Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Yaptırımlardan korkumuz yok. Artık yaptırımlara pabuç bırakacak bir Türkiye yok. Kazandıracak şey yaptırımlar değil Türkiye’nin dostluğudur” dedi.
Oktay, 2021 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2019 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı, milletvekillerine sunum yaptı ve eleştirilere cevap verdi. Oktay diktatör iddialarına, “Diktatör Franko’nun Türkiye’deki temsilcileri bize laf atmaya, çamur atmaya çalışmıştır. Franko’nun ruhu bugün CHP’de yaşıyor, bizde değil. Recep Tayyip Erdoğan yerli ve millidir. Milletin adamıdır. Yetkisini ve gücünü milletinden alır. Milletle birliktedir. Başkasına ihtiyaç duymaz” ifadelerini kullandı.
Oktay, CHP grubuna yönelik olarak, “Hani burada yerlere kağıt ruloları seriyordunuz ya; öncülük ettiğimiz dijital dönüşümden nasibinizi almadığınızı göstererek hala kağıtla falan uğraşıyorsunuz ya; biz sadece bu 2 ayda yaptıklarımızı sizin o kağıtlarınıza döksek; buradan sadece siz sıralarınıza değil ta Fizan’a yol olur. Ayrıca görüyorsunuz Türkiye’nin dört bir yanında, pek çok farklı alanda yatırımı eş zamanlı yürütüyor; peş peşe vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da her zaman ifade ettikleri gibi ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz’. Laf üretenle, eser üreteni milletimiz ayırmayı bilir.” şeklinde konuştu.
Oktay, CHP’deki taciz iddialarına yönelik olarak, “Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz hukuki ve idari düzenlemelerle toplumsal yaşamın her alanında güçlendirmeye gayret ettiğimiz kadınlarımızı da bu bütçemizde yine gözettik. 2021 yılı bütçesi hazırlanırken kadınlarımız için ‘Kadının Güçlendirilmesi’ programını oluşturduk, doğrudan kadınlara ayrılan kaynağın bütçede görünür hale gelmesini sağladık. Bu kapsamda kadının güçlendirilmesine ayrılan bütçe miktarını 2021 yılında yüzde 19,8 oranında artırmış durumdayız. Kadın haklarını sahiplenip lafa gelince, sözüm ona mangalda kül bırakmayanlar, bu konuda birazcık samimilerse kadın konusunda hükümetlerimiz döneminde kat ettiğimiz mesafenin hakkını teslim ederler. Ama bundan hiç umudum yok. Çünkü daha kendi teşkilatlarında yaşanan kadın istismarı ve taciz vakalarının hesabını sormaktan bile aciz olanlar var. Yaşananların üzerini kapatıp, bir de meşrulaştırmaya partisi ve grubu olarak çalışanlar var tabi ki. Hem iğneyi hem çuvaldızı başkasına batırmaya alışmışsınız. Bu tarz olaylar nerede olursa olsun gereğini yapıyoruz. Sonuna kadar üzerine gitmek zorundayız” diye konuştu.
Oktay, terörün pençesine düşen kızlarımıza, kadınlarımıza tek bir gün sesini çıkarmayanlar; anaları ağlatanlar, kardeşi kardeşten ayıranlar olduğunu belirterek, “Siz burada eş başkanlık, ‘eşit cinsiyet temsili’ tiyatro oyunları oynarken ve rahatınız yerindeyken; temsilcisi olduğunuzu söylediğiniz kadınlar, çocuklar terörün elinde heba oluyor. Belki aralarında hısmınız, akrabanız; mahalleden arkadaşlarınız var. Daha küçücük çocukları anaların bağrından koparıp kalleş PKK’ya verenlere niye sesinizi çıkarmıyorsunuz? Diyarbakır annelerinin gözlerindeki yaşları bir gün olsun sildiniz mi? Sizin gerçek anlamda tüm kadınların sesi olmanızı da beklemiyoruz zaten” dedi.
Oktay, CHP Konya milletvekili Abdüllatif Şener’e cevap vererek şöyle konuştu:
“Ülkeyi yeniden 1940’ların milli şef dönemine götürme özlemi hissiyatıyla milletimiz zaten size müsaade etmez de. Sayın Abdüllatif Şener, rahmetli Üstad Necip Fazıl’ı CHP sıralarına alkışlattınız ya tebrik ediyorum. Üstadın mısraları da çok güzel ve önemli idi. Muhalefet için kendi sözlerini bir kez daha hatırlatayım: Biz aslanlar gibi koşuyoruz, hem de çok hızlı. Yıllar geçmiş siz patinaj yapıp duruyorsunuz, dünyadan habersiz göklerde uçurtma uçuruyorsunuz.”
