Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Vatandaşlarımızdan bireysel tasarruflarında milli paralarına güvenmelerini ve tercihlerini Türk lirasından yana kullanmalarını istiyorum. Biz, kendi paramıza sahip çıkmazsak başkasından aynı hassasiyeti bekleyemeyiz. Rezervlerimizi güçlendirmenin yolu da Türk lirasına olan güveni arttırmaktan geçiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Kabine değişikliği iddialarına tepki gösteren Erdoğan, “Bugünlerde bir kez daha tedavüle sokulan kabine değişikliği veya bakanlıkların yapısının tadil edileceği yönündeki spekülasyonlar içi boş, tamamen masa başında uydurulan haberler. Bizim medyanın böyle işi gücü yok ‘acaba ne yapalım da biz şu anda hükümeti rahatsız edelim?’ veya ‘ne yapalım da ülkenin kulağına kar suyu kaçıralım.’ Tayyip Erdoğan masa başı kalemşörlerin yazdıklarıyla amel etmez. Siz yazacaksınız veya televizyonlarda konuşacaksınız ben de onlarla mı muamele edeceğim. Siz 18 yıl içinde böyle bir şeyi gördünüz mü, böyle bir adım attığımızı gördünüz mü? Atmayız, attıramazsınız. Biz buralara bu makalelerle, kalemlerle gelmedik. Biz tam aksine bu kalemşörlerle savaşa savaşa bu makama geldik. Çünkü biliyoruz ki sizler bu ülkede bu milletin menfaatine hayırlı bir rüya görmezsiniz” diye konuştu.
“HAREKETE GEÇMEK İÇİN ŞURAYA VEYA BUNA DEĞİL SADECE MİLLETE BAKARIZ”
Yeni yönetim sisteminde değişim gerekiyorsa bunun yerini ve zamanını milletin yetki verdiği Cumhurbaşkanının belirleyeceğini vurgulayan Erdoğan, “Gerektiğinde bu değişikliği anında hayata geçirecek olan da yine Cumhurbaşkanıdır. Milletimizin bize verdiği yetki ve sorumluluğu kendi planlarımız, programlarımız, değerlendirmelerimiz ışığında yapmak en başta gelen vazifemizdir. Biz harekete geçmek için şuraya ve ya buna, şuna veya buna değil sadece millete bakarız, millet ne diyor ona bakarız. Milletimizden işareti aldığımızda da hiç tereddüt etmeden gereğini yaparız. Bunun dışındaki her türlü haber, dedikodu, söylenti lafı güzaftan ibarettir” şeklinde konuştu.
Korona virüs salgınının küresel etkilerinin zaten başlamış olan değişim arayışlarını hızlandırdığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Türkiye, bu fotoğraf içinde geleceği en parlak fırsatları değerlendirmeye en müsait ülke durumundadır. Yaşadığımız kritik dönemin ruhuna uygun şekilde gerekiyorsa devlet ve millet olarak fedakarlık yapmaktan kaçınmayacağız. Amacımız dünyanın siyasi ve ekonomik bakımından tarihi bir değişim sürecinden geçtiği şu dönemde ülkemizi hedeflerimiz doğrultusunda büyütmek, geliştirmek, kalkındırmaktadır. Ekonomide nitelikli istihdam oluşturan, enflasyona ve cari açığa yol açmayan, ağırlıklı olarak yurt içi tasarruflar ve doğrudan uluslararası yatırımlarla finanse edilen bir büyüme yapısı oluşturuyoruz. Bunun için makroekonomik temelleri ve kurumsal kaliteyi güçlendirerek güvene ve istikrara dayalı bir ortamı tesis ediyoruz. Ülkemizi yerli ve uluslararası yatırımcılar nezdinde riski az, güveni yüksek, kazancı tatminkar bir cazibe merkezi haline getirmekte kararlıyız. Ekonomi yönetimindeki koordinasyonu ve uyumu güçlendirerek politikalarımızın planladığımız şekilde hayata geçmesini sağlayacağız. Etkin karar alma mekanizmaları sayesinde para ve maliye politikalarıyla finansal politikalar arasındaki uyumu arttırarak makroekonomik istikrarı tahkim edeceğiz.”
