Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "OHAL’le biz bir defa terörle mücadeleyi rahatlattık. Teröre yönelik çok ciddi mücadele verdik. Ciddi manada bu işi yumuşattığımız için 24 Haziran’dan sonra OHAL’e neşter vurabiliriz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TGRT Haber televizyonunda Gündem Özel programında İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularına cevap verdi. Erdoğan, üniversite öğrencileri için hazırladıkları sosyal çalışma programına ilişkin bilgi verdi. Batuhan Yaşar’ın “Üniversite gençleri için sosyal çalışma programının detaylarını paylaşır mısınız?” sorusuna cevap veren Erdoğan, “Yazları istiyoruz ki gençler belli yerlerde çalışma imkanına kavuşsunlar. Onlara asgari ücret üzerinden belli bir bedel ödeyelim. Bu 3-4 ay olabilir. Bu süre içinde oradan elde ettiği imkanı ki, bu adeta onlar için staj imkanı taşıyacaktır. Harçları ile ilgili bir durum söz konusu yok, burs sorunu da yok. Biliyorsunuz her müracaat eden burs veya kredi alır. Geri gönderilmiyor, bunu bile yalan söylüyorlar. Bazıları krediyi beğenmiyor. Ben buradan söylüyorum, beğenmemezlik yapmayın, bu kredinin faizi yok, bu krediyi bir defa işe girdikten sonra ödemeye başlıyorsun. Bu arada o kredi, anapara zayıflamaya başlıyor. Bu imkanı üniversiteli gencin fark etmesi lazım. Burs, o karşılıksız. Bunu muhalefet istismar ediyor. Bizim yaptığımız bu, biz sizin gibi palavra atamayız. Biz dürüst olacağız, halkımızı aldatmayacağız. Bunları bu kadar biliyordunuz, yapıyordunuz da, CHP’nin koalisyon olduğu dönemler, kendisinin iktidar olduğu dönemlerde acaba siz kaç öğrencimize kaç kuruş verdiniz. Gerçekçi olalım. Dürüst olalım. Çiftçiye para ne verdiniz? Biz veriyoruz” diye konuştu.
"BİZİM DAVAMIZIN İÇİNDE BEN OLAMAZ, ORADA BİZ VAR"
Erdoğan, geçmişte AK Parti kadrolarında yer almış küskün isimlerin hatırlatılması üzerine, “Kim küskündür, kim değildir bunu tartışmak gereksiz. Bir siyasi hareketin, hele hele bizimki bir hareketten öte davadır. Bir dönem, iki dönem, üç dönem, hatta hatta dört dönem görev yapan arkadaşlarımız oldu. Bizler bu davaya olan sadakatle işimizi devam ettiririz. Bugün Bursa’daydık, bakıyorum listede olanlar da arazide olmayanlar da arazide. Ben kalan 12 gün içinde aynı ruhu devam ettireceklerine inanıyorum. Bizim davamızın içinde ben olamaz, orada biz var. İhanet edenler de halk tarafından biliniyor. Bu her siyasi hareketin içinde de olur. Milli İttifak ne kadar milliyse o ittifakın içinde yer alanların hali belli” diye konuştu.
Muhalefet adaylarının proje ve yapım aşamasındaki bazı icraatların iptal edileceği yönündeki söylemlerine ilişkin Erdoğan, “Bizim geldiğimizden bu yana yaptıklarımız ortada. Yapacaklarımızı vaat ederken halkım bize inanıyor ama onların böyle bir şeyi yok. Bunlar bu işe ne denli inanarak söylüyorlar. Sağlıksız ifadeler. Yüksek hızlı treni durduracağım, bu Sivas’ta göçü arttırır diyor. Bunun mantıki akli izah olabilir mi, bu Sivas halkını isyan ettirir. Devlet buraya yüksek hızlı treni getirecek sen bunu durduracaksın” açıklamasında bulundu.
“BUNLAR HİÇBİR HAYIRLI İŞE ‘EVET’ DEMEZLER"
Kanal İstanbul projesinin İstanbul’a kazandıracaklarını açıklayan Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz yaptırtmayacağız diyor. Öbürü Kanal İstanbul’a gerek yok diyor. Bugün Süveyş Kanalı’nın 40 milyar dolar geliri var. Burada çok önemli bir adım atıyoruz. Her şeyden önce Kanal İstanbul stratejiktir. Çünkü boğaz her an bir tehdidin altındadır. Bunu bir Romen tankeriyle daha önce Haydarpaşa’da yaşamıştık, aylarca yandı. Bu defa tarihi bir yalıda oldu. Bu tanker de olabilirdi, ağır bir fatura ödeyebilirdik. Burada öyle bir durum olmayacağı gibi Kanal İstanbul’un her iki İstanbul’un rezerv alanları olarak yanını farklı bir mimariyle inşa edeceğiz. İstanbul’daki uygunsuz binaların arzu edenlerini buraya taşıyacağız. İstanbul’un güzelliğine farklı bir güzellik katacak. Bunlar Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne karşı çıktı, Marmaray’a kaşı çıktı. Bunlar hiçbir hayırlı işe evet demezler. Üniversiteler konusunda yine ortaya çıktılar. Bu kafa eski komünist kafası, her atılan adıma bunlar karşı çıkar. TİKA’yı, AFAD’ı kaldıracakmış, sen kimsin de kaldırıyorsun. AFAD’ın yaptığı işten haberin var mı? Sen bunları yok edeceğim diyorsun. Benim milletim bu ifadeleri kullananlara cumhurbaşkanlığını verir mi. Bunlar ise bu kurumlarımızı kapatmaktan bahsediyor.”
"BU HAFTA İÇİNDE VEYA BAYRAMA KADAR PROJELER BİTECEK"
Millet Kıraathaneleri’ne ilişkin bir soruya Erdoğan, "Mimar arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bu hafta içinde veya bayrama kadar projeler bitecek. Ondan sonra da bu projeleri taktim edeceğim. Bu Millet Kıraathaneleri nereden çıktı, ondan bahsedeyim. Kızım yurt dışında okurken bazen arardı, ’neredesin kızım?’ diye sorduğumda kütüphanedeyim derdi. Kızım saat kaç diye sorduğumda, ’burada en ideal çalışma saati ve huzurlu’ diyordu. Sonra çay, kahve, kek hepsi var ve ücretini de ödemeyiz’ dedi. Oradan esinlendim. Şimdi CHP buraya adeta ’kumarhane’ diyor. Bir taraftan da geliyor diyor ki ’bu işsizliğin alameti’ diyor. Yani edebi bir kenara bıraksan söyleyeceğim laf ağır olur. Görüyorsunuz herkes çayını içiyor, dersini çalışıyor. Bunların büyük kısmı üniversite adayı. Burada senin sadece burayı taktir etmen gerekir. ’Bizim ülkemizde bu tür yerler var mı?’ demen lazım. O, bunu demiyor, kumarhaneye benzetiyor. Kıraathane, okuma evi, okuma yeri demektir Bay Kemal, Bay Muharrem. Bilhassa bu ismi seçtim. Kıraathane bizde yeni bir şey değil. Şimdi biz o kıraathaneyi, okuma evlerini Millet Kıraathanesi olarak yeniden hayata geçirip gençlerimizi buralarda medeniyetimizin temel taşlarını oluşturan bu yerlerle buluşturmalıyız. Bu kafeler var ya buralardan kurtaralım. Çünkü oralarda çok yanlış şeyler oluyor. Bu internet kafelerde farklı şeyler yapılıyor. Bir nevi uyuşturucu ile mücadelenin önemli yerlerinden bir tanesidir. Türkiye’de şu anda uyuşturucu ile mücadelede en önemli adımları atmamız gereken yerler oralar. Gençliğimizi biz elden kaçırıyoruz. Kaçırmamak için elimizden geleni yapmalıyız" diye konuştu.
