Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, “ Dolayısıyla Türkiye olarak bizim burada yapmak istediğimiz, Birleşmiş Milletler ve bütün uluslararası camia tarafından tanınmış olan Ulusal Mutabakat Hükûmetine her türlü eğitim, yardım, bilgi aktarımı sayesinde orada bunlarla mücadele edebilecek güçleri oluşturmalarına yardımcı olmak ve bu sayede de Libya’nın istikrara ve barışa kavuşmasını ve terörün veyahut da Hafter tipi güçlerin dünya sahnesinde yer almasını önleyecek bir noktaya gelmesidir” dedi.
Türkiye ile Libya arasında imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası görüşmeleri düzenlendi.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır, şöyle konuştu:
“Bugün, Libya’da, Libya’nın özellikle güney bölgelerinde başta DEAŞ terör örgütü olmak üzere çok kapsamlı etkinlikler, faaliyetler ve insan kıyımı yaşanan olaylar bulunmaktadır. Bütün bunlar Hafter’e bağlı güçler ile Ulusal Mutabakat Hükûmeti arasındaki bir çatışma ortamından âdeta güç bulmaktadır. Dolayısıyla Türkiye olarak bizim burada yapmak istediğimiz, Birleşmiş Milletler ve bütün uluslararası camia tarafından tanınmış olan Ulusal Mutabakat Hükûmetine her türlü eğitim, yardım, bilgi aktarımı sayesinde orada bunlarla mücadele edebilecek güçleri oluşturmalarına yardımcı olmak ve bu sayede de Libya’nın istikrara ve barışa kavuşmasını ve terörün veyahut da Hafter tipi güçlerin dünya sahnesinde yer almasını önleyecek bir noktaya gelmesidir. Demin burada bahsedildi, Hafter petrolü kontrol ediyor. "Çöl" dediğiniz o bölgeler aslında önemli bölgelerdir ama netice olarak biz bütün bu güce sahip Hafter’in yerine Trablus’a sıkışmış Ulusal Mutabakat Hükûmetini neden destekliyoruz? Aslında, bu, tabii, cevaplanması gereken bir soru çünkü haritaya bakıp haritada kırmızı alanları Hafter’e ayırıp "Ne kadar çok kırmızı alan var." Yeşil alanları Ulusal Mutabakat Hükûmetine ayırıp "Ne kadar az yeşil alan var" diyerek bu sorunu anlamak imkânına sahip değiliz.”
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, uluslararası siyasi gelişmeler ışığında Türkiye’nin kendini çevreleyen denizlerde de rahat ve huzurlu olmadığını belirterek, “Örneğin, bir taraftan ABD’nin ve AB’nin, öte yandan Rusya’nın mücadele alanını Karadeniz’e kaydırdığının farkındayız. Ukrayna ve Gürcistan’daki gelişmeler, Bulgaristan ve Romanya’nın Avrupa Birliği üyesi olması bölge ülkelerini yeni bir kaosa sürüklemeye açıktır. Öte yandan, Ege’deki adalar ve kıta sahanlığı sorunları hâlâ devam etmektedir. Son yıllarda buna bir de Akdeniz’de özellikle hidrokarbon kaynak arayışı süreciyle başlayan yeni bir kriz eklenmiştir. Yani Barbaros Hayrettin’in Türk gölü hâline getirdiği 16’ncı yüzyıldan beri yaklaşık beş yüz yıllık hâkimiyet ve egemenlik alanımız olan ve bugün de "mavi vatan" dediğimiz bölgede Türkiye bir oldubittiye getirilmeye çalışılmaktadır” şeklinde konuştu.
(Ahmet Umur Öztürk/İHA)
Kaynak: İHA