CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaşan siyasi partilerin seçim ittifakı kanun teklifine ilişkin, "Bu yasa teklifinin 7 özelliği var" dedi ve eleştirilerde bulundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili, “Cumhuriyeti kuranlar ağır bedeller ödediler, yemediler içmediler Osmanlı’nın borçlarını ödediler, şeker fabrikalarını kurdular. Kendi Merkez Bankalarını kurdular ve milli paramızı kendi bankamızda bastık. Yakın tarihimizi unutmayacağız. Şimdi şeker fabrikalarını özelleştirmek istiyorlar. Size sözüm söz, özelleştirseler dahi CHP iktidarında onları alıp köylüye yeniden vereceğiz” diye konuştu. İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü’ne değinen Kılıçdaroğlu, Mehmet Akif Ersoy’u ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını saygı ve sevgi ile andığını ifade etti.
Köprüde askerin boğazının kesilerek linç edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir askeri linç etmek suçtur ve onların da yakalanıp yargının önüne çıkarılması lazım dedim. Bana söz verdiler. Bahçeli de, Erdoğan da, Binali Yıldırım da söz verdi, talimat vereceğiz dediler. Tam tersi oldu bir KHK ile linç edenlerin tamamı için bunlar hakkında tahkikat yapılmaz diye karar çıkardılar. Bunlar Müslüman mı? Bunlarda insan sevgisi var mı? Bir asker linç edilecek, sen linç edenleri koruyacaksın. Demokrasi rafa kalkmış, anayasa rafa kalkmış, bunların hiçbirisi çalışmıyor” ifadelerini kullandı.
“BEN SESLERİNİ DUYDUM, ONLARA DESTEK VERİYORUM”
Kılıçdaroğlu, Çanakkale’den Dilek Taş, Hülya Kurt ve Nursel Karagöz’ün Türkiye’de yaşanan çocuk tecavüzlerini, cinsel istismarları, kadına şiddeti engellemek için Ankara’ya yürümeye başladıklarını ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Ben seslerini duydum, onlara destek veriyorum. Bütün kadınlarımıza güveniyorum. 2019’da demokrasi devrimini yapacak olanlar da bu ülkenin kadınları olacaklardır. Kadınlara yürekten sonsuz güveniyorum” açıklamasında bulundu.
“TEDAVİ OLAN ÇOCUK SAYISI 35 BİN 792 KİŞİ”
Kadınların bir derdinin olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Uyuşturucu bataklığına sürüklenen çocuklar. Bu ülkede uyuşturucu aldı başını gidiyor. Tam bir batak içinde. 2004 yılında 12 bin 656 kişi uyuşturucu tedavisi görürken, 2016’da 273 bin 81 bin kişi tedavi görüyor. 12 binden 273 bine çıkmış durumda. Hani herkesin keyfi yerindeydi. Her evde huzur, bereket vardı. Ne oluyor bu çocuklara? Daha acı olanı uyuşturucu yaşının 10’a inmiş olması. Uyuşturucu madde kullanan çocukların yüzde 85’i 15-17 yaş grubunda. Tedavi olan çocuk sayısı 35 bin 792 kişi. Uyuşturucu ile mücadele edeceğine, gazetecilerle, milletvekilleri ile mücadele ediyorsun. Şeker fabrikalarını kapatıyorsun, çiftçilerin burnundan getiriyorsun” dedi.
Medya özgürlüğünün bütün demokrasilerin olmazsa olmazı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet, Sözcü gazetelerine yapılan operasyonlarla ilgili konuştu. Sözcü’nün sahibi Burak Akbay’ın FETÖ’cü olduğu için tutuklandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Her Cumhuriyet çalışanı Uğur Mumcu’nun öğrencisidir. Meclisi bombalayanlar ile gazetecilere aynı ceza veriliyor. Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç. Ne yaptılar, kimi öldürdüler? Biz görüşü ne olursa olsun bütün gazetecilerin serbest bırakılmasını isteriz.”
"TAMAMI YALAN"
“Sağlıkta reform tamam ama bir bakıyorsunuz tamamı yalan” diyen Kılıçdaroğlu, “Evde musluğu açtığında 5 çeşit vergi ödüyorsun. Elektrik düğmesine bastın 4 çeşit vergi ödüyorsun. Hastaneye gittin, 9 çeşit vergi ödüyorsun. Bir genelgeleri vardı. Acil servise gidince bu paralar ödenmiyor. Gayet güzel. Herkes acile gitmeye başladı. Kaç kişi acile gidiyor? ABD’nin nüfusu 324 milyon, acile giden 130 milyon. İngiltere 53 milyon, acile giden 23-25 milyon. Türkiye’de acile giden 78 milyon nüfus var 2015’te, şu anda acile giden 110 milyon 915 bin 407 kişi. Türkiye nüfusundan daha fazla insanlar acile gidiyorlar. Türkiye nüfusundan fazla kişi acile gidince önlem aldılar. Bir genelge çıkardılar. 24 saati geçerse ödeyeceksin parayı. Acile giden 24 saat içinde nasıl tedavi olacak, belki yoğun bakım. Bütün bunların tamamını paralı hale getirdiler. Emeklilik yaşını 65’e çıkardılar. Emekli aylığı bağlama oranını düşürdüler ve ne oldu? Benim zamanımda açık 2 milyar 200 milyon liraydı. Şimdi açık 30 milyar lirayı aşmış durumda. Recep Bey niye demiyorsun bunları, bu SSK’yı kim batırdı? 30 milyar açık var” şeklinde konuştu.