Erdoğan, Millet Bahçeleri’ne ilişkin ise şunları kaydetti:
"Burada ilk etapta atacağımız adım, bizim yeni yapmakta olduğumuz stadyumlar var. Bir de eski stadyumlar var. Mesela Bursa’nın eski stadyumunu yıkıyoruz. Çünkü Bursa’ya yeni stadyumu yaptık. Eski stadyumu ise biz Millet Bahçesi’ne dönüştürüyoruz. Öyle zannediyorum ki 60 bin metrekarelik bir alan. İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nı biz yeni havalimanıyla değiştiriyoruz. 29 Ekim’de biz yeni havalimanını açacağız. 29 Ekim’e kadar da biz bir taraftan Atatürk Havalimanı’yla ilgili proje çalışmalarına başlayacağız. Oranın alanı yaklaşık 12 milyon metrekare. Orada mevcut ağaçlarımız var, ama burası sökülecek. Sökülme suretiyle de orası ağaçlandırılacak, yeşillendirilecek. Ağırlığı çim olacak. Gelsin anneler, babalar, çocuklarla beraber oralarda yuvarlansınlar. Geçenlerde Yenikapı’daki etkinliğe giderken herkes sahilde etten, dumandan geçilmiyor. Durdurduk arabayı. Şöyle bir hemen vatandaşların yanına gittim, bir anda orası gayet büyük muhabbet sahnesine kavuştu. Şimdi orayı görünce demek ki bizim buralar yeterli değil. Bize daha büyük mekan, alan gerekli. ’Atatürk Havalimanı’nı inşallah Millet Bahçesi’ne çevirelim’ dedim. Malatya’da, Ankara’da, Trabzon’da, bütün Türkiye’de aynı şekilde olacak.
"24 HAZİRAN’DAN SONRA OHAL’E NEŞTER VURABİLİRİZ"
Erdoğan, OHAL’in kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin, "OHAL’in getirilmesinin en önemli sebebi zaten terör odaklıydı. Tabii bu terör odağında birinci derecede FETÖ vardı, PKK vardı. Bunun yanında DEAŞ vardı. Bütün bunlara karşı biz OHAL’i yaparken, bundan 16 yıl önce geldiğimizde Türkiye’de yine bir OHAL var mıydı, vardı. Biz, o OHAL’i 1 ay içinde kaldırdık. Çünkü o OHAL teröre karşı değildi. Maalesef bölgeseldi. Bizimkiyse tamamen teröre yönelik. O dönemdeki OHAL’de hatırlayın fabrikalar grevlerle karşı karşıyaydı. Bizim dönemimizde fabrikalarda grev söz konusu değil. İki, OHAL’le biz bir defa terörle mücadeleyi rahatlattık. Teröre yönelik çok ciddi mücadele verdik. Ciddi manada bu işi yumuşattığımız için 24 Haziran’dan sonra OHAL’e neşter vurabiliriz. Ama herhangi bir sıkıntı olduğunda OHAL tekrardan getirilebilir" ifadelerini kullandı.
Kabinede MHP’den isimlerin olup olmayacağının sorulması üzerine Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı noktasında cumhurbaşkanı burada şu zihniyet, bu zihniyetin ayrımına girmesi yanlış olur. Burada aslolan ehliyet, liyakattir. Parlamento sayısı nasıl oluşacak bu önemli. Bu sayı oluştuktan sonra duruma göre değerlendirmesi yapılır. MHP’ye gönül vermiş arkadaşlardan da istifa edilir. Buna göre bir değerlendirme ile ehliyet ve liyakate bakarak güçlü isimlerle güçlü bir kabineyi kurmak gerekir” diye konuştu.
Muhalefetin daha önceden başkanlık sistemini eleştirdiği, şimdi başkanlık sistemi üzerinden kampanya yürüttüğü, Kılıçdaroğlu ve Akşener’in parlamenter sisteme dönüş yapmasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Şimdi sen bir tarafından yakalamış vaziyettesin. O çoğunluğu bulması lazım. Çoğunluğu bulmadıktan sonra böyle bir şey yapmak mümkün mü? Bunlar hep atıyor. 16 Nisan’da bu ülkede bir anayasa değişikliği oldu, yeni bir süreç başladı. Bu yeni süreçte de belli oranlar veriliyor. Eğer siz o oranı yakalamadıktan sonra parlamentoda bir anayasa değişikliği yapamazsınız. Millete gitme noktasında size müsaadeyi verecek olan yer yine parlamento. Bunlar ya bu işi bilmiyor veya ‘kafaları karıştıralım diye ne yapabiliriz’, bunun gayreti içindeler. Veya, ‘24 Haziran’da biz yokuz, öyleyse biz şimdiden biz kafaları karıştırmak için ne yapabiliriz.’ Ne yaparlarsa yapsınlar benim milletim kimin ne iş yaptığını çok iyi bildiği için bunlara gereken dersi verecektir” şeklinde konuştu.
(Derya Yetim - Caner Ünver - Abdullah Sarica /İHA)
Kaynak: İHA