İsrail ile normalleşme sürecini eleştiren Saadet Partisi (SP) Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman, “İsrail'le normalleşmenin ne ülkemize ne de İslam alemine hiçbir faydası, hiçbir hayrı olamaz. Biz esas itibariyle İsrail İle kurulan ilişkileri bir normalleşme olarak da değil bir anormalleşme olarak görmek durumundayız” dedi.
Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman, “Allah'ın izniyle bu ramazan ayında kuşanacağımız bu yüce değerlerle birlikte İslam birliğini bir Ramazan ayında hep birlikte kuracağız” diye konuştu.
Saadet Konya Nisan ayı il divan toplantısı ‘Rahmet ve Bereket İklimi Ramazan’ temasıyla ile parti il binasında düzenlenen iftar programının ardından gerçekleştirildi. İftar programı ve il divan toplantısına Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Lütfi Yalman, Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, Konya Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Mustafa Özkafa, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyeleri Tacettin Çetinkaya ve Hasan Hüseyin Uyar, Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, Karatay Belediyesi eski Başkanı Mehmet Şen, Meram Belediyesi eski Başkanı Mustafa Özkan, İl Müfettişi Ali Mücevher, İl Yönetim Kurulu Üyeleri, İlçe Başkanları ve çok sayıda partili katıldı. Selamlama konuşmalarının ardından Partililere hitap eden Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, “Allah'ın izniyle. İnanıyorum ki bu ramazan ayında kuşanacağımız bu yüce değerlerle birlikte tarihimizde nasıl ki bu zaferler gerçekleştiyse biz de bu inançla ve bu değerlerle İslam birliğini bir Ramazan ayında hep birlikte kuracağız” ifadelerine yer verdi.
“İsrail İle Kurulan İlişkiler Ülkemiz İçin Anormalleşmedir”
İsrail ile normalleşme sürecini eleştiren Karaduman, daha şunları söyledi: “İşte bakın ramazan ayı içerisindeyiz. Her ramazan ayı Filistin'de Müslüman kanı dökmeyi inancının bir gereği olarak yerine getiren o haydutların bugün Mescidi Aksa'da Yahudiler de gitsinler ibadetlerini yapsınlar. Barış içerisinde Mescid-i Aksa'nın bir tarafında Müslümanlar Mescidi Aksa'nın diğer tarafında da Yahudiler ibadetlerini rahat bir şekilde yapsın diyorlar. Biz bırakın Mescidi Aksa'da Yahudilerin ibadet yapmasını topraklarında bir tane bile Yahudi'nin kalmamasını istiyoruz Dolayısıyla İsrail'le normalleşmenin ne ülkemize ne de İslam alemine hiçbir faydası, hiçbir hayrı olamaz. Biz esas itibariyle İsrail İle kurulan ilişkileri bir normalleşme olarak da değil bir anormalleşme olarak görmek durumundayız. Dolayısıyla bugün 20 yıldır yeri geldiğinde mikrofonlarda İsrail'in aleyhine bir takım şeyler söyleyen ama söz anlaşmaya gelince, ekonomik iş birliğine gelince maalesef İsrail'e 20 yıldır açık bir şekilde hizmet eden bir iktidarın uygulamalarıyla hep beraber karşı karşıyayız. Dolayısıyla bugün İsrail'de bu hadiseler gerçekleşirken İslam ülkelerinin idarecilerinin özellikle bu yanlıştan dönmeleri acilen ama acilen gereklidir. Dolayısıyla bu mesele bile bize Milli Görüş hareketinin nerede durduğunu, Milli Görüş hareketinin ve Saadet Partimizin nerede konumlandığını açık bir şekilde bir kere daha haklılığımızı ortaya koymuş olduk Çok acil bir şekilde D-8'ler bir araya gelmeli. D-8'ler etkinleştirilmeli ve bu çerçevede İslam ülkeleri ortak bir tepkiyle İsrail'in yaptığı Filistin üzerindeki bu zulme engel olmalıdır.”