“ÜLKEMİZ İÇİN EN DOĞRU OLANI YAPMAYA GAYRET GÖSTERİYORUZ”
Erdoğan, buna ilave olarak yatırım süreçlerinin iyileştirilmesi ve üretken yatırımların özendirilmesi yoluyla iş ve yatırım ortamını daha da cazip hale getirmek istediklerine dikkat çekerek, “Yaşanan gelişmeler ışığında küresel ve milli ekonomideki tüm senaryoları çalışıyor, ülkemiz için en doğru olanı yapmaya gayret gösteriyoruz. Önümüzdeki dönemde ekonomi politikalarında güven ve kredibilite kazanımına daha fazla odaklanacak, ülke risk primini düşüreceğiz” ifadelerini kullandı.
“VATANDAŞLARIMIZDAN TERCİHLERİNİ TÜRK LİRASINDAN YANA KULLANMALARINI İSTİYORUM”
Türk ekonomisini ve Türk lirasına güvenen yerli ve uluslararası yatırımcıların kazancını kendi kazançları olarak görerek yatırımcılara her türlü kolaylığı gösterecek desteği vereceklerine vurgu yapan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Özellikle vatandaşlarıma sesleniyorum. Vatandaşlarımızdan bireysel tasarruflarında milli paralarına güvenmelerini ve tercihlerini Türk lirasından yana kullanmalarını istiyorum. Biz, kendi paramıza sahip çıkmazsak başkasından aynı hassasiyeti bekleyemeyiz. Rezervlerimizi güçlendirmenin yolu da Türk lirasına olan güveni arttırmaktan geçiyor. Yatırım yapıldığında en yüksek ve güvenli kazancın sağlanacağı ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini tüm dünyaya göstereceğiz. Bu çerçevede ekonomi yönetimimiz yerli ve uluslararası yatırımcılarla yakın mesai içinde olacaktır. Özellikle ülkemize doğrudan yatırım getirecek herkese bu fırsatları birlikte değerlendirme teklifi yapacağız. Ekonominin tüm taraflarıyla yakın işbirliği halinde hareket ediyoruz. Biz de uluslararası yatırımcılarla bir dizi toplantılar yaparak onlara ülkemizdeki imkanları, fırsatları, potansiyeli ve sağlayacağımız destekleri bizzat anlatacağız. Salgın sonrası süreçte ülkemizi öne çıkartacak yatırım programlarının hazırlıklarına bilhassa önem veriyoruz. Finans tarafında Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Merkez Bankamız, reel sektör tarafında Ticaret Bakanlığımız, Sanayii ve Teknoloji Bakanlığımız, diğer bakanlıklarımız, iş insanlarımız hep birlikte Türkiye’ye yeni bir ekonomik sıçrama yaptırmak için çalışıyoruz. İnşallah hedeflerimize ulaşacak, ekonomimizi büyütecek, istihdamı arttıracak, milletimizin refahını güçlendireceğiz.”
“İNŞALLAH ENFLASYONU DAHA DA AŞAĞIYA ÇEKECEĞİZ”
Erdoğan, “Ekonomide zorluklarımız ve sıkıntılarımız elbette var. Ama karşımızdaki fotoğraf ümitlerimizi arttıran ciddi başarılara da işaret ediyor. Türkiye, salgının yol açtığı daralmayı ikinci çeyrekte geride bırakarak üçüncü çeyreğe belirgin bir toparlanmayla girmiştir. İstihdamda Ağustos itibariyle Nisan’a göre sağlanan 1 milyon 313 bin kişilik istihdam artışını önemli ama yetersiz olarak görüyorum. Bizim daha çok insanımıza iş imkanı sağlamamız gerekiyor. Faizlerin en azından enflasyon seviyesinde tutulma mecburiyeti bu konuda verdiğimiz mücadeleyi zora sokuyor. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Bunu başaracağız ve inşallah buradaki engeli aşarak enflasyonu daha da aşağıya çekeceğiz. Bunun için en kısa sürede enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte, ardından kademeli olarak orta vadeli hedeflerimize doğru indirmekte kararlıyız. Vatandaşımızın satın alma gücünü korumamız, gelir dağılımını daha da iyileştirmemiz, yatırımların cazibesini arttırmamız buna bağlıdır. Fiyat istikrarını sağlayacak politikaları belirlemek ve hayata geçirmek, dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de Merkez Bankasının görevidir. Bakanımızın ve Merkez Bankamızın yeni başkanının enflasyon hedeflemesini ve para politikası araçlarını temel yaklaşımlarımıza uygun şekilde şeffaf, öngörülebilir, istikrarlı bir seviyeye en kısa sürede getireceklerine inanıyorum” değerlendirmelerinde bulundu.
