Son iki yılda sayısı 320'yi bulan obruklar, Konya şehir merkezine 5 kilometreye kadar yaklaştı. Çökmelerin nedeni tarıma bağlanıyor. Ancak toprak yapısı ve gerçekler birçok farklı sebebin olduğunu gösteriyor. Susuzluk, kuyu kullanımı ve volkanik yapılanma başlıca nedenler olarak görünüyor. Karapınar Ziraat Odası Başkanı Durmuş Üner ülke tarımını tehdit eden çökmeleri Sözcü'den Mehmet Ali Kayacı’ya değerlendirdi.
2019 yatırım planında aşırı su tüketen termik santrallerin Karapınar’a kurulumu yer alırken, ilçe ve Konya Ovası, havza dışından gelecek suyun hayalini kuruyor. Ovada, mevcut suyun tarımsal üretimde kullanımı %60’dan %90’a çıkarılırken içme suyu, enerji ve çevresel su kullanımı %10’u teşkil ediyor. Konya Ovası’nda salma sulama yapılırken Türkiye'de mısır üretiminin %8’ine sahip Karapınar ilçesi suyu tamamen yer altından alıyor ve Konya Ovası’nda salma sulama yapılıyor. Mısır üretiminde suyun fazla kullanımı da oluşan obrukların sebebini tarım olarak gösteriyor. Karapınar Ziraat Odası Başkanı Durmuş Üner ise, tarımın bitirilmek istendiğini, asıl gerçeğin farklı olduğunu söylüyor.
ÜNER: “KARAPINAR VOLKANİK BİR BÖLGE”
Obruk oluşumunun sadece susuzluk olmadığını söyleyen Ziraat Odası Başkanı Üner, “obruk oluşumu tamamen susuzluk meselesi değil. Yıllardan bu yana bizim tecrübe ettiğimiz ve yetkililerinde söylediği, ilçenin batısı kireç kaynaklıdır doğusunda da toprak siyah taştan oluşur, sondajda elmas bile kırar. Yer altı akıntısı Hasandağı’ndan Karadağ’a yani tuz gölüne doğru akıntı vardır. Burası volkanik bölge. Yer altı gazlarının salınımının devam ettiği, bir asitlenme ile de kireç taşlarının eridiği ve yer altı mağaralarının oluştuğunu söylüyor jeoloji mühendisleri. Suyun statik seviyesi 20-25 metre aşağı indi, yer altı sularında 300 metreye kadar su yok.
“TARIMI BALTALAMAK İSTİYORLAR”
Üner, damla sulamanın yapıldığı ilçede kurulması planlanan termik santraller içinde hazırlık yapıldığını bunun yerine önceliği tarıma verilmesi gerektiğini belirterek, “Bölgede suyu en fazla tüketen tarım. Ülkemiz tarım ülkesi, tahıl ambarı Konya merkezide Karapınar. Bizim tereddüt içinde beklediğimiz, korktuğumuz termik santraller. Santraller için barajlardan su getirileceği söyleniyor, su gelecekse tarım için neden gelmiyor. Yer altı suları çekiliyor diye tarımı baltalamanın bir anlamı yok. Vahşi sulama yok damla sulama var ilçede” diye konuştu.
“ÇÖKMELER MERKEZE YAKLAŞTI”
Son iki yılda oluşan obruk sayısının 320'yi bulmasının ardından Karapınar dışında diğer ilçelerde de oluşmaya başladı. Arazisini kaybetmek istemeyen çiftçilerin, bu oluşumları toprakla kapattıkları yetkililer tarafından da tespit edildi. Çoğunlukla Hasandağ ile Karadağ arasında oluşan obruklar, Konya şehir merkezine 5 kilometre mesafeye kadar yaklaştı. Son olarak, obrukların yeni yapılmakta olan Konya Şehir Hastanesi ile mevcut Kapalı Cezaevi'nin de bulunduğu güzergaha yakın yerlerde de oluşması tedirgin bekleyişi giderek artırıyor.
“SORUN SU İSE, ÇÖZÜM KIZILIRMAK”
Tarım ve Orman Bakanlığı'nda, su yönetiminde 2 yıllık projenin son toplantısına katıldığını belirten Karapınar Ziraat Odası Başkanı Durmuş Üner, “Ovadaki mevcut suyun, kuraklık, yarı kuraklık döneminde, ne kadarını, hangi sektöre nasıl sevk edeceğiz. Burada esas sorun, mutlaka dış havzadan su gelmesi. 2016’da gelmesi gereken Mavi Tünel Projesi’ndeki su halen gelmedi. Burada sorun net, çözümde net. Önce su gelecek. Konya’nın 2 milyon 200 bin hektar arazisi var. Bunun yarısından fazlası toplulaştırma kapsamına alınması gerekiyor. Arazi büyüklüğü 1 dekar olan yerde var 50 dekar olan yerde var. 50 dekar 20 parça, 1 dekara kuyu vuruluyor. Kuyuların çektiği su aynı ancak çalışma dinamiği var ve toprağı etkiliyor” dedi.
Çözümü 3 madde ile ifade eden Üner, açıklamasında, “Birincisi, Konya genelinde ivedilikle arazi toplulaştırması yapılması gerekiyor. İkincisi, mevcut kullanılan suyun rehabilitesinin yapılması gerekiyor. Örneğin, Konya’dan gelecek suyun miktarı 300 milyon m3 sadece Beyşehir Gölü kanallarında kaybedilen suyun miktarı 300 milyon m3. Ne yapmalı, ovada kullanılan suyu kapalı devreye döndüreceksin, iyileştirme istiyorsak kanalları kapatacaksın. Üçüncüsü, su getireceksin. Göksu’dan, Kızılırmak’tan su gelmeli. Buranın sorunu başka türlü çözülemez. Buradaki bitki deseni, şu olacak deniliyorsa dayatma yapılıyorsa üretimde destek verilmeli. Mısır ihtiyacını karşılıyoruz ancak buğday ekmek istiyoruz. Kazanamıyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÇİFTÇİ EKİM YAPMIYOR”
Çiftçilerin ekim yapmayacağını dair söylentilere de cevap veren Ziraat Odası Başkanı Üner, çiftçinin borçlu olduğunu ve ekim yapamadığını dile getirdi. Üner, “Çiftçi kararsız. Gübre, enerji, tarımsal ilaçlar ve tohum fiyatları ne yapacağımızı etkiliyor. Çoğu çiftçi ekim yapmıyor. Bunu nereden anlıyoruz, gübre satışlarından, sertifikalı tohumdan anlıyoruz. Çiftçinin kaybetme lüksü yok, ekmek zorundayız. Vatandaş, Tarım Kredi’den ürün alamıyor. 3-4 yıldır Tarım Kredisi ve Ziraat Bankası borçları ertelenerek geliyor. Ovada tarlası ipotekte olmayan çiftçi çok nadirdir. Karapınar’da %90’ı ipoteklidir. Bankaya gidip sıfır faizle biz üreticiler destek alamayız bunu ancak bir medya grubu alabilir çiftçi bankasından” diye konuştu.
(Mehmet Ali Kayacı-Sözcü)