Konya’da 3 yıl önce sezaryenle ilk çocuğunu dünyaya getiren 26 yaşındaki anne, ikinci çocuğunu suda normal doğumla dünyaya getirdi. Hastanın doktoru Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Rengin Karataylı ise "Bir kere sezaryen her daim sezaryen demek değil“ diye konuştu.
Konya’da, 5 yıldır evli olan Muhammet (30) ve Nagihan Ayşe Boşnak (26) çiftçinin ilk çocukları 2016 yılında gittikleri hastanede doktorlarının risk olabileceğini değerlendirmesinin ardından sezaryenle dünyaya geldi. Erkek olan ilk çocuğa İbrahim ismi verildi. Çiftin evliliklerinin 5. yılında ev hanımı olan ve yüksek öğrenimine devam eden anne Nagihan Boşnak ikinci çocuklarına hamile kaldı. Çift ikinci çocuklarının normal doğum olarak dünyaya gelmesi için Medicana Konya Hastanesi’ne başvurdu. Gerekli egzersizlerin ve kontrollerin ardından Nagihan Ayşe Boşnak ikinci çocuğunu suda normal doğum yaparak dünyaya getirdi. Boşnak çifti sağlıklı olarak dünyaya gelen ve kız olan ikinci çocuklarına ise Şebnem ismini verdi.
İkinci çocuğunu suda yaptığı normal doğumla dünyaya getiren anne Nagihan Ayşe Boşnak, "Sezaryenden sonra normal doğum yapmak ameliyattan çıktığımdan itibaren bende bir hedef haline geldi. Çünkü bir şeylerin normal yolla olması gerçekten hem çocuk açısından hem anne açısından en iyisi olduğunu çıkar çıkmaz anladım. Allah’a şükür bugün bize de nasip oldu sezaryenden sonra normal, doğal bir doğum yapmak. Heyecan verici. Ne hissettim? Tamamlandığımı hissettim anne olarak. Yenilendiğimi hissettim, temizlendiğimi hissettim. Çocuğum için de aynı şekilde en sağlıklısını, en iyisini dileyerek bu sonuca vardığımda çok mutlu oldum, memnun oldum. İlk doğumumda bunu yaşayamamıştım maalesef. Sezaryende fazlasıyla müdahaleli bir doğum olduğu için bunları yaşayamamıştım, Allah'a şükür yaşadık” ifadelerini kullandı.
“İLK DOĞUMLARINA SAHİP ÇIKSINLAR”
Nagihan Ayşe Boşnak, annelere seslenerek "Öncelikle en önemli tavsiyem ilk doğumlarına sahip çıksınlar. Onu kaybettiğinizde çok daha iyi anlıyorsunuz bunun değerini. Biz Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) anneleri olarak, bunu çok ciddi şekilde yaşadığımız için bunun için çokça eğitimler alıyoruz. Ebelerimizle görüşüyoruz, doktorlarımızla görüşüyoruz. Egzersizlerimizi tam yapıyoruz. Nefes egzersizleri, günlük egzersiz, yürüyüşlerimiz. Bunun acısını çektiğimiz için sezaryen hani özellikle de gereksiz yere yapılan sezaryenden bahsediyorum, gerekli olan için tabii ki bir şey diyemiyoruz. Bunlara çokça dikkat ettik ve Allah’a şükür başardık. Kendilerine de ben bunları tavsiye ediyorum. Özellikle ilk doğumlarına sahip çıksınlar. Eğer bir sıkıntı olur da sezaryen olursa da sezaryen hani her zaman sezaryen demek değildir” şeklinde konuştu.
