"Türkiye Doğu Akdeniz’de hapsedilmekten kurtuldu"

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Libya’da süratli bir şekilde Ulusal Mutabakat Hükümeti...

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Libya’da süratli bir şekilde Ulusal Mutabakat Hükümetini destekleyen bir uluslararası baskı ortaya çıkmazsa, Libya Suriye’ye benzer bir noktaya gelebilir" dedi.

Ankara’da bir otelde düzenlenen Bem - Bir - Sen 10. İbrahim Keresteci Basın Ödülleri Töreni’ne, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Memur Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın, STK temsilcileri ve çok sayıda basın mensubu katıldı. Burada bir konuşma yapan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, konuşmasının başında vefat eden İbrahim Kerestici’ye Allah’tan rahmet diledi. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bütün basın mensuplarını kutlayan Kurtulmuş, "Türkiye’nin en büyük güçlerinden birisinin de, gerçekten özgür ve milli bir basın olduğunun altını çizmek isterim. Türkiye’nin milli menfaatlerinin yanında duran bütün basın mensubu arkadaşlarımıza bir kere daha teşekkür ediyorum" dedi.

"SON ZAMANLARDA GELDİĞİMİZ NOKTADA, DÜNYA BÜYÜK BİR ALT ÜST OLUŞUN İÇERİSİNDEDİR"

Zor bir dönemden geçtiklerini, tabiri caizse ’çivisi çıkmış bir dünya’ ile karşı karşıya kaldıklarını anlatan Kurtulmuş, "İşgallerin, çatışmaların, savaşların ve her türlü emperyalist çıkarların at koşturduğu bir dünyadayız. Özellikle soğuk savaşın bitmesinden sonraki gelişmeler hepimizi umutlandırmıştı. Hele ki son zamanlarda geldiğimiz noktada, dünya büyük bir alt üst oluşun içerisindedir" diye konuştu.

"DÜNYADA ADI KONULMAMIŞ AMA ÇOKTAN BAŞLAMIŞ OLAN 3’ÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI’NDAN BAHSETMEK HİÇTE ABARTI DEĞİLDİR"

Amerika ile İran arasındaki gerilime değinen Kurtulmuş, "Amerika ile İran arasındaki gerilim, küresel bir tablonun sonucudur. Dünya’da adı konulmamış ama çoktan başlamış olan 3’üncü Dünya Savaşı’ndan bahsetmek hiçte abartı değildir. Özellikle yeni tür savaşların ortaya çıkmasıyla birlikte, dünyadaki güç merkezleri en üst noktada bir mücadeleye girmişlerdir. Dünya yeni bir döneme girmiştir. Bunu, durumu tespit etmek için söylüyorum. Türkiye’nin iddialı bir ülke olarak yoluna devam etmesi için yeniden her alanda güçlü ve büyük Türkiye olmak gibi bir hayati sorumluluğu vardır. Bu dünyada güçlü olmayan bir Türkiye’nin ayakta durabilmesi mümkün değildir. Biz bu coğrafyada çok güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Buradaki tüm oyunları bozacak ülke Türkiye’dir. Hep beraber nerede olursak olalım bu oyunu bozmak için canla başla çalışacağız. Sadece bununla da kalmayacağız, kendi oyunumuzu da kuracağız. Mazlum milletler adına biz kendi oyunumuzu, kendi barış ve esenlik anlayışımızı ortaya koyacağız" ifadelerini kullandı.

"BÜTÜN TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI SON DERECE TİTİZ BİR ŞEKİLDE MÜCADELEYİ HER ALANDA SÜRDÜRMEYE KARARLIYIZ"

Türkiye’nin her alanda köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığı bir dönem içerisinde olduklarını belirten Kurtulmuş, "Çok şükür bunların hepsini kararlı şekilde bertaraf ettik ve etmeye de devam ediyoruz. Bütün terör örgütlerine karşı son derece titiz bir şekilde mücadeleyi her alanda sürdürmeye kararlıyız" diye konuştu.

"TÜRKİYE DOĞU AKDENİZ’DE HAPSEDİLMEKTEN KURTULDU"

Libya ile imzalanan mutabakat muhtırası ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hapsedilmekten kurtulduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Sevilla Anlaşmasıyla hedeflenen, Türkiye’yi kendi kara sularına hapsetmek ve Akdeniz’den Türkiye’yi bir şekilde söz sahibi kılmamak hedefleriydi. Çok şükür bunu da Libya hükümetiyle 27 Kasım’daki Mutabakat Muhtırası ile bu oyunu da bozduk. Böylece Türkiye Doğu Akdeniz’de hapsedilmekten kurtuldu” değerlendirmesinde bulundu.