“Ülkemizin Kaynakları Faize Aktarılıyor”
Ülkenin ekonomik anlamda doğru yönetilmediğini öne süren SP Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, sözlerini şöyle tamamladı: “Ve bugün herkes birtakım cümlelerle ekonominin sorunlarını ve ekonominin çözümlerini ortaya koyuyor. Ama ekonomiden bahsederken Türkiye'de kaynakları faize ve modern tefecilere aktarılmasından bahsetmeyenler ekonominin E'sinden dahi anlamıyor demektir. Bakın son 20 yılda 514 milyar lira para ülkemizin kasasından faize aktarıldı. 514 milyar lira para ve diğer faize giden kaynaklarla birlikte topladığımız zaman Bu neye tekabül eder? Eğer bu para faize aktarılmamış olsaydı, Türkiye'de bugün kirada oturan bir tane insan bile kalmayacaktı. Bugün Türkiye'de kirada oturan Bir tane bile insan kalmayacaktı. Devlet kendi eliyle vatandaşına ev dağıtmış olacaktı. Ama bugün Türkiye'de işsizliğin, Türkiye'de işte gençlerin başka ülkelerde yaşama hayalleri kurmasının Başka vatan ülkelerin vatandaşı olma hayalleri kurmasının üniversite diplomalarının adeta birer işsizlik sertifikası haline getirilmesinin bugün Türkiye'de Üç gençten birinin işsizler ordusuna dahil edilmesinin işte bugün tarıma baktığımız zaman insanlarımızın topraklarını ekmekten vazgeçtiğinin ki son yirmi yılda Marmara Bölgesi kadar bir alan Artık ekilemez hale gelmiştir. Marmara Bölgesi kadar bir tarım alanı artık çiftçilerimiz ekmeği bıraktığı için ekilemez bir hale gelmiştir. İşte bütün bu yanlış politikaların arkasında yirmi yıldır uygulanan faizci kapitalist düzenin uygulamalarını da görmek durumundayız. Ve bugün emin olun hükümet için artık denizin değil, kumun bittiği bir döneme girildi. Ve bundan sonra devlet Saadet Partisi'nin devranıdır Allah'ın izniyle. Bizim bugüne kadar bizim bugüne kadar kimseye haksızlık yapmışlığımız yoktur. Türkiye'de en özgüvenli, en motivasyon yüklü bir şekilde seçim çalışması yapacak olan parti Allah'ın izniyle Saadet Partimiz olacak. Ve biz Türkiye'nin her yerinde dün olduğu gibi yarın da Türkiye'nin de her yerinde seçime gireceğiz. Ve ülkemizin her yerinde yapacağımız çalışmalarla birlikte Saadet Partimizin en büyük zaferi için Allah'ın izniyle canla başla hep birlikte çalışacağız.”
“Asgari Ücrete Yapılan Zam 2 Ayda Eridi Bitti”
Divan toplantısında söz alan Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, “Son 6 aydır hemen hemen her gün, her şeye sistematik olarak zam geliyor. Gelen zamlara karşılık yılbaşında asgari ücrete yapılan zam bile 2 ay dayanamadı. Emekli maaşları zaten eridi gitti. Her ne kadar iftar sofralarında buluşuyoruz desek bile vatandaşımız o sofralara ne şartlar altında oturduğunu bir kendisi bir de Allah biliyor. Oluşturulan korku iklimi nedeniyle de kimse derdini açamıyor. Akşam olunca herkes evine giriyor, kapılar kapanıyor. İçerde nasıl bir dram yaşanıyor bilemiyoruz. Milletin sırtından sofra kuranların, herhangi bir fatura ödeme derdi olmayanların, 3-4 yerden maaş alanların bu sofraların nasıl kurulduğu ile ilgili bir dertlerinin olmadığını da biliyoruz. 20 yıllık iktidarları boyunca hiçbir sorumluluğu üzerinde almayan iktidardan, yaşanan ekonomik sorumluluğu almasını beklemiyoruz da; en azından sağa sola sıvamasınlar, en azından yorum bari yapmasınlar. Akaryakıta, vergilere, enerji fiyatlarına fahiş miktarda zam yapıp sonrada ülkede her şeyin eski fiyatta kalmasını arzuluyorlar. Ancak tabi ki bu mümkün değil. Enerji ve yakıta gelen zam otomatik olarak her şeye yansıyor” diye konuştu.
