Adana’da kasiyerlik yaparken 5 yıl önce lösemi hastası olan iki çocuk babası Levent Karadağ, evlerinde oksijen makinesine bağlı sürekli uyuyarak yaşam mücadelesi veriyor.
Bir markette kasiyerlik yapan Levent Karadağ (36) bundan 12 yıl önce Tuba Karadağ (30) ile evlendi. Bu evlilikten İlayda (11) ismini verdikleri bir kız çocukları oldu. Karadağ’ın ilk evliliğinden de İhsan Karadağ (18) isimli bir çocuğu vardı. Ancak bundan 5 yıl önce Levent Karadağ, halsizlik, mide bulantısı ve böbrek ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede lösemi teşhisi kondu. O günden sonra Karadağ Çukurova Üniversitesi Tıp Fakütesi Balcalı Hastanesi Onkoloji Bölümü’nde tedavi görmeye başladı. Ancak yapılan tüm tedavilere rağmen Karadağ’ın durumu iyiye gitmeyip kötüye gitti. İşten çıkan ve ailesine bakamayacak duruma gelen Karadağ’a devlet 3 aydan 3’a bin 50 lira engelli maaşı, ona bakan eşine ise bin 20 lira evde bakım ücreti bağladı. Bu iki maaşla geçinmeye çalışırken ilaçların birçoğu SGK tarafından karşılanmadığı için evde bakım ücreti Karadağ’ın ilaçlarına verilmeye başlandı. Hatta alınan ilaçlar çok fazla olduğundan maaş bile ilaçları almaya yetmemeye başladı. Tuba Karadağ eşinin hayatta kalması için evinde küçük bir eczane kurdu. Bir süre sonra eşinde solunum yetmezliği de başlayınca SGK karşılamadığı için kendi cebinden oksijen makinesi aldı. Durumu çok kötüye giden Karadağ şimdi 24 saat oksijen makinesine bağlı baygın bir şekilde evde yatıyor. Karadağ hiç kendine gelemediği için aile ne yapacağını bilemiyor. Ayrıca Karadağ ailesinin kızında kronik anemi rahatsızlığı, erkek çocukta ise epilepsi rahatsızlığı var. Karadağ ailesi yokluk nedeniyle duvarlarında sıva olmayan, tavanda ise var olan sıvası dökülmüş çok kötü bir evde aylık 300 lira kira ile oturuyor.
"NE OLUR BİZE YARDIM EDİN"
Tuba Karadağ her şeyle tek başına mücadele ettiğini belirterek, "Bazı ilaçları yurt dışından geliyor. Bayramın 1’inci gününden bu yana ağrıları daha da artmaya başladı. Kendi doktoruna götürdük, kan değerlerinin çok yüksek olmasından dolayı elimize bir kağıt verdi ve acil ya da normal servisten yatması gerektiğini söyledi. Biz de saat 6’dan sonra Balcalı Hastanesine götürdük, ne yoğun bakım ne de serviste yer olmadığını söylediler ve Şehir Hastanesine gitmemizi söylediler. Şehir Hastanesine götürdük orada da zorla aldılar, 1 gece yoğun bakımda 2 günde serviste kaldı sonrasında omurilikten sıvı alınması gerektiğini ancak kendi doktoruna götürmemizi isteyerek hiçbir ilaç vermeden taburcu ettiler. Kendi doktoruna götürdük, hastanede yer olmadığı için bilinci kapalı şekilde bizi taburcu etti. Oradan çıkıp özel bir hastaneye gittik orası da özel olduğu için bir miktar para yatırmamız gerekiyormuş bizde de olmayınca sedyeyle kapının dışına bıraktılar. Eve geldik gece eşim fenalaştı elimde kalacaktı hemen solunum cihazına bağladık. 5 yıldır bu şekilde tedavi görüyor ama 1 aydan bu yana daha da ağırlaştı" dedi.
Çok fazla ilaç olduğuna dikkat çeken Karadağ şöyle devam etti:
"Solunum yetmezliği, psikiyatri ve kendi hastalığının ilaçlarını kullanıyoruz hatta çoğu ilacı dışarıdan ücretli alıyorum. Devletin verdiği maaşla geçiniyorum, şu an kullandığı solunum cihazının yarısını ödemiştim geri kalanını da gelen maaşlarla tamamladık o şekilde borcunu bitirdik. Solunum yetmezliğinden dolayı sürekli çalıştırmak zorundayız. Kızımda da anemi hastalığı var Şehir Hastanesi’nde tedavi görüyor, oğlum ise epilepsi hastası onu da Balcalı Hastanesine götürüyoruz ve aynı zamanda da okuyorlar. Hem eşim hem de çocuklarım hasta çok zorlanıyorum ama mücadele etmeye çalışıyorum. Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum bize sahip çıksın. Buranın kirası 300 lira ayrıca elektrik, su ve çocukların okul masrafları da var artık karşılayamıyorum."
Konuyla ilgili Balcalı Hastanesi hastanede yer olmadığını bu nedenle Şehir Hastanesine yönlendirildiğini, Şehir Hastanesi ise hastaya bir gün yoğun bakımda iki gün ise serviste tedavi uygulandığını, kendine gelip iyileştiği için de taburcu edildiğini bildirdi.
(Fatih Keçe - Serkan Çetinkaya/İHA)
Kaynak: İHA