"MEMUR - SEN, 28 YILLIK BİR EMEK MÜCADELESİDİR"

Memur Sendikaları (Memur - Sen) Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın ise, "Memur - Sen, 28 yıllık bir emek mücadelesidir. Çeyrek asrı geride bırakarak yarım asra yürüyen bir sendikal harekettir. Başladığı noktadan geldiği noktaya ilişkin süreç içerisinde çok zorlukları göğüsledi. Dirayetle, cesaretle, metanet ve sabırla yolculuğunu devam ettirdi. Hem çalışanlara ilişkin özlük haklar ve sosyal haklar noktasında, ekonomik mücadeleler noktasında çok ciddi kayıtlar düştü. Önemli kazanımlar elde etti. Ülke boyutuyla ele aldığımızda ülkemizin demokratikleşmesine korku tünelinden çıkmasına, millet iradesinin takip edilmesi, vesayetin tasfiye edilmesine ilişkin en omurgalı duruşu göstererek millet iradesinin güçlü olmasına ilişkin dar zamanda, zor zamanda adam gibi durarak, kuruluş sendikacılığı değil, duruş sendikacılığının altını çizdiği, içini doldurduğu ciddi bir duruş sergiledik" şeklinde konuştu.

Emek mücadelesini evrensel bir mücadele olarak gördüklerini aktaran Yalçın, "Memur - Sen ailesi olarak bizim temel yaklaşımımız; şu emek mücadelesini evrensel bir mücadele olarak görüyoruz. Hiç kimseye diline, dinine, mezhebine göre bakmıyoruz. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, dünyanın çeşitli yerlerinden, farklı ideolojilerden emek hareketlerini bir çerçevede görerek bir küresel hareket olarak görüyoruz" ifadelerini aktardı.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde arkadaşlarına mobbing uygulandığını dile getiren Yalçın, şunları kaydetti:

"31 Mart’tan sonra arkadaşlarımız baskı ile mobbing ile yıldırmayla istifa ettirildi. Bir başka konfederasyona geçenler oldu ve onlarda atıldı. 31 Aralık itibarıyla 6 bin kişi işten atılma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Şu ana kadar işten atılma sayısı bin kişiyi buldu. Sözleşmeli memuru iki satırlık yazıyla belediyeden uzaklaştırdılar. 17 yıllık çalışanı işten attılar. Bunu kim yaptı ? Benim babam işçi, ben emekçi taraftarıyım. ’Hiç kimsenin ekmeğine dokunmayacağız’ diyen Fatma Hürriyet (İzmit Belediye Başkanı) yaptı. Bunu kim yaptı İzmit Belediyesi yaptı, Odunpazarı Belediyesi yaptı, Antalya Belediyesi yaptı. Saymakla bitmeyecek belediyeler yaptı. CHP’li belediyelerin çoğunlukta olduğu kişiler emekçilerin işine son verdi. İki satırlık yazıyla ekmekleri ellerinden alındı. Buna ilişkin itirazımızı ifade ettik. Partilerin grup toplantısında kabadayı kabadayı cümle kuran Kılıçdaroğlu’nun yüzüne haykırdı. Bolu’dan işçiler günlerce yürüyüş yaptılar. Bin 500 kişiyle karşıladık ve ’bizim adımız memur, sizin adınız işçi ama ikimizde emekçiyiz’ diyerek beraber yürüyerek kabadayı kabadayı cümle kurup, ’biz emekçinin teminatıyız, başı ağrıyan bize gelsin’ diyenlere gidildiğinde kapının önünde muhatap bulunmadı. Onun için benim buradan tavsiyem şu; seçim öncesi siyaseten cümle kurmayın, seçim sonrası devam edecek hakikaten cümle kurun ve seçim öncesi ’derman belediyeciliği’ diyip, ondan sonra ’sürgün belediyeciliği, ferman belediyeciliği’ yapıp insanları canından bezdirmeyin. İki belediye anlaşarak bin 500 kilometre öteye adamı sürmenin alemi ne ? Mudanya’dan Tunceli’ye sürüyor. İzmir Aliağa’dan Çankırı’nın ilçesine sürüyor ve yıldırarak, bezdirerek hayattan etmeye çalışıyor. Ben açık konuşuyorum. Memur-Sen ailesi olarak, bu tip ahlaksızlıklara, bu tip tutarsızlıklara, bu tip saçmalıklara hiç çekinmeden tepki koymaya devam edeceğiz."

(Mevlüt Hasgül - Mustafa Apaydın/İHA)

Kaynak: İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri