MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Darbeyi aklından geçiren varsa, millete silah çekmeyi düşünen bulunuyorsa biliniz ki 82 milyonun kanını dökmeden bu şerefsiz tertip ve teşebbüsünde muvaffak olamayacaktır" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu.
Rusya Federasyonu’nun kriz siyasetini Türkiye sınırlarının dibinde gerçekleştirdiğini bildiren Bahçeli, şunları aktardı:
"Gelin görün ki, buna bile tepki göstermezler. Türkiye’ye başka, Suriye’ye başka, diğer muhatap ülkelere başka konuşan Rusya’yı hiçbir maske, hiçbir kamuflaj artık gizleyemez. İran derseniz saman altından su yürütüp mezhepçi bir dile saplanmış, Esad’ı Türkiye’ye kışkırtmayı geçim kapısına çevirmiştir. İdlib tıpkı mayın tarlasına, aynısıyla kan ve ölüm vadisine dönüşmüş; sinsi, sivri ve sıcak gerilim ve cepheleşmelerin merkez üssü haline gelmiştir. Rusya arkadan dolanarak Esad’a hedef gösterip niyet ve tıynetinin gereğini yapmıştır. İdlib’de şehit edilen evlatlarımıza saldırı emrini veren alçak general kimin nesi, kimlerin nefesidir? Rusya Devlet Başkanı önce Esad’ın yüzüne sıçrayan, sonra da kendi eline bulaşan kanı süratle temizlemeli ve aklanmalıdır. Hiç kimse bize maval okumasın. Biz Rusya’yı 93 Harbi’nden biliriz. Biz Rusya’yı 4 Şubat 1945’de yapılan Yalta Konferansı’nda Boğazlar üzerindeki emellerinden tanırız. Biz Stalin yönetimindeki Rusya’nın 16-26 Aralık 1945’te düzenlenen Moskova Konferansı’nda, Türk topraklarını istila talebini de asla hafıza kayıtlarımızdan çıkarmayız. Demiyoruz ki kavga edelim, kutuplaşalım. Demiyoruz ki düşman olalım, iki ayrı kampa ayrılalım. Yalnızca istediğimiz karşılıklı hak ve çıkarlara saygı, güvenlik hassasiyetleri çerçevesinde azami riayettir. Bu olursa ne ala, dostu da biliriz, hasmı da biliriz. Astana ve Soçi süreçlerinin prensip kararlarına saygı duyup destek veren bizdik. Fakat bu süreçleri askıya alıp bozanlara da her fırsatta hak ettikleri karşılığı veririz. Önde el sıkışıp, arkaya geçince yumruk sallamak Türk milletinin vasfı ve tarihi vakarına yabancıdır. Biz sıkacağımız eli de, atacağımız yumruğu da açıkça yaparız, adam gibi yaparız."
"RUSYA FEDERASYONU DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN AÇIKLAMASINI AYNEN KENDİLERİNE İADE EDER, YENİ AÇIKLAMALARINI MERAKLA VE HEYECANLA BEKLERİZ"
Nasıl davranıyorlarsa, öyle muamele beklediklerini, nasıl görünüyorlarsa, o şekilde görmeyi istediklerini aktaran Bahçeli, "Bizim bu duruşumuzdan ve geçen haftaki değerlendirmelerimizden mütevellit Rusya Dışişleri Bakanlığı şahsıma ve partimize 13 Şubat 2020 Perşembe günü rahatsızlığını yazılı bir açıklamayla resmen duyurmuştur. Varsın olsun, el ile gelen düğün bayram. Hiç düşündüler mi, İdlib’de şehit edilen evlatlarımızı nereye koyacağız? Saldırganlıklara, mütecaviz emellere tepki göstermeyecek miyiz, cinayetleri sineye mi çekelim, zulme ortak mı olalım? Putin hele bir söylesin, biz ne yapalım, elinde hazır bir reçete varsa bizimle paylaşsın, bari ona göre davranalım ? ABD’nin Ankara Büyükelçiliği de hain bir FETÖ’cünün şahsımla alakalı Twitter paylaşımını beğenmiş, sonra da özür üstüne özür dilemişti. ABD’nin ve Rusya’nın yergisini değil de övgüsünü alsaydık, o zaman ne diyecektik, kime ne anlatacaktık, mazlumların yüzüne nasıl bakacaktık, vicdani hesabı nasıl verecektik, manevi vebalden nasıl kurtulacaktık? Kremlin yönetimi iyi bilmelidir ki, biz şehidi şühedayı siyasi istismara, iç siyasi tartışmalarda puan kazanmaya tahvil edecek kadar alçalmayız, böylesi bir düşkünlüğü aklımızdan dahi geçirmeyiz. Vakti saati geldiğinde, Allah şahit, millet hakem, biz bu hesabı faillerinden mutlaka sorarız. Kışkırtmayız, milletin tamamını hasretle ve haysiyetle kucaklarız ve de yanlışa yanlış demekten korkmayız, çekinmeyiz. Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasını aynen kendilerine iade eder, yeni açıklamalarını merakla ve heyecanla bekleriz" şeklinde konuştu.
"(ABD SURİYE ÖZEL TEMSİLCİSİ JEFFREY’İN TÜRKÇE AÇIKLAMA YAPMASI) ABD’NİN SURİYE ÖZEL TEMSİLCİSİ’NİN ALGI OPERASYONUNA KANACAK VE İNANACAK YOKTUR"
İdlib gerginliği sonrasında Türkiye’ye gelen ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in Türkçe konuştuğunu ve "şehitlerimiz var" ifadelerini hatırlatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"İdlib gerginliğinden hemen sonra ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi’nin ülkemize ziyareti bizim nezdimizde dikkatle takip edilmiştir. Bu şahıs ayağının tozuyla gelir gelmez Türkçe konuşmayı tercih etmiş, şehitlerimiz var diyerek maşeri vicdanda hayret uyandırmıştır. Hangi dağda kurt öldü bilemeyiz, ama bozkurtlar gelişmeleri hayra değil, hileye yormuştur. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi’nin algı operasyonuna kanacak ve inanacak yoktur. ABD şehitlerimize bu kadar sahip çıkıyor idiyse, PKK’yla, YPG’yle, FETÖ’yle ne yaptığını ister açıkta, isterse de kapalı ortamlarda sırasıyla anlatmayı ne zaman gündemine alacaktır? Madem müttefikiz, madem stratejik ortaklık Türkiye ile Esad-Putin arasındaki gerginlikten sonra birdenbire hatırlanmıştır. O halde Türkiye’ye yönelik okyanus ötesi komploları hakkında da bir özeleştiri yapılacak mıdır, taktik bir sorun olmaktan çıkıp stratejik bir düğüme dönen İdlib ve Suriye’nin genelinde ABD neyin peşindedir? ’Müttefikimiz Türkiye’nin İdlib’de meşru çıkarlarını destekliyoruz’ açıklamasını sıcağı sıcağına yapan ABD Suriye Özel Temsilcisi’nin kastı nedir, bu şahsın 5 Şubat 2020’de, rejim kontrolünde olmayan bölgeler için mekanizmalar kurulmasıyla ilgili teklifini nasıl okumalıyız? İdlib’den insanlar kitleler halinde Türkiye’ye doğru kaçarken, Putin Esad’ın dizginlerini gevşetmişken, aynı zamanda teröristler sınırlarımıza yaklaşırken ABD ne yapıyor, halkının üzerine ölüm yağdıran bir katille ilgili ne gibi tedbirler alıyordu?"
"ABD’NİN SURİYE ÖZEL TEMSİLCİSİ ANKARA’DA RUSYA VE ESAD’I KINARKEN, EŞ ZAMANLI OLARAK ABD PYD/YPG’Lİ TERÖRİSTLERLE HASEKE’DE ÜS KURUYORDU"
ABD’nin Türkiye’nin yanında olduğunu açıkladığını ancak 2021 yılı bütçesine de YPG için 200 milyon dolar yardım parası ayırdığını bildiren Bahçeli, "ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Ankara’da Rusya ve Esad’ı kınarken, eş zamanlı olarak ABD PYD/YPG’li teröristlerle Haseke’de üs kuruyordu. Aynı ABD, 9 Şubat 2020’de Yunanistan ve Fransa’yla birlikte Ege Adaları’nda ’İskender 2020’ askeri tatbikatını yapıyor, Türkiye’ye silah gösteriyordu. Üstelik geçtiğimiz Ocak ayında, Yunanistan ile ABD arasında Dedeağaç dahil üç askeri üssün ortak kullanımı hususunda anlaşma yapılmıştı. Brüksel’de gerçekleşen NATO Savunma Bakanları Toplantısıyla, Almanya’da düzenlenen 56. Münih Güvenlik Zirvesi’nde kanayan yaraya merhem hiçbir kalıcı ve umutlandırıcı gelişme de çıkmamıştır. Hep bildik sözler, hep bildik temenniler, hep aynı nakaratlar. Rusya ve ABD bölgesel değişimleri denetlemek, dengeleri kontrol etmek, nüfuz ve egemenlik alanları oluşturmak amacıyla güç rekabetindedir. Gelişmeler çağımızın vebası olarak tanımlanan Korona virüsü kadar sarsıcı ve kaygılandırıcıdır. Biliyoruz ki, asırların hükmü bir çırpıda değişmez, dönüşmez" diye konuştu.
"SURİYE’NİN SİYASİ BİRLİĞİNİ VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ İSTEYEN SADECE TÜRKİYE’DİR"
Rusya’nın Esad’ın hamisi olduğunu bildiklerini, ABD’nin ise PKK/YPG/FETÖ’yü himayesinde tuttuğunu söyleyen MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Astana ve Soçi’ye aslında hep soru işaretiyle bakan İran’ın teopolitik saplantıları jeopolitik, ekonomi politik ve reel politik zemini çatlatmaktadır. Suriye’nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü isteyen sadece Türkiye’dir. Ülkemiz dışındaki bütün aktörler, hatta Esad bile, Suriye’nin beşeri yapısının ve siyasi birliğinin tasfiyesine hizmet etmektedir. Öyle bir dönemdeyiz ki, devletlerin yanında, uluslararası kurumları bile sallayarak çöküşe sürükleyen bir kaos girdabı gittikçe genişlemektedir. Bu girdabın gelip dayanacağı yer herkesi uyarıyorum ki; Türk vatanıdır. Bizim önceliğimiz Türk milleti ve Türkiye’dir. Milliyetçi Hareket Partisi iç ve dış hadiseleri uyanık bir şekilde kavrarken; önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben ilkesiyle hareket etmektedir. Vatanı içeride değil, tehdidin doğduğu alanlarda müdafaa etmekten başka yol ve yöntem yoktur" ifadelerini kullandı.
"ANKARA’NIN GÜVENLİĞİ ŞAM’IN GÜVENLİĞİNDEN, BAĞDAT’IN DİRLİĞİNDEN GEÇMEKTEDİR"
Ankara’nın güvenliğinin Şam’ın güvenliğinden, Bağdat’ın dirliğinden geçtiğini anımsatan Bahçeli, "İdlib demek Hatay demektir. Ankara’nın güvenliği Şam’ın güvenliğinden, Bağdat’ın dirliğinden geçmektedir. Türkiye, ne doğu ne batı tercihinden ziyade, hem doğu hem de batı anlayış ve amacında olmalıdır. Türk dış politikası ’Çift Başlı Selçuklu Kartalı’nda ana fikrini bulmalıdır. Çift Başlı Kartal’dan birisinin başı doğuya çevrilmişken ayağı batıyı tutmaktadır. Batıya dönük başın ayağı da doğuya tutunmaktadır. Bizim ne kalıcı dostumuz ne de kalıcı düşmanımız vardır. Ülkeler arası karşılıklı meşru çıkar ve haklar dürüstlükle ele alınmalı, uluslararası hukuk ölçüleri, mütekabiliyet esasları kapsamında titizlikle muhafaza edilmelidir. Tekraren ifade ediyorum ki, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. İnanıyorum ki; bir gün mutlaka Türk birliği gerçekleşecek, Türk coğrafyaları ana kaynakta buluşacak, Türklük, Turan ülküsüyle cihan hakimiyeti mefkuresinin sönmeyecek meşalesini tutuşturacaktır ve bu meşale kıtaları pırıl pırıl aydınlatacaktır" aktarımında bulundu.
