Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, “Okçuluk, ata binmek, güreş pek çok ilave edilecek geleneksel sporlar var. İnternetin esiri olan gençlik istemiyoruz." dedi.
Dünya Etnospor Konfederasyonu himayesinde düzenlenen, Geleneksel Sporların İhyası Forumu, Serik ilçesine bağlı Belek Turizm Merkezi’ndeki Calista Luxury Otel’de otelde başladı.
56 ülkeden UNESCO temsilcisi 143 yabancı, 33 Türk olmak üzere 176 katılımcının yeraldığı ve iki gün sürecek forumda, geleneksel sporların güçlendirilmesi, geliştirilmesi için uluslararası düzeyde bilgi alışverişinde bulunulacak.
Eğitimler, yerel yönetimler, kültürel ilişkiler, aidiyet ve kulüpleşme konularının ele alınacağı forum kapanışında bir sonuç bildirgesinin kamuoyu ile paylaşılacağı belirtildi.
Forumun açılışında konuşan Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, geleneksel sporların yeni heyecan getirdiğini geçmişimizi, geldiğimiz toprakları kim olduğumuzu hissettirmeye başladığına belirtti. Toplantına katılan 56 ülke temsilcisinin kültürel etkileşiminden bahseden Bakan Bak, "Biz kendi özümüzü kendi köklerimiz bilmeliyiz. Bizim şu andaki spor endüstrisi dediğimiz vahşi bir yapı var. Bunun karşısında değerleri olan kökleri olan yapıyı inşa etmek için bir bakış açısı strateji gelişiyor. Şu anda gençlerimizin sporla bağlarını sağlayan başka bir mekanizma var. Bana göre spor endüstrileştikçe mekanik olmaya başlıyor. İnsan makine olmaya başlıyor, yarışmacı makine gibi davranmaya o özellikleri sahip olmaya duygularını yitirmeye sadece kazanmaya yönelen yapı içerisine girmeye başlıyor. Bu değişmeli alternatif olmalı duygular değerler insanlara saygı kültürlere saygı olmalı. Birbirine seven birbirine değer veren insanlar topluluğu olmalı. Bunu yakalamalıyız" dedi.
“İNTERNETİN ESİRİ OLMAYAN GEÇLİK”
Modern spordaki yatırımların, firmaların reklam bütçelerinin korkunç rakamlara ulaştığına dikkati çeken Bakan Bak, "Ama değerlerine baktığınızda yerde rakibine yumruk atan değil onu ayağa kaldıran, fair play yapısını içimizdeki değeri olan insanı kucaklamalıyız. Bunları örneklendirmeliyiz. Okçuluk, ata binmek, güreş pek çok ilave edecek geleneksel sporlar var. İnternetin esiri olan gençlik istemiyoruz. Düşünen, değerlere bakan, değerlerini sorgulayan, onun için koşan bir gençlik, özüne bakan bir gençlik, insanı değeri olan, kucaklamayı seven, özverili bir gençlik. Bunları yakalamalıyız.”diye konuştu.
“ÜLKELER ÇATIŞTIRILIYOR”
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, hala imparatorlukların, Anadolu coğrafyası üzerinde Osmanlı İmparatorluğu’nun tavsiye sürecini yaşadıklarını hatırlattı.
