Evim Mağdurları’nı dinleyen CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, devletin Evim mağdurlarının mağduriyetlerini gidermesi gerektiğini öne sürerek, “49 bin üzerinde kişi mağdur. ‘Bizim yatırdığımız paralar ne olacak, kayıp mı olacak, yoksa tekrar ulaşacak mıyız?’ bunun telaşı, kaygısı içindedirler” dedi.
Karatay İlçesi’nde Evim Mağdurları’nı dinleyen Şener, Evim mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi noktasında taleplerinde haklı olduğunu savunan CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, şöyle devam etti:
“TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ‘Evim Mağdurları’ olarak bilinen vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi konusundaki kanun düzenlemesini görüştük. Orada sizlerin mağduriyetlerinin yeterince giderilmesini dile getirdim. Görüştüğümüz bu madde de kamuoyunda “Evim mağdurları” olarak bilinen vatandaşlarımızın sorunları giderilmeye çalışılıyor. Uzunca bir süredir, dokuz ayı aşkın bir süredir bu şirketlere para yatırılmış, sonra bu şirketler TMSF’ ye devredilmiş veya tasfiye edilmiş ama 49 bin üzerinde kişi mağdur ‘Bizim yatırdığımız paralar ne olacak, kayıp mı olacak, yoksa tekrar ulaşacak mıyız?’ bunun telaşı, kaygısı içindedirler. Çünkü son tasarruflarını oraya yatıran pek çok insan var. Böyle bir durumda bu düzenleme iyi niyetli bir düzenleme olmakla birlikte Evim mağdurlarının sorunlarını ve beklentilerini karşılayacak özelliğe sahip değildir. Ne deniliyor? Eğer yeni bir şirketle sözleşme yapmıyorsa bir Evim mağduru, yatırdığı paranın veya kendisi açısından maliyet olan paranın bir kısmını veriyorsunuz, bir kısmını vermiyorsunuz. Dolayısıyla, burada ben bu şirketlere gidip para yatırmaya başlayan ve yatıran vatandaşlarımız açısından bakıyorum. Bu şirketler zaten bir hizmet yapmamışlar yani sözleşmeyle belirledikleri hizmeti karşılamamışlar. Parayı yatırırken imzaladıkları sözleşmede bekledikleri, umdukları hizmeti alamamışlardır. Bütün işlemleri yarıda bırakıp -her nedenle olursa olsun ister fona devredildiği için olsun ister başka nedenle- şirketlerin hizmet görevlerini yerine getirip getirmediğine bakıyorum, bana göre getirmemişlerdir. Niye getirmemişlerdir? Süreci tamamlamadan hizmeti yerine getirmiş sayılmazlar, olaya toptan bakmak lazım. Dolayısıyla, bunlar hizmetlerini yerine getirmedikleri hâlde hizmet bedeli de almışlardır. Aldıkları bu hizmet bedelinin de ilgili mağdurlara ödenmesi lazım, üstelik onlara diyorsunuz ki ‘Yeniden sözleşme yap.’ Bu sorunu çözmez. Evim mağdurlarının paraları ne zaman ödenecek o bile yok. Buraya bir süre koyun, deyin ki ‘Kanun çıktıktan sonra bir ay içinde ödeyeceğiz’. Diğer bir nokta da yatırmışlar paralarını, dokuz ay da askıda, dokuz ayda 9 tane çekiliş olurdu. Birçok insan da parasını alırdı; onu da durdurmuşsunuz. Bu arada da süper enflasyon var. Tarihin en yüksek enflasyonlarından birini yaşıyoruz. Dün yatırdıkları 10 bin lirayla bugünkü alacakları 10 bin lira aynı değil. Bu enflasyon farkları nerede? Bunu ödeyecek misiniz, ödemeyecek misiniz?.”
“Sorumluluk Doğrudan Doğruya Devlettedir”
Evim mağduriyeti konusunda sorumluluğun doğrudan doğruya devlette olduğunu ileri süren Şener, şunları kaydetti: “Burada sorumluluğun doğrudan doğruya devlette olduğuna inanıyorum. Neden sorumluluk devlettedir? Bu şirketler Mart 2021’deki kanundan önce dahi para topluyorlar ise bu da devletin sorumluluğundadır. Bir camiye 10 lira bağış yapıyorsun, resmi prosedür var. Kafadan kimse para toplayamaz, para toplamayla ilgili ayrı mevzuat ve düzenlemeler var. Belli yerlerden belli para toplama izinleri, kararları çıkmadan para toplayamaz kimse. Devletin bu konuda, bununla ilgili kuralları da var, bunu takip etmesi gereken mekanizmalar da var. Dolayısıyla, devletin gözünün önünde ister Mart 2021’deki kanun çıkmış olsun isterse çıkmamış olsun. Ne zaman bu şirketlere parayı vermiş olurlarsa olsunlar. İlk günden itibaren bence devletin sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk gereği, hakkaniyetle paralarının zayi olmasını ve enflasyonda erimesini önleyerek, fazla gecikmesini önleyerek yatırdıkları paranın düzgünce verilmesi lazımdır. Diğer taraftan bakacak olursak, bu sistemle ilgili yapılan düzenleme yanlıştır. Bankalara benzemiyor, bankalar bir başka niteliğe sahip, para toplayan kuruluşlarda bulunması gereken şeyler var: BDDK denetliyor, 40 çeşit denetim mekanizmaları var. BDDK’da, öyle sadece parayı orayı yatırdın zaten bankanın kendisinin hesapları var. TMSF bir taraftan mevduatı da sigortalıyor. Burada Evim sisteminde garanti bir sigorta mekanizması da yok ve de böyle rastgele piyasadan para toplamak devletin olduğu yerlerde son derece gayriciddi bir şeydir. Bu sistem çöker. Yüzde 55 enflasyonun olduğu ortamda çekilişteki ilk aylarda parasını alanlar hariç, diğer bütün vatandaşlar bu sisteme giren bütün vatandaşlar en sonunda paralarını alsalar bile paralarını erimiş olarak alacakları için böyle bir şeye “devlet” denilen kurum müsaade edemez. Böyle çalışan yere de para toplama izni veremez. Bu haliyle çıkarılan bu kanunun içi boştur. Evim mağdurlarını korumadığı gibi, soruna da bir çözüm getirmiyor. Yeniden Evim mağdurlarının mağduriyetlerini giderecek bu kanun çıkarılmalıdır.”
(Haber Merkezi / Haber Kent)