Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, düzenlenen törenle Cumhurbaşkanlığı görevini devraldı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 18 Ekim’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci turunda Ersin Tatar oyların yüzde 51,74’ünü alarak, KKTC’nin 5’inci Cumhurbaşkanı seçilmişti. Cumhurbaşkanı Tatar, bugün yapılan resmi tören ile eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan görevi devraldı. Cumhurbaşkanı Tatar törende yaptığı konuşmasında, “Özgür iradesi ile yaşamımın en anlamlı, en yüce görevini bana veren halkımızın önünde bir kez daha saygı ile eğiliyorum” ifadelerini kullanırken, bu görevin onurlu olduğu kadar sorumluluk gerektirdiğinin bilincinde olduğunu belirtti.
5 buçuk yıl süreyle Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan Mustafa Akıncı’ya teşekkürlerini sunan Cumhurbaşkanı Tatar, “4’ncü Cumhurbaşkanımız Sayın Akıncı ve değerli eşine bundan sonraki yaşamlarında sağlık ve mutluluklar diliyorum” ifadelerini kullandı. Tatar, “Değerli konuklar bugün Cumhuriyet Meclisi’nde içtiğim ant benim için ana rehberdir. Bizler en büyük gücümüzün demokratik parlamenter sistemimiz, halkımız, devletimiz ve Ana vatanımız Türkiye Cumhuriyeti olduğunun farkındayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Hedefimiz Kıbrıs Türk halkının birlik ve beraberliğini en üst düzeye çıkartmaktır ve hemen çalışmalara başlıyoruz. Parlamentomuzla, hükümetimizle istişare ederek Ulusal Danışma Konseyi’ni mutlaka yaşama geçireceğiz. Ulusal Kıbrıs davamızın müşterek olduğunun bilinci ile kardeş Türkiye Cumhuriyeti devlet ve hükümet yetkilileri ile uyum içinde hareket edeceğiz. Gerek görüşmeci heyetimizin belirlenmesinde gerekse diğer ekiplerimizin oluşturulmasında halkımızın değerlerinden azami oranda yararlanma kararlılığındayız. Cumhurbaşkanlığı’nın kapıları halkımıza açık olacak, halkımız bizleri her zaman yanında, yakınında görecektir” ifadelerini kullandı.
“ANA VATAN TÜRKİYE’NİN GÜVENCESİNDE DAHA MÜREFFEH, DAHA GÜZEL, AYDINLIK YARINLAR İÇİN İNANÇ VE KARARLILIKLA MÜCADELE EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Tatar, “Değerli konuklar, sevgili Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Halkı yaklaşık 450 yıl önce atalarımızın Anadolu’dan gelişi ile başlayan adadaki varlığımız bir ara ciddi tehlikeler yaşamış olsa da bugün Doğu Akdeniz’de, önemi giderek artan bir devlete sahibiz. Varoluş ve özgürlük mücadelemiz sonucu kendi devletimizde Ana vatan Türkiye’nin güvencesinde daha müreffeh, daha güzel, aydınlık yarınlar için inanç ve kararlılıkla mücadele ediyoruz. Bu vesileyle, Davamızın ilk Lideri Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş ile bu mücadelede canlarını feda etmiş aziz şehitlerimiz, gazilerimiz ve kahraman halkımıza minnet ve şükranlarımı sunmayı bir görev bilirim. Kimse bizi, özgürlüğümüz için mücadele ettik, egemenliğimize sahip çıktık, Devletimizi kurduk diye cezalandıramaz. Üzerimizdeki izolasyon ve kısıtlamaların neden olduğu prangalardan kurtulmak, başlıca hedeflerimiz arasında olacaktır” dedi.
“TARİHİ GERÇEKLER ORTADADIR”
KKTC’nin Kıbrıs konusunda uzlaşıdan ve anlaşmadan taraf olduğunu belirten Tatar, “Kıbrıs Türk halkı asla saldırgan taraf olmamış, Kıbrıs Rumlarının adada eşit hak sahibi olduğunu inkâr etmemiştir. Ama onlar bizim eşit hak sahibi oluğumuzu inkâr ediyor. Bu yanlış, Kıbrıs konusundaki çözümsüzlüğün esas sebebidir. İnanıyorum ki, geç de olsa, Avrupa Birliği ve dünya bu gerçeği mutlaka görecektir. Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesi ve kendi devletini kurması, kendisine yöneltilen saldırıların kaçınılmaz sonucudur. Kıbrıs Türk halkı bugüne kadar hep uzlaşıdan, anlaşmadan yana tavır koymuş ancak Rum komşularından olumlu yanıt alamamıştır. Uzun yıllardır Birleşmiş Milletler gözetiminde sürdürülen görüşmelerde bir sonuca ulaşılamamışsa bunun sorumlusu Kıbrıs Türk tarafı değildir. 2017 yılının Temmuz ayında Crans Montana’da sona eren süreç bunun en son kanıtıdır. Kıbrıs Türk tarafı ortaya çıkan uzlaşı fırsatlarına olumlu yaklaşmasına rağmen, Rum kesimi hep maksimalist davranmış ve uzlaşıyı reddeden taraf olmuştur. Yaşananlar ortadayken ve hafızalarda yerini korurken, bizlerin hala izolasyonlarla cezalandırılması, verilen sözlerin tutulmaması ve baskıların Ana vatan Türkiye ile bizlere yönlendirilmesi doğru ve hakça bir tutum değildir. Adil, kalıcı ve gerçekçi bir uzlaşıya da hizmet etmemektedir” ifadelerini kullandı.