“BU YASA TEKLİFİNİN 7 ÖZELLİĞİ VAR”
Dün akşam sabaha kadar TBMM’nin çalıştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“İttifak ve seçim hileleri kanunu görüşüldü. Kanunda nasıl dolanabiliriz, yani oyumuzu arttırmadan masa başında milletvekili sayısını nasıl artırırız, kanun bunun üzerine kurulu. Recep Bey nasıl bir daha cumhurbaşkanı seçilebilirim diyor. Devlet Bey ben barajı aşamam, barajı aşmam lazım diyor. Birisi seçim, birisi baraj derdiyle yan yana geldiler. Biz bir seçim hileleri kanunu hazırlayalım. Bunu da Meclisin görev yapmadığı, oturum yapmadığı pazartesi gününe denk getirelim, sabaha kadar biz bunu geçiririz dediler. İttifak yapacaklarmış. Yaparlar ittifak biz ittifaka karşı değiliz. İttifak ne zaman yapılır? Parlamento vardır, parlamentoda partiler ittifak yapar. Ama parlamentodan bakan seçmiyorsanız parlamentonun işlevini sıfırlamışsanız sizin ittifak yapmanıza ne gerek var? Neden ittifak yapıyorsunuz? Cumhurbaşkanı için ittifak yapıyorlar. İttifaka hiç gerek yok bu modelde. Ama yasayı çıkardılar. Bu yasa teklifinin 7 özelliği var. Haksız temsil artıyor, milli irade gasp ediliyor, baraj fiilen artarak devam ediyor. 12 Eylül darbecileri getirmiş. Kim savunuyor? 20 Temmuz darbecileri savunuyor. İki baraj getiriyorlar. Bir yüzde 10 bir yüzde 51. Anayasanın eşitlik ilkesine ve temsilde adalet ilkesine aykırı. Bu teklif seçim güvenliğini ortadan kaldıracak niteliktedir. Mühürsüz oy pusulaları geçerli hale getiriliyor. Bu teklif aynı zamanda sopalı bir seçim hazırlığıdır. Herhangi bir kişi polisi jandarmayı çağırabilir. Baktı ki orada CHP’nin oyları önde hemen polise, jandarmaya telefon gelin burada hile yapılıyor diyebilir. Partilerin denetiminin azaltılması amaçlanmaktadır. Parti devletinin memurları sandıkların başında olacak. Sandığı seçmenden kaçırma planları var. Vali, istediği sandığı istediği yere kurdurabilecek. Buradan bütün milletime sesleniyorum. Masa başında, biz milletvekili sayısını artıracağız diye yola çıkanları, sandığa gömeceğiz. Sözüm sözdür, bütün sandıklara sahip çıkacağız. Bütün sandıklarda bizim elemanlarımız, bizim arkadaşlarımız olacak. Ne yaparlarsa yapsınlar, 2019’da o zatı oradan aşağı indireceğim. Sözüm sözdür. Sel gibi akacağız ve sandıklarda kazanacağız.”
"ŞEKER PANCARININ ÜRETTİĞİ OKSİJEN ORMANIN ÜRETTİĞİ OKSİJENİN ÜÇ KATI”
Grup toplantısında Eskişehir’den gelen çiftçilerin, şeker pancarı üreticilerinin de yer aldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Şeker fabrikalarını satıyorlar. Şeker pancarı üretimi vasıfsız iş gücüne eleman anlamında çok önemli. Okuma yazma bilmeyen çok sayıda vatandaşlarımız var. Vasıfsız iş gücü, bunların da bir şekilde değerlendirilmesi lazım. şeker pancarı posası çok kıymetli. Şeker pancarının ürettiği oksijen ormanın ürettiği oksijenin 3 katı” değerlendirmesinde bulundu.
Şeker fabrikalarının Türkiye genelinde dağıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, ekonomisi çok fazla gelişmemiş olan yerlere yapıldığını ve şeker pancarının o il, ilçe için hayati bir ekonomik değere sahip olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, "Afyon, Niğde, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Turhal, Yozgat şeker fabrikalarını satacağız diyorlar. Yozgatlı gitsin yine oyunu AK Parti’ye versin bakalım. Yarın elinizden ekmeği de alacak. Yozgat’ın kokulu yeşil mercimeğini de bitirdiler. Erzurum’un bir şeker fabrikası var onu da kapatacaklar. Zaten hayvancılığı öldürdün. Diyorlar ki fabrikalar zarar ediyor, özelleştirilince kar edecek daha fazla istihdam oluşturulacak. Vallahi de billahi de yalan. Şeker fabrikaları zarar etmiyor, zarar ettiriliyor” açıklamasında bulundu.
Başbakan Binali Yıldırım’ın "Şeker fabrikaları özelleştikten sonra kapanacak gibi bir şey yok, en az 5 sene boyunca üretim yapacak" açıklamasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Süreyi vermiş. 5 sene üretim yapacak, 6. sene kapanacak. Şeker fabrikalarının çalıştırılması ile katma değer 3 milyarı aşıyor. Kapatılacak nişasta bazlı şekere imkan sağlanacak. Nişasta bazlı şekeri kim kullanıyorsa onun ürünlerini satın almayın. Şeker pancarından kim şeker üretiyorsa o ürünleri alacağız” ifadelerini kullandı.
Grup toplantısına katılan şeker pancarı üreticilerinin getirdiği şeker pancarları da grup toplantısı sıralarında yer aldı.
(İHA)
Kaynak: İHA