“Türkiye Gibi Bir Tarım Ülkesinde Tarım Yapılamaz Hale Geldi”
Ülkenin sorunlarının ancak Saadet Partisi iktidarında çözülebileceğini vurgulayan Saydam, şunları kaydetti: “Tarım ülkesinde tarım yapılamaz hale geldi. 20 yıl öncesine kadar kendi kendimize yetebilirken, en basit hububatı, bakliyatı, şekeri, ayçiçek yağını ithal eder hale geldik. Kağıdı, kumaşı, demiri, çeliği, plastiği, teknolojiyi saymıyorum bile. Şekilde ülke üzerinde uygulandığı kanaatindeyim. Başta yapılan dış politikaları yüzünden ülkemizin etrafı ateş çemberine döndü. Ateşten kaçan ülkemize sığınıyor. Sağdan soldan mülteci giriyor ülkeye. Ülke kevgire döndü. Giren çıkan belli değil. Tamamen kontrolsüz. Tamamen kayıtsız, evraksız. Tabi ki ensar –muhacir kardeşliği olacak. Tabi ki sığınana yardım edeceğiz. Ancak bunun bir kontrolü olmalı. Bir planı programı olmalı. Ülke bu kadar da sahipsiz bırakılmaz 3 tarafı denizlerle çevrili, dağları, ovaları, yaylaları, akarsuları olan, 4 mevsim ve farklı iklimlerin yaşandığı, neredeyse türlü bitkinin her türlü hayvanın yerleştirilebileceği ülkemizde insanımız; sebze meyve kuruyemiş yiyemez, et yiyemez, balık yiyemez hale gelmiştir. Bütün bunlar yaşanırken insanımız ucuz ekmek, ucuz un, ucuz şeker, ucuz yağ alabilmek için kuyrukta beklerken, gençlerimiz iş bulamaz hale gelmiş, umudunu kaybetmiş, yurtdışına gitme hayali kurarken birileri de çıkmış şaha kalkmaktan bahsediyorsa söz bitmiştir artık.”
“Hala Eğlenceye Yönelik Yatırımlar Yapıyorlar”
“Borçsuz bıraktığımız hizmet üreten belediyeler borç batağındadır. Hizmet üretememektedirler” diyen Saydam, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bütün Türkiye’de bu hale gelmiştir. En rahatı bizim Konya belediyeleri. Sağ olsun Konyalı bakanımız var da rahat ediyoruz. Bakanlık Çevre ve Şehircilik olunca o bizimkilere arsa üretiyor. Bizimkiler de arsa satıp hizmet ürettiklerini zannediyorlar. Hizmet olup da bir takım kültürel faaliyetler işte. Festivaller, şenlikler, parklar, eğlence yerleri. Ulaşım felç, toplu taşıma felç, yollar köstebek yuvası gibi. Ağır bir kıştan çıktık. Belediyenin acil olarak asfalt ve alt-yapı seferberliği başlatması lazım. Ama öncelikleri bunlar olmadığı için bir süre daha idare etmek durumundayız. Öncelikleri eğlence olduğu için o kısımda bir aksama yaşanmıyor. Şu anda Konya’da yapılan, yürüyen ne kadar yatırım varsa hepsi eğlenceye yönelik. Böyle giderse çamurun, çöpün içinde eğlence yapmamız yakındır. Adına da “Konya Modeli" belediyecilik diyorlar. Bir de sağa sola akıl veriyorlar. Gelin de belediyecilik nasıl yapılırmış öğretelim diye. Ben söyleyeyim bunların yaptığı belediyeciliği. Öğrenilecek zor bir tarafı yok. Size bakan bir bakan bulursanız gerisi kolay. Sonrası tıkır tıkır işliyor. Satıp satıp eğlence yapıyorsunuz. Uydurdukları Konya Modeli de bu. Haksızlık etmeyelim. Belediyecilik adına yaptıkları birkaç kavşak düzenlemesi de var. Hiç yok da değil. Şimdilik bunlarla gazımızı alıyorlar. Tamamen tepki olmasın diye. Hiçbir şey yapmıyorlar demesinler diye. Yapılanlar ancak 6 ayımızı atlatır. 6 ay sonra kaldığımız yerden devam. Geri kalan gelecek zamanlı cümleler. Yapacağız edeceğiz. Sadece göz boyamak, algı oluşturmak. Bütün işleri böyle. Erbakan Hocamızın deyimiyle “pansuman tedbirler” le şehir idare ediyorlar. Yapmış gibi yapıp vakit geçiriyorlar. Bu şekilde günü kurtarmış oluyorlar. Ülkenin acilen bu anahtara ihtiyacı vardır. İhtiyaç hasıl olmuştur. Size düşen camı kırın ve Saadet Partimize yetkiyi verin.”
(Haber Merkezi / Haber Kent)