Sezaryenden sonra normal doğum mümkün olduğunu söyleyen anne Boşnak, “Özellikle bu işi Konya’da yapan çok iyi doktorlarımız var, çok iyi ebelerimiz var. Yani destek alsınlar diyorum ben annelere. Tek başına kalmasınlar bu yolda. Bir de biz bu doğumu, SSVD doğumunu ilk defa Konya’da suda gerçekleştirdik. Bu imkanı bana sunduğu için tekrar teşekkür ediyorum hastanemize, doktorumuza. Gerçekten büyük rahatlık suda doğum da. Özellikle SSVD olarak ilk yaptığımızı belirtmek istedim ki bunun mümkün olduğunu hani diğer gebelerimiz de görebilsinler. Ve gerçekten çok rahatlatıcı bir doğum şekli, herkese tavsiye ederim” dedi.
"MUTLUYUZ, BÖYLE BİR TECRÜBEYİ YAŞAMAK GERÇEKTEN GÜZEL“
İki çocuk babası Muhammet Boşnak, “İlk doğumlarda ne anne ne de baba yeteri kadar bilgili olmuyor. Her ne kadar annesinden babasından normal doğum yapması telkinini alsa bile kendisi bunu şey olarak algılayabiliyor, hani eskiden beri gelen bir adet ve bu adet olduğu için böyle savunuluyor. Halbuki sezaryenle işte normal doğum arasında hiçbir fark yokmuş gibi düşünülebiliyor. Bunun önüne geçilmesi lazım belki. Tabii bunun önüne geçilmesi için bu süreci yaşamış olanların etrafına, çevresine bu olumlu tecrübeyi güzel bir şekilde aktarması gerekiyor. Şöyle bir durum var, şimdi biz sezaryen sonrası normal doğum yaptık ama hani başaramasaydık bunu ömür boyu ya da en azından birkaç yıl üzüntüyle hatırlayacağımız bir başarısızlık olarak addetmeyecektik. Çünkü doğru olanın ne olduğunu öğrendik ve onun için elimizden geleni yaptık. Mutluyuz, böyle bir tecrübeyi yaşamak gerçekten güzel. İlk çocuğun doğuşu, hani acaba olmayacak mı düşünceleri arasında, o kötü düşünceler arasından çocuğun bir umut şeklinde gelmesi çok güzel bir duygu. Herkese tavsiye ederim” ifadelerini kullandı.
“BİR KERE SEZARYEN HER DAİM SEZARYEN DEMEK DEĞİL”
Doğumu gerçekleştiren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Rengin Karataylı ise sözlerini şöyle devam etti:
"Gebemizin ikinci doğumunda sezaryen sonrası doğum hem de suda doğum olarak birlikteydik. Çok güzel anlara şahitlik ettik. Mutluluklarına ortak olduk. Elimizden gelen desteği de verdik. Bu yolda karı koca eğitimlerini aldılar. Sorumluluklarını bizimle paylaştılar. Biz de sonsuz desteğimizi esirgemedik. Neyse ki sonuçta mutlu sonla bebeğimize kavuştuk. Annemiz sağlıklı, bebeğimiz sağlıklı. Bizler de iyiyiz. Herkese bu yolda eğitim almasını ve bu yolda elinden geleni yapmasını tavsiye ederim. Daha önceden geçirmiş olduğu rahimde bir kese hattı olduğu için burada bir iyileşme dokusu var. Rahim doğum esnasında kasıldığı için bu kesilen yerin açılma ihtimali var. İç dikişlerin açılması olarak tabir edilir halk arasında. Yalnız bu bin doğumun üçünde görülen bir durum. İdeali 5 sene geçmiş olması gerekiyor sezaryen aralıklarında ama gebemizde de 3 sene araya biz bu doğumu gerçekleştirdik. Tabii hastayla biz bu riskleri paylaşıyoruz. Kendileri de zaten eğitimini alarak, bu riskleri bilerek bize başvuruyorlar. Bizimle sorumluluğu paylaşıyorlar. Sırt sırta, omuz omuza dikkatli bir takiple bu doğumları yaptırıyoruz. Bir kere sezaryen her daim sezaryen demek değil. Koşullar sağlanıyorsa, hasta uygunsa, doktoruyla hasta arasındaki güven ilişkisi sağlanmışsa neden olmasın? Sorumlulukları alıp bu yola birlikte çıkmak lazım.”