Mersin’in Mut ilçesinde 4 askerin şehit olduğu, 2 şoförün de hayatını kaybettiği otobüs kazasına tanık olan ve kendisi de konvoyda asker taşıyan otobüs sürücüsü Rıza Peker, “En son virajda araç hızlanmaya başlayınca önde bulunan tüm askerleri arkaya göndermişler. Sürücüler, askerleri uyararak, herkesin emniyet kemerini takmasını, sıkı tutunmalarını isteyerek, aracı dağa vuracaklarını söylemişler. İki şoför de birbirini bırakmamışlar” dedi.
Mersin’in Mut ilçesinde 4 askerin şehit olduğu otobüs kazasında son ana kadar yaptıkları hamlelerle daha fazla askerin şehit olmasının önüne geçerek hayatını kaybeden iki otobüs şoförü, memleketleri Manisa’nın Alaşehir ilçesinde görev yaptıkları otogarda kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. Alaşehir ilçesindeki birlikten Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki birliklerine teslim olmaya giden askerleri taşıyan otobüsün Mersin’de kaza yapması sonucu hayatlarını kaybeden otobüs sürücüleri Süleyman Savaş (46) ve Melih Kızıltepe (26) ile aynı firmada çalışan ve o gün konvoyda asker taşıyan otobüs sürücüsü Rıza Peker kaza anını anlattı. Otobüs devrildiği sırada arkasında seyir halinde olduğunu anlatan Peker, “Aracın teknik arızasından dolayı frenleri boşalıyor. Yaklaşık 10 kilometrelik bir iniş vardı. O inişin yarısından sonra fren sisteminde bir arıza medyana geliyor. Biz de araçla beraber arkasında intikal halindeydik. Askerler tarafından söylenene göre, frenler boşalınca kaptan ve hostes koltuğunda oturan yedek kaptanın iki-üç virajda aracı durdurmak için çok mücadele verdiklerini ifade ediyorlar. Hatta şoför el frenini çekmeye çalışmış, el freni elinde kalmış. Yine vitesi düşürmeye çalışmış vites kolu elinde kalmış. En son iki tane çok keskin virajda döndürebilmişler aracı. En son virajda araç hızlanmaya başlayınca önde bulunan tüm askerleri arkaya göndermişler. Sürücüler, askerleri uyararak, herkesin emniyet kemerini takmasını, sıkı tutunmalarını isteyerek, aracı dağa vuracaklarını söylemişler. İki şoför de birbirini bırakmamışlar. Yedek kaptan da yan taraftan şoföre devamlı telkinde bulunmuş. 12 araçla intikal gerçekleştiriyorduk. En son virajda da kurtarmaya çalışırken karşıdan iki tane sivil araç gelmiş. O araçlara vurmamak için ve arabanın durma imkanı olmadığı için dağa vurup aracı yatırmışlar. İkisi beraber fedakarca mücadele verdikleri için büyük bir kahramanlık göstermişler. Sağduyu ile hareket etmişler. O anları şoförler daha iyi bilir, anlık gelişir. O an kendileri veya araçlarını değil de askerleri düşünüp tedbir almaları için uyarmaları, yedek kaptanın hostes koltuğundan kalkmaması ve son ana kadar aracı kurtarma düşünceleri büyük bir kahramanlık göstergesidir. 4 tane şehidimize Allah’tan rahmet diliyoruz. İki kardeşimizi kaybettik. Allah hem şehit ailelerimize hem de bizlere sabır versin. Allah bir daha bizlere böyle bir acı yaşatmasın diyoruz” dedi.
“EĞER ORADA BİR KAÇIŞ RAMPASI OLSAYDI, BİZ BU FELAKETİ YAŞAMAYACAKTIK”
Aracın bakımlarının yeni yapıldığını anlatan Peker, “Aracın hiçbir eksiği yok görünüyordu. Bir ay önce vizeden geçti. Mekanik ve fren aksamı bu vizede kontrol edilmişti. Herkesin orada söylediği bir şey vardı. Bu yolun 10 kilometre iniş için uzun olduğu ve burada mutlaka kaçış rampası yapılması gerektiği söylendi. 10 yıldır oraya kaçış rampasının yapılacağı ama hep askıya alındığı belirtildi. O bölgede her yıl 10-15 ölümlü kazanın olduğu bize aktarıldı. Biz buradan yetkililere sesleniyoruz. Bizim canımız acıdı ama bundan sonrakilerin canı yanmasın. Eğer orada bir kaçış rampası olsaydı, biz bu felaketi yaşamayacaktık” diye konuştu.
(Hüseyin Keskin/İHA)
Kaynak: İHA