Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) 15 Temmuz’un 3. yıl dönümü nedeniyle özel oturum düzenlendi. Oturumda konuşan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Terör örgütü FETÖ, her kılığa girebilen, her kisveyle görünebilen bir istihbarat ve cinayet çetesidir. Bu örgütün girmeyi en çok sevdiği kılık ise, masum, mazlum ve sade vatandaş görüntüsüdür. Bu terör örgütüne karşı hukuk içinde kalarak, fakat diğer taraftan da bu örgütün her kisveye girebilen yapısını unutmadan mücadele etmeli ve bu mücadeleyi el birliğiyle yürütmeyi sürdürmeliyiz” dedi.
Şentop, TBMM özel oturumunda konuştu. Şentop, Türkiye’ye yönelik en kirli tertiplerden birisi olarak tarihe geçen, milletin kararlılığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli liderliğiyle mağlup edilen 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişiminin 3’üncü yıl dönümünü idrak etmek üzere bir araya geldiklerini belirterek, “15 Temmuz, Türkiye’ye ve milletimize yönelik en büyük suikastları ihtiva eden menhus darbe geleneğinin son ve en kanlı halkasıdır. Planlayıcılarını, uygulayıcılarını ve gayesini çok iyi bildiğimiz 15 Temmuz darbe girişimi, ait olduğu geleneğin diğer örnekleri gibi doğrudan doğruya milletimizi ve istiklal-i tam idealimizi hedef almıştır. 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde istiklâl azmine ve milli iradeye dayanan bu yüce ve Gazi Mecliste toplanmamız büyük önem taşımaktadır. Zirâ hepimizin şuurla farkında olması gereken husus, darbelerin ve darbe girişimlerinin sadece iktidârı değil, topyekûn milleti, ülkemizi ve demokrasimizi hedef aldığıdır. Bu yüzden darbecilere ve darbeciliğe yönelik mücadelede en ufak tavizin büyük bedellere yol açacağını zihinlerimizden çıkarmamalıyız. Darbeci anlayışın bu ülkede yaptıkları ve hususen 15 Temmuz gecesi yaşananlar göz önüne alındığında darbecilere ve darbelere ilişkin tavrın ne olması gerektiği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz gecesi millete kasteden gürûhun ve siyasi macerasının ibretle üzerinde durulması gereken birçok yönü olduğunu söyleyen Şentop, “FETÖ diye adlandırdığımız bu gürûhun ve sonraki akıbetinin verdiği en önemli derslerden birisi, yabancı güçlere ve onların desteğine dayanarak Türkiye’de iktidar arayışında olmanın neticesiz kalmaya mahkum olduğudur. Geçmişte de bu yola sapanlar, bu yöntemle hükmünü yürütmek ve başarılar elde etmek isteyenler olmuştur. Muhtemeldir ki, bundan sonra da böyleleri olacaktır. Ne var ki bu yol çıkmaz sokaktır ve milletimiz sırtını Türkiye dışındaki odaklara, güçlere ve yapılara dayayanları er geç tasfiye ve mağlup eder. Türkiye, 15 Temmuz gecesi gerçek yüzünü ve işbirlikçi karakterini şüpheye yer bırakmayacak şekilde göstermiş olan FETÖ’ye karşı başarılı bir mücadele yürütmüştür. Yeni nesil bir terör örgütü olan ve her kılığa girebildiğini, her olayı tahrif edebildiğini birçok defa göstermiş olan bu örgütün hangi uluslararası amaçlara hizmet ettiği açıktır. Bu terör örgütünü sadece Türkiye için tehdit saymak kafi değildir. Terörün küreselleştiği bir zamanda FETÖ’nün her ülke için, özellikle de Türkiye ile yakın bağları olanlara yönelik bir tehdit olduğunu asla unutmamak gerekir. Türkiye’nin yaşadığı ve 15 Temmuz gecesi zirveye çıkan tecrübeyi bu örgütün kendine hayat alanı bulmaya çalıştığı her dost ülkeyle paylaşıyoruz ve paylaşmaya devam edeceğiz. 15 Temmuz gecesi iradesine sahip çıkan vatandaşlarımıza, sivillere ve görevi başındaki emniyet güçlerine ateş açabilecek kadar câni olduğunu gösteren bu terör örgütüne karşı, darbe gecesi oluşan mutabakatı devam ettirmemiz hayati önem taşımaktadır. Terör örgütü FETÖ, her kılığa girebilen, her kisveyle görünebilen bir istihbarat ve cinayet çetesidir. Bu örgütün girmeyi en çok sevdiği kılık ise, masum, mazlum ve sade vatandaş görüntüsüdür. Bu terör örgütüne karşı hukuk içinde kalarak, fakat diğer taraftan da bu örgütün her kisveye girebilen yapısını unutmadan mücadele etmeli ve bu mücadeleyi el birliğiyle yürütmeyi sürdürmeliyiz” diye konuştu.
(Ahmet Umur Öztürk - İlker Turak - Hülya Keklik/İHA)
Kaynak: İHA