Baharın gelişiyle kimileri enerjik olurken, kimilerinde yorgunluk, mutsuzluk gibi sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. Bu duygu durum bozukluklarıyla baş edebilmek için öncelikle beslenmenin gözden geçirilerek sağlıklı beslenmeye özen gösterilmesi tavsiye ediliyor.
Medicana Konya Hastantesi Diyetisyeni Merve Sena Nazlı, yeterli su tüketilmezse baş ağrısı, yorgunluk gibi sorunlarla karşılaşabileceğini, bu yüzden öncelikle su tüketiminin artırılması gerektiğini söyledi.
Suyu metabolizmayı hızlandırarak, vücutta bulunan toksinlerin dışarı atılmasına yardımcı olduğunu dile getiren Nazlı, “Baharda değişen hormonal ve çevresel etkilerin vücudunuzda oluşturduğu ödemi azaltmakta oldukça önemlidir. Su tüketimi kişiden kişiye değişmekle beraber yaklaşık 2-2,5 litre olmalıdır. Dikkat edilmesi gereken husus gün içerisinde içilen çay ve kahvenin su yerine geçmemesi, tam tersi içilen çay ve kahve vücutta ödeme sebep olduğu için su tüketimi arttırılmalıdır. Aşırı tuz tüketimi vücutta ödeme sebep olacağı için fazla tuz tüketiminden de kaçınılmalıdır. Eğer kahvaltı yapılmadan güne başlanılırsa metabolizmanızın yavaşlamasına neden olur bu yüzden güne mutlaka yumurta, peynir, bol yeşillik, tam tahıllı ekmekten oluşan sağlıklı bir kahvaltıyla başlanılmadır Öğün atlamakta metabolizmanızın yavaşlamasına sebep olan başka bir unsurdur. Bu yüzden öğün sayısı artırılmalı, uzun süre aç kalınmamalı ve mutlaka ara öğün yapılmalıdır, öğünler arası ise 2,5-3 saat olmalıdır. Ara öğün olarak süt- meyve, yoğurt- galeta, leblebi- ayran ya da sade dondurma tercih edebilirsiniz” dedi.
“Şimdi D vitamini alma vakti”
Diyetisyen Merve Sena Nazlı, her gün düzenli duş almanın polenlerin vücuttan temizlenmesine yardımcı olacağını ve daha zinde hissedilmesini sağlayacağını dile getirdi.
Nazlı, güneşten faydalanılarak D vitamini alınmasını önerdiği açıklamasını şöyle sürdürdü; “Metabolizmaya zarar veren sigara ve alkolden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Güneş yüzünü göstermeye başlamışken şimdi D vitamini alma vakti! Yapılan birçok çalışma düşük D vitamini seviyesinin obezite ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Yüz, kollar, eller veya bacaklar günlük en az 15 dakika güneş ışığı almalıdır. Temiz havada egzersiz yaparak hem dolaşım sisteminizi harekete geçirip hem de yorgunluğunuzu önleyebilirsiniz. Aynı zamanda fiziksel ve ruh sağlınıza da çok iyi gelecektir. Sebze ve meyveler antioksidan kaynaklarıdır. Her sebze ve meyvenin mineral, vitamin içerikleri farklılık göstermektedir o yüzden tek çeşit sebze- meyve tüketmenin yerine mevsiminde rengarenk ve çeşitlendirerek tüketmek vücudunuz için faydalı olan besin ögelerini almamıza yardımcı olur. Antioksidan vitaminler, vücudumuzu zararlı çevresel etkilere karşı korur. A vitamininden zengin süt, yoğurt, yumurta sarısı, kırmızı et, havuç, bezelye, karpuz, kavun, şeftali, ıspanak, brokoli, tere, roka, dereotu maydanoz, C vitamininden zengin turunçgiller, limon, çilek, maydanoz,tere, roka, biber E vitamininden zengin avokado, fındık, ceviz, badem, bitkisel yağlar, tam tahıllar ve Selenyum içeriğinden zengin yumurta, balık, et, brokoli tüketimine özen gösterilmelidir. Yapılan çalışmalar uyku düzensizliğinin kilo artışında etkili olduğunu gösteriyor. Günde 8 saat uyumaya özen gösterilmelidir. Yeterli ve düzenli uyku yorgunluğunuzu önleyerek gün içerisinde enerjik kalmanıza yardımcı olur. Yatmadan 2 saat öncesinde triptofan içeriği yüksek olan süt, muz gibi besinler tüketebilirsiniz. Yine yatmadan önce uyumaya yardımcı, sindirim sistemini düzenleyici olan papatya, melisa, rezene, mate gibi bitki çaylarını da tercih edebilirsiniz.”
(iha)