Kocaeli’de konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Yılın ilk 7 ayında 108 milyar liralık sabit yatırımı teşvik ederek, 163 bine yakın vatandaşımıza yeni iş imkanları oluşmasının önünü açtık” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Kocaeli’nin İzmit ilçesinde katıldığı bir programda konuştu. Programda Bakan Varank’ın yanı sıra, Kore Cumhuriyeti Büyükelçisi Honggh Choi, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz da hazır bulundu. Programda konuşan Bakan Varank, Türkiye’deki otomotiv sanayisindeki üretim ile ilgili bilgilere vererek, “Otomotiv sektörü, işte tam da bu yüzden çok önemli, bu yüzden ülkemiz sanayisinin lokomotifi. Sektör sadece kendisi için değil, sanayinin diğer alanları için de gelişim ve ilerleme fırsatları sunuyor. Tedarikçileri besliyor, büyütüyor, yeni oyuncuları ekosisteme kazandırıyor. Geçtiğimiz senenin ihracat şampiyonu, 31 milyar doların üzerinde bir rakamla yine otomotiv sektörü oldu. 5 kıtada 200 ülkeye ihracat yapıyoruz. 200 binin üzerinde çalışan bu sektörden ekmek yiyor. Gerçekten muazzam bir üretim ve inovasyon ekosisteminden bahsediyoruz. Maalesef sektör, pandemiyle birlikte Haziran ayına kadar küresel ölçekte ciddi kayıplar verdi. Avrupa Birliği başta olmak üzere neredeyse tüm büyük pazarlarda üretim kayıpları derinleşti. Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya’da yüzde 40 ila yüzde 85’e varan üretim düşüşleri oldu. Haziran’dan itibaren, dış pazarlar yeniden normale dönmeye başladı. Hem üretim hem de ihracatta aydan aya artışları görebiliyoruz. Elimizdeki en güncel rakam Temmuz ayı ihracatı. Temmuz’da yapılan 2.2 milyar dolarlık ihracat, pandemi öncesi dönemin performansına yaklaşıldığını gösteriyor. Yılın geri kalanında artışın hız kazanacağını düşünüyorum” dedi.
“SANAYİ ÜRETİMİ, AYLIK BAZDA MAYIS’TA VE HAZİRAN’DA ÇİFT HANELİ BİR BÜYÜME GERÇEKLEŞTİRDİ”
“Biliyorsunuz salgın boyunca Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dinamik bir süreç yönettik” ifadelerine yer veren Bakan Varank, “Paniğe kapılmadan ama geç de kalmadan her adımı planladık. Ekonomik sürdürülebilirlik noktasında; istihdam, finansman ve sosyal yardım alanlarında kritik adımları hayata geçirdik. Elbette otomotiv ana ve tedarik sanayi de sunduğumuz desteklerden en iyi şekilde faydalandı. Sektörün toparlanmasında, dış talepteki iyileşmenin yanında, bu desteklerin de yadsınamaz katkıları oldu. Uyguladığımız politikalar sayesinde, büyümeye ilişkin öncü veriler ve ekonomik güven göstergeleri güçlü bir seyre sahip. Sanayi üretimi, aylık bazda Mayıs’ta ve Haziran’da çift haneli bir büyüme gerçekleştirdi. İmalat sanayinde siparişler, kapasite kullanım oranları ve yatırım harcamaları artmaya devam ediyor. Yatırımlardaki canlılığı teşvik verilerinden de teyit edebiliyoruz. Temmuz ayında bin 200 yatırım teşvik belgesi düzenleyerek, teşvik tarihimizde yeni bir zirveye ulaştık. Böylece yılın ilk 7 ayında 108 milyar liralık sabit yatırımı teşvik ederek, 163 bine yakın vatandaşımıza yeni iş imkanları oluşmasının önünü açtık. Yatırım talebi, geçen senenin aynı dönemine göre, hem de salgın koşullarına rağmen, yüzde 28 daha fazla gerçekleşti. Ertelenmiş tüketimin, sabit yatırımlara yönelmesi elbette çok sevindirici bir gelişme. Temel hedefimiz bu eğilimi istikrarlı ve sürekli bir zemine oturtmak, kalıcılığını sağlamak” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN OTOMOBİLİ BİR ARABA ÜRETMENİN ÇOK DAHA ÖTESİNDE”