“PİYASA GÖSTERGELERİNDE YAŞANAN OLUMLU SEYİR DOĞRU YOLDA OLDUĞUMUZA İŞARET EDİYOR”
Bu çerçevede atacakları her adımda kendilerinin yanında olduğunu söyleyen Erdoğan, “Önce yeni Merkez Bankası Başkanımızın, ardından da yeni Hazine ve Maliye Bakanımızın göreve başlamalarıyla piyasa göstergelerinde yaşanan olumlu seyir doğru yolda olduğumuza işaret ediyor. Mesela Cuma günü 8,54 seviyesinde kapanan dolar kuru, 8,09 seviyelerine kadar geriledi. Türkiye’nin risk birimi göstergesi 528 baz puandan 78 puanlık azalışla 450 baz puana indi. Ülkemizin 5 yıl vadeli tahvil faizi yüzde 13,84’ten yüzde 12,80 seviyesinde işlem görmeye başladı. Uluslararası yatırımcıların ülkemiz varlıklarına 2,7 milyar dolarlık talebi gerçekleşti. Cuma gününe göre borsadaki değer yükselişi de yüzde 5’i geri bıraktı. İnşallah atacağımız her yeni adımla bu olumlu tablo daha da iyiye gidecektir. Elbette tüm bunları serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermeden, şeffaflığı ve öngörülebilirliği arttırmak suretiyle yerli ve uluslararası yatırımcıları harekete geçirerek yapacağız” diye konuştu.
“YARGI SİSTEMİ KONUSUNDA YENİ ADIMLAR ATACAĞIZ”
Türkiye’nin demokratik hukuk devleti kimliğini güçlendirmek için son bir yıldır bir dizi yeni reformun hayata geçirildiğini bildiren Erdoğan, “Yaptığımız her reform, ülkemizdeki çeşitli kesimlerle birlikte yerli ve uluslararası yatırımcılara hitap ediyor. Önümüzdeki aylarda hukuk devleti ilkesini güçlendirme, öngörülebilir, kolay erişilebilen ve hızlı etkin işleyen yargı sistemi konusunda yeni adımlar atacağız” şeklinde konuştu.
“ÜLKEMİZİ DEMOKRASİ VE KALKINMA EKSENLİ BÜYÜTME HEDEFLERİNE DOĞRU YÜRÜMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Yatırım ortamının iyileştirilmesi, mali piyasaların derinliğinin artırılması, kamu gelir ve harcamalarının kalitesinin yükseltilmesi, kayıt dışılığın önlenmesi, iyi yönetişim gibi alanlarda yapısal reformların hazırlığı içinde olunduğunu kaydeden Erdoğan, “Ülkemiz uluslararası düzeyde aranan yatırım hukuku standartlarının tümüne sahiptir. Hukuk sistemimizin tarafları ile ekonominin kamu ve özel sektördeki tüm temsilcilerinin istişareleriyle ortaya çıkacak ihtiyaçları yasama olarak sizden; yürütme olarak biz süratle hayata geçirerek ülkemizi yeni döneme hazırlayacağız. Mevzuat düzenlemeleri yanında, uygulamadaki eksikleri ve aksaklıkları yakından takibe alarak; yatırım iklimini olumlu yönde geliştireceğiz. Kazanılmış hakları ve haklı beklentileri güvence altına alacak düzenlemeleri artırarak, ülkemizi demokrasi ve kalkınma eksenli büyütme hedeflerine doğru yürümeyi sürdüreceğiz” dedi.
(Abdullah Sarica - İlker Turak - Hülya Keklik/İHA)
Kaynak: İHA