"TÜRKİYE ADETA BİR YIKIMA HAZIRLANMAKTADIR. CHP GENEL BAŞKANI’NIN 14 ŞUBAT 2020’DE DİSK GENEL KURULU’NDA İSYANDAN BAHSETMESİ, YİNE BİR CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISININ TOPLUMSAL CİNNETE DİKKAT ÇEKİP HER GÜN DOKUZ KİŞİNİN İNTİHAR İFTİRASINI DİLİNE DOLAMASI ALÇAK BİR HEDEFİN TEMİN GAYRETİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR"
Üzerinde yaşanan coğrafyanın siyasetçilere ve iktidar sahiplerine yüklediği muazzam ve vazgeçilmez mükellefiyetler bulunduğunu vurgulayan Bahçeli, "Tarihten ders almayan, coğrafyanın mesajını anlamayan siyasi zihniyetler için musibetler sıradan, bunalımlar seri ve serpilmiştir. Türkiye’nin tek seçeneği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi altında demokrasiyle yönetimdir. Ne var ki, son günlerde toplumsal tedirginlikleri kamçılayan, korkuları kaşıyan bazı müessif, müfsit ve münferit gelişmeler yaşanmaktadır. Konuşmamın başında ifade etmeye çalıştığım ortak akıl devre dışıdır. Bize göre asıl ve bir başka tehlike de buradadır. Ekonomik sıkıntılar, yolsuzluk iddiaları, paravan bağış vakaları, sosyal gerilimler, FETÖ’nün siyasi ayağı konusundaki kutuplaşmalar, özellikle servis edilen intihar örnekleri, eski Genelkurmay Başkanlarının talihsiz beyanları hep üst üste çakışmıştır. Türkiye adeta bir yıkıma hazırlanmaktadır. CHP Genel Başkanı’nın 14 Şubat 2020’de DİSK Genel Kurulu’nda isyandan bahsetmesi, yine bir CHP Genel Başkan Yardımcısının toplumsal cinnete dikkat çekip her gün dokuz kişinin intihar iftirasını diline dolaması alçak bir hedefin temin gayretinden başka bir şey değildir. Kahraman Türk askeri cephedeyken, kıran kırana hainlerle çatışırken, Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında televizyon ekranlarından yapılan yorumlar bir diğer düşman sevindiren rezilliklerdir. Ne isteniyor Türk askerinden, vatan nöbetinde bulunan yiğitlerimiz tartışmaların içine neden çekiliyor, maksat nedir, Türk askerinin günlük siyasi polemiklerin içine havale edilmesi yanlış değil midir, Tehlikeli değil midir, Türkiye’ye haksızlık ve hıyanet değil midir" şeklinde konuştu.
"DARBEYİ AKLINDAN GEÇİREN VARSA, MİLLETE SİLAH ÇEKMEYİ DÜŞÜNEN BULUNUYORSA BİLİNİZ Kİ 82 MİLYONUN KANINI DÖKMEDEN BU ŞEREFSİZ TERTİP VE TEŞEBBÜSÜNDE MUVAFFAK OLAMAYACAKTIR"
Türkiye üzerinde vahşi bir oyun kurgulandığını, Pentagon ve CIA’nın sponsor olduğu bir düşünce kuruluşunun yayımladığı sipariş raporun yeni bir darbe ihtimalini, Türk Silahlı Kuvvetlerinin orta kademesinin sözde rahatsızlığını adice açıkladığını, darbe iddialarının herkesin diline düştüğünü belirten Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’nin Suriye’ye dönmesi için hunhar planlama ve proje hazırlayan odaklar boş durmamaktadır. Herkese çağrım şudur; ön yargıları bir kenara bırakalım, birbirimize çatık kaşla bakmak yerine çevik bir iradeyle sahip çıkalım. Çözemediğimiz sorunları derin dondurucuya koyalım, Türkiye’nin gelecek haklarında, istiklal haysiyetinde milli birlik ve beraberlik şuuruyla, samimi bir üslupla buluşalım. Başka bir Türkiye yoktur. Sığınacak ve gidecek başka bir yurt yoktur. Yeni bir darbe ihtimalini dillendirmek bile bu ülkeye, bu millete nankörlük ve nimet bilmezliktir. Darbeyi aklından geçiren varsa, millete silah çekmeyi düşünen bulunuyorsa biliniz ki 82 milyonun kanını dökmeden bu şerefsiz tertip ve teşebbüsünde muvaffak olamayacaktır. Darbe demek karanlık demektir, iç çatışma demektir, Türkiye’nin defni ve tasfiyesi anlamına gelecektir. Bilinmelidir ki, bu kanlı ve köhne sayfa açılmamak üzere kapanmıştır. Darbeye heves edenlerin hevesleri kursaklarında değil mezarda kalacaktır. Türk milleti ve Milliyetçi Hareket Partisi her türlü gayri meşru kalkışmanın can pahasına karşısında duracaktır. Darbeye göz kırpanların cani Esad’dan farkı da olamayacaktır. Bir olalım, beraber olalım, uzlaşmanın ve kucaklaşmanın hasletleriyle dolup taşalım. Milliyetçi Hareket Partisi herkesi ortak akılda buluşmaya, Türk milleti ortak paydasında kucaklaşmaya davet etmektedir. Elimizi uzatıyoruz, anlaşmaya, konuşmaya, Türkiye için birlikte çalışmaya, birlikte ter dökmeye, birlikte gülüp birlikte ağlamaya varız ve kararlıyız diyoruz."
(Mevlüt Hasgül/İHA)
Kaynak: İHA