Doğu Akdeniz’de İrini Harekatı Libya hükümetine yönelik açık bir ambargoya dönüştüğünü ifade eden Oktay, “Akdeniz’de korsanlık yapan, er veya geç bizden cevabını alır! Korsanlık yapanların akıbetinin pek hayırlı olmadığını da tarih bize gösteriyor. Herkes ne ekerse onu biçer; türlü salvolarla ülkemizi Akdeniz’de köşeye sıkıştırmaya çalışanlar, tuzak kuranlar kazdıkları çukura kendileri düşecektir. Türkiye’ye karşı kurulan oyunları birer birer bozarız. Doğu Akdeniz’de sergilediğimiz kararlılıkla ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru haklarına halel getirtmedik; getirtmeyeceğiz. Türk milleti de Kıbrıs Türkünü eşit egemenlik mücadelesinde hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır, bundan sonra da bırakmayacaktır. Ne geçmişte yapılan haksızlıkları, zulümleri unutmak ne de bugün oynanmaya çalışılan oyunları görmezden gelmek mümkündür. Uluslararası toplum, Kıbrıs Türkünü yok saymaya artık bir son vermelidir. AB başta olmak üzere uluslararası topluma Gazi Meclisimizden bir kez daha sesleniyorum: KKTC’ye karşı, ulaşım gibi temel insan hakları da dahil, ambargolar, adaletsiz ve dışlayıcı yaklaşımlar böyle sürüp gider mi sanıyorsunuz? Daha ne zamana kadar Kıbrıs Türkünün adadaki varlığını görmezden geleceksiniz? Uluslararası toplumun gözleri kör, vicdanı sağır olsa da biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yalnız bırakamayız” şeklinde konuştu.
Oktay, Maraş’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin toprağı ve Kıbrıs Türküne anasının ak sütü gibi helal olduğunu söyleyerek, “Maraş’ın çok büyük bir bölümü Osmanlı’dan kalan vakıf malıdır: Abdullah Paşa Vakfı, Lala Mustafa Paşa Vakfı, Bilal Ağa Vakfı. Uluslararası Hukukta vakıf mallarının dokunulmazlığı vardır. KKTC, kendi toprağı olan Maraş’ı çözüme yönelik bir iyi niyet göstergesi olarak kapalı tutmasına rağmen ne yazık ki 46 yıldır çözüme ulaşılamamıştır. Kıbrıs’ın incisi Maraş, atıl kalmıştır. Türkiye, bu statükonun kırılması için KKTC’nin şartsız bir şekilde yanında olmuştur. Çünkü biz biliyoruz ki bu hayalet şehrin yeniden hayat bulması Kıbrıs sorununun siyasi çözümü yolunda önemli bir merhale olacak. Bu doğrultuda KKTC’nin Kapalı Maraş bölgesinde yaptığı envanter çalışmalarını ve bu konudaki istişareleri destekledik” ifadelerini kullandı.
ABD yaptırımlarına ilişkin olarak Oktay, ilişkileri zedeleyecek tek yanlı yaptırımlardan değil her zaman iletişimden, diplomasiden yana olduklarını kaydetti. Oktay, “Bölgemizin de dünyanın da özellikle bu salgın döneminde ambargolara değil, sürdürülebilir işbirliğine ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Her zaman olduğu gibi milletimizin menfaatleri doğrultusunda aklıselimden yana olmaya devam edeceğiz. Yaptırımlardan korkumuz yok! Artık yaptırımlara pabuç bırakacak bir Türkiye yok! Kazandıracak şey yaptırımlar değil Türkiye’nin dostluğudur. Türkiye’yi dışlayan her ülkenin bölgede hareket alanı daralacaktır. Ben alınan bu haksız yaptırım kararını bir kez daha şiddetle kınıyorum. Meclisimizin yaptırımlara karşı gösterdiği güçlü iradenin de altını bir kez daha çizmek istiyorum. Türkiye bu yaptırımlara karşı tek yumruk olmayı bilmiştir” dedi.
(İHA)
Kaynak: İHA