ve ahlaki ilkeleri ötelemeden, hukuk ve evrensel değerler bağlamında, dirayetli bir mücadelenin nasıl yapılacağına dair kapsamlı bir yol haritası belirlenmelidir” şeklinde konuştu.
“Terör örgütlerinin arkasında hangi kirli çıkar ilişkilerinin olduğu apaçık ortadadır”
Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti: "Derin hesapların, küresel güç savaşlarının, kirli çıkar ilişkilerinin neticesi olarak kurulan ve desteklenen ve hepsi birer proje olan terör örgütleri, yaptıkları insanlık dışı uygulamalarla İslamofobi endüstrisine malzeme üretmektedir. FETÖ, DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebab gibi terör örgütlerinin arkasında hangi kirli çıkar ilişkilerinin olduğu apaçık ortadadır. Bu noktada bizlere düşen öncelikli görev ve sorumluluk, İslam’ın hak ve adalet anlayışını, Peygamber Efendimizin çağlar üstü örnekliğini ve üstün ahlaki vasıflarını insanlık ailesinin her bir ferdine güzel bir dille, hikmetli bir üslupla sunmak için var gücümüzle çalışmaktır. İslam’a yakıştırılmaya çalışılan olumsuz imajları bertaraf ederek oluşturulmaya çalışılan suni korku ve kaygıyı gidermek için kapsamlı ve küresel boyutta projeler ve çalışmalar yapmaktır.”
“Fıtrata ve yaratılışa aykırı bir sapkınlık”
Son günlerde gündemi işgal eden “cinsel eşitlik” sloganlarının “sapkınlık” olduğuna vurgu yapan Başkan Erbaş, “Ailemiz, gençlerimiz ve geleceğimiz söz konusu olduğunda, burada şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim: Zaman zaman bazı kavramlar, organizasyonlar, cinsiyet eşitliği gibi sloganlar adı altında bir takım sapkınlıkların gündeme getirildiğini ve yaygara yapıldığını görmekteyiz. Aileyi tahrip eden, insani ve ahlaki değerleri hiçe sayan söz konusu propagandanın; özgürlük, onur vb. kavramlarla servis edilmesi bir algı operasyonu ve aldatmacadır. Anne olmayı devreden çıkaran bir kadın ve baba olmayı devreden çıkaran bir erkek tasavvuru, fıtrata, yaratılışa aykırı bir sapkınlıktır ve tarih boyunca bütün inançlar tarafından hem reddedilmiş hem de lanetlenmiştir” dedi.
Programa katılan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran da, "Yurt dışı din hizmetlerinin çok farklı boyutları var. Öncelikle çok güçlü bir teşkilatlanma içerisinde olmamız lazım ve bu teşkilatı çok güçlü insanlarla oluşturmamız lazım sizler bunun en önemli aşamalarından birisiniz" dedi.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da, "Diyanet İşleri Başkanlığımızın her türlü organizasyonunda Konya olarak misafir etmekten kardeş olmaktan büyük gurur duyacağımızı ifade etmek istiyorum" dedi.
Programa, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Konya Valisi Cüneyit Orhan Toprak, Diyanet İşleri Başkanlığı müşavir ve ataşeleri katıldı.
Kaynak: İHA