Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransız Charlie Hebdo dergisinin çirkin paylaşımlarına tepki göstererek, “Bu tür ahlaksız yayınlara ne yaptığını görmek amacıyla da olsa itibar etmeyi dahi zül kabul ettiğim için karikatüre bakmadım. Ben neyim ki, benim sevgili Peygamberime, sevgililer sevgilisine bu denli hakaret eden bu namussuzlarla ilgili benim herhangi bir şeyde söylememe gerek yok zaten” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Konuşmasının başında geçtiğimiz hafta tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan’a rahmet dileyen Erdoğan, “Bizlerle birlikte bu ülkede gerçekten bir demokrasi mücadelesinde çok aydınlık geleceğe imzalar atan bu kardeşimizde 2 dönem milletvekili, sonunda da bizimle merkez karar yönetim kurulu üyesi olarak çalıştı. Fakat son dönemde gerçekten çok çile çekti. Kendilerine özellikle birlikte arkadaşlarımızla ebedi aleme uğurlarken dünyaya da bir mesajı verdik. O mesajda bizim birlikteliğimizin kadim medeniyetimizin gereği neyse oraya dayalı olduğu anlayışıydı. Kendisine rahmet diliyorum, ailesine, tekrar yakınlarına sabırlar diliyorum” dedi.
Hatay İskenderun’da yaşanan terör saldırısına ilişkin bilgi veren Erdoğan, şunları söyledi:
“Hatay ve İskenderun’a geçmiş olsun dileklerimizi tekrarlamak istiyorum. Amanoslar’dan ülkemize eylem için giren 2 teröristin güvenlik güçlerimizin dikkati ve feraseti sayesinde kısa sürede tespiti büyük bir felaketin önüne geçmiştir. Her ikisi de güvenlik güçlerimize etkisiz hale getirilen teröristlerin daha önce belirlenen bir grubun son üyeleri olduğu anlaşılmıştır. Kahraman güvenlik güçlerimizi tebrik ediyor, her birinin alınlarından öpüyorum.”
Bu olayın Türkiye’nin Suriye merkezli terör saldırıları konusundaki hassasiyetinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, “Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı harekatlarımız ile İdlib’teki ısrarlı duruşumuzun bir bahane değil, somut güvenlik kaygılarına dayandığını hiç kimse inkar edemez. Ayrıca Suriye sınırımız boyunca kontrolümüz altında bulunmayan yerlerdeki terör örgütü varlığının ve ülkemize yönelik tehditlerinin bize verilen tüm sözlere rağmen artarak sürdüğünü görüyoruz. Şayet bize verilen sözler tutularak buralardaki tüm teröristler belirlediğimiz hattın dışına çıkartılmazsa, ihtiyaç duyduğumuz her an harekete geçmek için meşru sebebe sahip olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyorum. Suriye’den ülkemize gelen DEAŞ mensuplarının eylem arayışlarının sürdüğünü de daha geçtiğimiz günlerde yakaladığımız çok sayıdaki teröristten biliyoruz. Suriye’deki varlıklarını DEAŞ ile mücadeleye bağlayanların bahanesinin altı boştur. DEAŞ ile gerçek anlamda sadece Türkiye mücadele etmektedir. Rusya’nın İdlib bölgesindeki Suriye Milli Ordusu güçlerinin eğitim merkezine yönelik saldırısı, bölgede kalıcı barış ve huzurun istenmediğinin işaretidir. Aynı şekilde Amerika’nın, Suriye’nin Irak sınırı boyunca oluşturmaya çalıştığı yapının yeni çatışmaların, acıların habercisi olduğu da açıktır. Suriye halkı bölge dışından gelen güçler ile onların güdümündeki terör örgütlerinin ve rejimin strateji oyunlarının bedelini kanıyla ödüyor. Biz bu riyakarlığa, bu haksızlığa seyirci kalamayız. Çünkü sınırlarımızın hemen yanı başında yaşanan her hadisenin sancısını bizde hissediyoruz. Hatay’daki olay bunun en son ve müşahhas örneğidir. Suriye topraklarına çöreklenen ama DEAŞ ile bizim kadar mücadelesi olmayan güçler artık bu orta oyununu bir kenara bırakmalıdır. Türkiye’nin gücü gerekiyorsa Suriye’yi tüm terör örgütlerinden temizlemeye yeterlidir. Ama biliyoruz ki, Suriye üzerinde yapılan hesapların ülke halkının yaşadığı zulmü sona erdirmek ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bizim tek gayemiz kendi güvenliğimizi sağlamak, Suriye halkının huzura ve esenliğe kavuşmasını sağlamaktır. Bunun dışında kimsenin ne toprağında ne petrolünde ne hakkında ne hukukunda gözümüz bulunmuyor. Bir asırdır emperyalistlerin oyun sahası haline dönüşmüş bu kadim coğrafyanın artık içine sokulduğu cendereden kurtulma vakti gelmiştir. İnşallah bu kutlu çıkışın en büyük destekçisi de Türkiye olacaktır. Suriye’yi dilim dilim bölme çabalarına karşı ortaya koyduğumuz tavır bunun içindir. Libya’nın geleceğini kukla darbeciler eliyle karartma girişimlerini önünü kesmemiz bunun içindir. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarının kurtarılma mücadelesine verdiğimiz destek bunun içindir. KKTC’nin ve ülkemizin Doğu Akdeniz’deki haklarını savunma kararlılığımız bunun içindir. Siyasi ekonomik kültürel ve askeri gücümüzü artırmaya kendimiz yanında kardeşlerimize ve dostlarımıza destek olmak için de ihtiyacımız bulunuyor. Sorumluluğumuz ağırdır. AK Parti olarak Meclis grubumuzla, Genel Merkezimizle, teşkilatımızla, belediyelerimizle bu şuur etrafında çalışmak mecburiyetindeyiz. Ülkemizi hedeflerine ulaştırarak halkımızın güvenine layık olacağız” açıklamasında bulundu.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik eden Erdoğan, şu mesajları paylaştı:
“Yarın Cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. yıl dönümüne ulaşıyoruz. Milletimizin Cumhuriyet Bayramı’nı şimdiden tebrik ediyorum. Geçtiğimiz asrın başlarında Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Karadeniz’den Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada saldırıya uğrayan devletimize Anadolu toprakları bile çok görülmüştü. Bugün ki topraklarımızı parça parça bölerek paylaşmayı, milletimizi Anadolu’da esir hale getirmeyi ve hatta tümden tasfiye etmeyi planlayanların hesaplarını İstiklal Harbimizle bozmuştuk. Dönemin şartlarında razı olabileceğimizin asgarisini oluşturan Misak-ı Milli’nin bile gerisindeki bugünkü sınırlarımızda kendimize yeni bir gelecek kurduk. Milli iradenin üstünlüğü ilkesi üzerine inşa edilen Cumhuriyetimiz işte bu geleceğin sembolüdür. Geçtiğimiz asırda dünyayı kan ve gözyaşına bulayanlar ülkemizi de hiçbir zaman rahat bırakmadılar. Türkiye’yi siyasi ve ekonomik olarak kendilerine bağlı ve bağımlı tutmak isteyenler farklı görünümler ve isimler altında sürekli iş başındaydı. Yeri geldi toplumsal yapımıza saldırdılar, yeri geldi darbe yaptırdılar, yeri geldi terör örgütlerini üzerimize saldılar, yeri geldi vesayet düzeni kurdular. Hamdolsun milletimiz her saldırının ardından yeniden iradesine sahip çıktı, ülkeyi yeniden rayına oturttu. İstiklal Harbimizi yöneten Meclisimiz bugüne kadar yaşadığı tüm badirelerin ardından dimdik ayağa kalkmayı başardı. En son 15 Temmuz’da kuşatılmasına ve bombalanmasına rağmen milletimizle birlikte darbecilere cesaretle direnen meclisimiz ikinci kez Gazilik unvanı ile şereflendi. Cumhuriyetimiz tüm bu badirelerden sıyrılıp gelerek bugünlere ulaştı. Yıkmak kolay, yapmak zordur. Elimizdeki her değer gibi Cumhuriyetimize de sahip çıkacağız. Yakın zamanda bölgemizde yaşananlar bu gerçeğin en açık ispatıdır. Gezmişten bugüne hepimizin bildiği tüm eksiklerine, tüm sıkıntılarına rağmen cumhuriyetimize var gücümüzle sahip çıkarak kendimize güçlü bir gelecek inşa edeceğiz. Nasıl İstiklal Harbimizde Gazi Mustafa Kemal Paşa ordumuza ilk hedefiniz Akdeniz’dir diyerek istikamet göstermişse bugün bizim de ilk durağımız 2023 hedeflerimizdir. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması demek her alanda dünyanın en üst ligindeki varlığın tescil etmesi demektir. Ülkemizin son 7 yıldır kesintisiz yaşadığı saldırı dalgası kimi alanlardaki ilerlememizi yavaşlatmış olsa da 2023 hedeflerimize ulaşmakta kararlıyız. Böylece bizden sonraki nesillere 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmış olacağız.”
Daha önce Peygamber Efendimize hakaret içeren karikatürle saldıran Fransız Charlie Hebdo dergisinin şimdi de şahsına saldırdığını belirten Erdoğan, “Bu gece Müslümanlar için özel bir gecedir. Bugün Mevlidi Nebiyi yani Peygamberimizin veladeti ile dünyayı şereflendirmesinin yıl dönümünü idrak ediyoruz. Rabbime bizleri adı güzel kendi güzel Muhammed’in dünyaya vasıl oluşunun bir seneyi devriyesine kavuşturduğu için hamdediyorum. Bu mübarek gecenin günahlarımızın affına vesile olmasını diliyorum. Bu kutlu gece hürmetine Rabbimin kıldığımız namazları, ettiğimiz duaları kabul buyurmasını temenni ediyorum. İslam ve Müslüman düşmanlığının Peygamber Efendimize saygısızlığın özellikle Avrupa’daki yöneticiler arasında adeta kanser gibi yayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Fransa’da Peygamber Efendimiz ile ilgili çıkan çirkin ve ahlak yoksunu karikatürleri yayınlayan derginin şimdi de kapaktan yayınladığı bir karikatür ile şahsımı hedef aldığını duydum. Bu tür ahlaksız yayınlara ne yaptığını görmek amacıyla da olsa itibar etmeyi dahi zül kabul ettiğim için karikatüre bakmadım. Ben neyim ki, benim sevgili Peygamberime, sevgililer sevgilisine bu denli hakaret eden bu namussuzlarla ilgili benim herhangi bir şeyde söylememe gerek yok zaten. Üzüntüm ve öfkem şahsıma yapılan iğrenç saldırıdan değil, aynı mecranın canımızdan aziz bildiğimiz Peygamber Efendimize yönelik terbiyesizliklerin kaynağı olmasındandır. Hedefin şahsımız değil, savunduğumuz değerler olduğunu biliyoruz. Ülkemizde de bunların uzantılarının olduğunu biliyor ve görüyoruz. Hatta hatta bu parlamentonun çatısı altında olanları da biliyoruz” dedi.
(İlker Turak - Ömer Çetin - Derya Yetim /İHA)
Kaynak: İHA