Yerli otomobil ile ilgili konuşan Varank, “Tabi konu otomotiv olunca, Türkiye’nin otomobiline de değinmeden geçmek olmaz. Biliyorsunuz 18 Temmuz’da Gemlik’te fabrikamızın temellerini attık. Tedarikçi seçimlerinin büyük bölümü tamamlanmış durumda. Tam da bu noktada dikkatinizi çekmek istediğim bir husus bulunuyor. TOGG’un tedarikçileri arasında, daha önce hiçbir ana üreticiyle çalışmamış çok parlak girişimler, start-up’lar var. Bu firmalar yeni ve özgün işlere imza atıyor. Örneğin; otomobilimizin kamerasını, akıllı yaşam teknolojileriyle etkileşimini ve artırılmış gerçeklik teknolojisi gibi yüksek katma değerli işlerini, gencecik Türk girişimleri üstleniyor. Verdiğim şu üç örnek bile, Türkiye’nin Otomobilinin bir araba üretmenin çok daha ötesinde olduğunu ispatlıyor. İşte milli bir otomobil yapmanın kıymeti de bu noktada ortaya çıkıyor. Böylece mevcut tedarikçilerimizi güçlendirmenin yanında, keşfedilmemiş genç yetenekleri de iş planımıza katıyoruz. Bu kabiliyetleri küresel rekabete de hazırlıyoruz. Böylece ekosistemi, özgün bakış açımızla ve kendi imzamızla temelden inşa ediyoruz. Bu manada sektörle sıkı işbirliği içinde hazırladığımız mobilite araç ve teknolojileri yol haritasında kendimize somut ve iddialı hedefler koyduk” şeklinde konuştu.
“OTONOM ARAÇ YAZILIMLARI GELİŞTİRİP, BUNLARIN İHRACATINI YAPAN İLK 10 ÜLKE ARASINA GİRMEK İSTİYORUZ”
Otomobil sektöründe ön plana çıkmaya başlayan otonom yazılımları geliştirmeyi hedeflediklerini ifade eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Tüm modlarda üretilen araçlarda; yani otomobilden lokomotife, ticari araçlardan gemilere yerlilik oranlarını en az yüzde 75’e çıkaracağız. 2030 yılında; elektrikli, bağlantılı ve otonom hafif ve ağır ticari araç üretiminde Avrupa’da lider ve dünyada ilk 5’te olmayı hedefliyoruz. Batarya modül, paket ve hücre yatırımlarıyla, ülkemizi Batarya Üretim Merkezi yapmak istiyoruz. Alt teknolojilerin üretilmesi de üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir alan. Bu manada; elektrik-elektronik sektörlerinde üretim yapan yetkin şirketlerimizin, otomotiv sektörüne üretim yapmasını destekleyeceğiz. Elektrik motoru, inverter, yerleşik şarj cihazları, termal yönetimi ve kompresör gibi kritik bileşenlerde üretim yapan bir ekosistemi oluşturmanın peşindeyiz. Sektörün geleceğini; yazılım ve yapay zeka teknolojileri belirleyecek. Türkiye bu fırsat penceresinden en iyi şekilde faydalanabilecek entelektüel sermayeye sahip. Siber güvenlik, sürüş güvenliği ve sürücü davranışlarının modellenmesi yazılımları başta olmak üzere, bağlantılı ve otonom araç yazılımları geliştirip, bunların ihracatını yapan ilk 10 ülke arasına girmek istiyoruz. Yakın zamanda yol haritamızı kamuoyuyla paylaşacak, Türkiye’yi geleceğe hazırlayacak bu planı uygulamaya başlayacağız. Elbette bu gelişmelerden Türkiye’de yerleşik tüm markalar faydalanacak. Türkiye’de üretim yapmak bütün markaları global pazarlarda çok daha rekabetçi hale getirecek” ifadelerini kullandı.
(Murat Kanber - Enes Altun/İHA)
Kaynak: İHA