Savaş sonrasında egemenlerin çizdiği suni sınırlarda bugün yeni çatışma ve istikrarsızlıkların sebebi haline geldiğini kaydeden Erdoğan, “Etnik, mezhep din çatışmalarını sürekli kılacak şekilde suni ulus devletler teşkil ettirilmiş, etnik kimlikleri mezhepleri din farklılıklarını İran, Irak, Suriye ve Türkiye dönüştürmek suretiyle bu bölgenin istikrara kavuşamadığını görüyoruz. Osmanlı bölünmesiyle meydana gelen istikrarsızlık bütün bu bölgeyi daha zulme doğru yönlendirdi. Batı medeniyetinin getirdiği düzen, huzur değil huzursuzluk gözyaşı kan getirdi. Kıyaya vuran Aylan bebekler, yıkıntıların arasından çıkan Ümran bebekler, tüm çatışma ve katliamlar işte bu düzenin bir sonucudur. 2. Dünya Savaşının iflas ettiği, kurduğu dünya sistemi aslında ve kurumları da aslında iflas etti ve sona erdi. Bugünün dünyasında demokrasi insan hakları ve özgürlükler sanki sadece batı ülkeleri için geçerliymiş gibi değerlendiriliyor. Batı’nın söylem tekeline aldığı insan haklarını görmek istiyorsanız, dünyanın dört yanına bakabilirsiniz. Batı medeniyetine ait zorba, yönlendirici tek tipleştirici, kendinden başkasına hayat hakkı tanımayan zihni arka planda 20. Yüzyıla damgasını vuran küreselleşmeyi tehdit eder hale geldi. Bugün batılı ülkeler kendilerine gelebilecek tehditleri, uzak tutmak amacıyla başka ülkeleri istikrarsızlaştırıp,çatıştırıyor. Aynı şekilde dünyada sömürge ülkesi olmayan, düşman postallarını topraklarından çıkara Türkiye, bugün dört tarafından kuşatılmaya çalışılıyor. Bugün malasef müttefikimiz sandıklarımız bizi vuranlara göz yumuyor, onları destekliyor” ifadelerine yer verdi.
“KÜRESEL KÜLTÜR, YEREL KÜLTÜRLERİ YERİNİ ALDI”
Bu düzen ve bundan öncesindeki nice medeniyetlerin dünya üzerinde yıkıldığını hatırlatan Bilal Erdoğan, “ Bu medeniyetler birer hazine olarak tarihteki yerini aldı. Bu büyük hazinelerden beslenerek daha huzurlu, daha barışçıl bir dünyayı yeniden inşa etmek mümkündür. Batı medeniyeti bugün aktif medeniyet hüviyetinde, dili söylemeleri, tekniği ve kültürü aktif. Ulus devletlerinin tesirleri zayıflasa da batı medeniyetin icra ettiği küresel kültür hüviyeti dimdik ayakta ve dünyada egemen.Küresel şirketler ulus devletlerin yerini aldıkça küresel kültür, yerel kültürlerin yerini acımasızca işgal etmiş durumda.Bugün küresel kültür o kadar etkili ki din dil, etnik kimlik, folklor dinlemeden tek başına etkin kültür haline gelmiş durumda. Küresel kültür farklı milletler için aynı ihtiyaçlarını belirlemede, aynı zevkleri ilgiyi estetiği kabul ettirmekte çok baskındır. Müzik, sanat, dizi filmler aynı kültürü sosyal medya ile internet ve televizyonla sunabilmektedir.“ ifadelerine yer verdi.
“EĞLENCEYLE TUTKU BİREYLERİ ESİR ALIYOR “
Bilal Erdoğan, eskiden devletlerin ideolojik yönelimine göre toplum insan inşa ederken günümüzde küresel sermayenin kültürü kontrol eder hale geldiğini söyledi. Çocuklar aileden toplumdan bağımsız ağlar aracılığıyla kendi yolunu belirlediğine değinen Erdoğan, " Bu açıdan batının desteklediği küresel kültür toplumların örflerini tehdit ediyor ve ortadan kaldırmaya yönelik çalışma düzeyi arz ediyor. Kültür endüstrisi büyük oranda eğlenceye dayanıyor. Televizyon ve şimdilerde sosyal medya kapitalizmin açtığı yaraları sarma, insanın yabancılaştırmasını unutturma, pansuman etme için kullanılır oldu. Kültür endüstrisi eğlence ile tutku ile bireyleri teslim alıyor. Modernitenin insana dine değerlere düşmanlığını kamufle edip gözden uzaklaştırıyor. Kapitalizmin, batı medeniyetinin sömürgeci karakteri, keyif düzeni, zevk kültürü ile yoğun meşguliyetlerle oyalanılıyor, örtülüyor, geçiştiriliyor. Kültürü, insanlar, zamanın ruhu, devletler, çağ değil, şirketler, kültür kompetanları belirliyor. Mesela, kimin ne okuyacağını kitapçı zincirleri, şirketler, yayın evleri olan bankalar belirliyor. Küresel kültürün baskıcı kimliğine karşı geleneksel sporlar kamu, sivil toplum kuruluşları, işbirliğiyle mücadele veriyor" dedi.