“BM’NİN KARARI İLE MEYDANA GELEN HAKSIZ STATÜKONUN GERÇEK MAĞDURU KIBRIS TÜRK HALKIDIR”
Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu tarihi günde, Birleşmiş Milletler (BM) ve Uluslararası camiaya bir kez daha şu mesajı vermek istiyorum. 4 Mart 1964’te alınan 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı ile meydana gelen haksız statükonun gerçek mağduru hala Kıbrıs Türk Halkıdır. Halk olarak hepimiz Kıbrıs meselesinin artık bir neticeye bağlanmasından yanayız. Biz, yaşadıklarımız ışığında Kıbrıs’ta ve bölgemizde sürdürülebilir barış ve istikrar için, hiçbir tarafa üstünlük sağlamayacak şekilde, adadaki iki halkın egemen eşitliği ve iki devlet temelinde işbirliğini bir gereklilik olarak görüyoruz. Arzumuz en kısa sürede bu zeminde kalıcı ve adil bir çözüme ulaşmaktır. İlk etapta Birleşmiş Milletler Genel sekreteri Sayın Guterres’e görüşlerimizi açık bir şekilde bildireceğim. Türkiye’nin ortaya koyduğu beşli konferans fikrine egemen eşitlik temelinde iki Devletli çözümün görüşme masasına gelmesi ve bir anlaşmanın mümkün olup olamayacağının belirlenmesi açısından son derece sıcak bakıyorum. Birleşmiş Milletlerle Garantör ülkeler İngiltere ve Yunanistan artık üzerlerine düşeni yapmalı ve Kıbrıs konusunun adil, yaşayabilir bir sonuca bağlanması için Rum tarafını doğruya yönlendirilmelidir” dedi.
“KIBRIS RUM TARAFI İÇİN BİR SAMİMİYET TESTİDİR”
Güney Kıbrıs’a seslenen Cumhurbaşkanı Tatar, “Eğer Sayın Anastasiadis, iyi niyetle ve gerekli siyasi iradeyle beşli konferansa gelirse görüşmelerin olumlu sonuç vermemesi için bir neden yoktur. Yeter ki adadaki mevcut gerçekler göz önünde bulundurulsun ve egemen eşitliğimiz, bizim de bu topraklarda eşit statüde var olma hakkımız olduğu göz ardı edilmesin. Önümüzde duran hidrokarbonlar konusu bu bağlamda Kıbrıs Rum tarafı için bir samimiyet testidir. Kendilerine bu konuda Kıbrıs Türk tarafınca sunulan ortak bir komite kurulması önerilerimiz hala masadadır. Daha fazla gecikmeden bu önerileri bir fırsat olarak değerlendirmelerini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“TOPLUMUMUZUN TÜM DEĞERLERİNİ KUCAKLAYACAĞIM”
Konuşmasında KKTC halkına seslenen Tatar, “Değerli kardeşlerim, beni neden Cumhurbaşkanı seçtiğinizin bilincindeyim. Kıbrıs konusunda haklarımızın savunucusu olurken iç sorunlarımızın çözümü için mutlaka yoğun çalışmalar ve çabalar içinde olacağım. Ekonomiden, yükseköğrenime, sanata, spora, gençliğe kadar pek çok alanda komiteler kurarak çalışmalar yapacağız. Söz verdiğim gibi herkesin Cumhurbaşkanı olacağım ve tüm kesimleri, toplumumuzun tüm değerlerini kucaklayacağım. Hükümet ile istişare içinde, Cumhurbaşkanlığımızın Anayasal görevlerini çağdaş anlamda başarılı olarak yapabilmesi, Devletimizin bilinir ve tanınırlığının artırılabilmesi adına Cumhurbaşkanlığımız için yeni bir teşkilat yasası çıkarılması yönüne gidilecektir. Her bakımdan devlet kurumlarımıza örnek olmak, halkımıza hak ettiği hizmetleri verebilmek için azami gayret sarf edilecektir. Halkımızın tüm kesimleri ile diyalog ve işbirliği geliştirilecek, sorunların ortak akıl yoluyla ele alınıp hal çaresi aranmasına azami özen gösterilecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının sonunda ise, “Hepinizi en derin sevgi ve saygılarla selamlıyor, ayrılmaz bir parçası olduğumuz Yüce Türk Ulusu ile Kıbrıs Türk halkına aydınlık yarınlar diliyorum” ifadelerini kullandı.
(İHA)
Kaynak: İHA