VALİ KARALOĞLU: "FORUM GELECEĞİMİZ AÇISINDAN ÖNEMLİ"
Antalya Valisi Münir Karaloğlu, geleneği ihya etmeden geleceği inşa etmenin mümkün olmadığının altını çizdi.
Geleneksel sporların sadece sıradan bir arzu olmadığını kaydeden Vali Karaloğlu,”Bin yıldır bu topraklardayız. Sadece Antalya 811 yıldır Türk ve İslam şehri, eğer bu topraklarda gelecekle ilgili bir hikayemiz olacaksa bir tasavvurumuz olacaksa mutlaka geleneklerimiz, geleneksel kültürümüzü sporumuzu örfümüzü adetimizi yeniden hatırlamalı, yeniden yaşamalı ve yaymalıyız. Bu forumu kültürümüz ve geleceğimizi açısından çok önemli buluyorum” dedi.
Konuşmaların ardından forum basına kapalı devam etti.
"TÜREL’DEN ÇAĞRI"
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, geleneksel sporların spora yeni bir anlam ve misyon yükleyen büyük bir alan olduğunu dile getirdi.
Spor tarihimize sahip çıkamamaktan yakından Türel, “Zararın neresinden dönersek kardır. Birlikte bu gecikmeyi telafi edebiliriz. Türkiye olarak bu yolda hızlı ilerlemeye başladık. Antalya gibi bir tarih şehri için bu kaçınılmaz bir görevdir. Dünya milletleri 100 binlerce insanı bir araya getirerek uluslararası dostluğun gelişmesine katkı sağlayan bir şehiriz.”diye konuştu.
Antalya’nın bu yıl yeniden turizmde öncü olacağını ve 14 milyonluk turist hedefine ulaşacağını belirten Türel, “ 14 milyon turisti ağırlamayı hedefliyoruz, inşallah tüm zamanların rekoru olacak. Rus, Kırgız, Kazak, Macar, Moğol gibi kardeş ülkelerin geleneksel sporlarını da hem tanıma hem de ziyaretçilere tanıtmak isteriz. Yabancı misafirlerimize bu daveti yapıyorum. Bu işbirliğini yürütmeye hazırız. Birlikte daha büyük hedeflere de yürüyebiliriz. Geleneksel spor olimpiyatlar projesinin kıyısından, köşesinden başlatalım. Dünya kültürüne yeni bir zenginlik katalım. Dünya Şampiyonası, Avrupa Şampiyonası,Olimpiyat Oyunları, Akdeniz Oyunları gibi neden biz Avrasya oyunlarını başlatmayalım.Önce kedi aramızda başlarsak bunu yavaş yavaş bunu dünyaya yayabiliriz. Geleneksel sporlar bizim birbirimizi tanımamızı sağlayacak bunu daha iyi tanıdığımızda köklerimizi daha ortak ve güçlü bir geçmişe sahip olduğumuzu göreceğiz. Bugün dünya kültürüne giremeyen kadim zenginliğimizi yeniden öğreneceğiz, hem de dünyaya öğreteceğiz. Antalya olarak biz buna öncü olmaya hazırız” dedi.
(İsa Akar-Memiş Akın / İHA)
Kaynak: İHA