Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), BM’nin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden ikincisinin ‘Açlığı yok etmek’ olduğuna dikkat çekti. OECD-FAO Tarımsal Görünüm Raporu’nda pandemi sürecinin tarım ve gıdada belirsizliği artırdığının vurgulandığına işaret edilen açıklamada, “Bugün yaşadığımız Covid-19 pandemisi, bir yandan tarım ve gıda üretiminde belirsizliği artırırken, diğer yandan dünyada sıfır açlık hedefine ulaşmayı da imkansız hale getiriyor. Böyle giderse dünyada açlığı sonlandırmak, insanlığın bir büyük hayali olmaktan öteye gidemeyecek” denildi.
Küresel ölçekte tarım ve gıdaya dair gelecek öngörülerini ortaya koyan ve 2020-2029 dönemini kapsayan OECD-FAO Tarımsal Görünüm Raporu yayımlandı. Rapora göre, COVID-19 sürecinde orta vadeli tarımsal tahminler için belirsizlikler artarken, pandeminin önümüzdeki yıllarda talebi azaltması ve gıda güvencesini daha da zayıflatması bekleniyor. Bu durum, gıdaya talepteki değişimlerle birlikte, küresel gıda tedarik zincirlerinde de belirsizliklere neden oluyor.
Ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde tarım ve su ürünleri piyasaları için on yıllık beklentileri ortaya koyan rapor; kısa vadede, ekonomik ve sosyal etkileri, küresel tarımsal üretim ve gıda tüketimi için genel olarak olumlu orta vadeli görünümü kesintiye uğratıyor.
OECD-FAO Tarımsal Görünüm 2020-2029 Ortak Raporu’na göre, önümüzdeki on yıl süresince arz büyümesi, talepteki artışı geride bırakacak ve çoğu emtia için fiyatlar ya değişmeyecek ya da düşecek. Arz ve talep cephesindeki keskin değişimler, fiyatlarda aşırı dalgalanmalara yol açabilecek.
“BELİRSİZLİK HER ZAMAN TEHLİKELİDİR”
TGDF birbiri ardına yayımlanan BM’nin Dünya’da Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu Raporu ile OECD-FAO’nun Tarımsal Görünüm Raporu’na ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
BM’nin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden ikincisinin açlığı sıfırlamak olduğuna dikkat çeken Federasyonun açıklamasında, şunlar kaydedildi:
“2015 yılından itibaren küresel açlıkla mücadele sayesinde dünyadaki aç insanların sayısı giderek azalırken, tarım ve gıda üretimini tehdit eden iklim değişikliği başta olmak üzere yaşanan olumsuzluklar, bu azalmaya sekteye uğratmış, bu konudaki umutları da azaltmıştır.
Son BM raporuna göre, Dünyadaki 690 milyon, yani gezegenin nüfusunun neredeyse yüzde 9’u aç. 2019 yılında açlıkla mücadele edenlerin sayısı, 2018’deki rakamdan 10 milyon ve son beş yıllık ortalamadan yaklaşık 60 milyondan daha fazla.
PANDEMİ HEM BELİRSİZLİĞİ HEM AÇLIK RİSKİNİ ARTIRIYOR
Üstelik bütün dünyayı etkisi altına alan ve henüz aşısı, tedavisi bulunamamış olan Covid-19 pandemisinin oluşturduğu belirsizlikler nedeniyle, özellikle bu yıl çok daha fazla insan, açlıkla karşı karşıya kalabilecek. Yine rapora göre, Dünya genelinde 2020 yılı sonuna kadar 130 milyondan fazla insan, COVID-19 salgını nedeniyle kronik açlığa düşebilecek.
Pandemi sürecinde yüksek maliyetler ve düşük satın alma gücü, milyarlarca insanın sağlıklı veya besleyici bir şekilde beslenmesini de zora sokuyor.”
“TARIM VE GIDA ÜRETİMİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SAĞLAMAK ZORUNDAYIZ”
Bugün dünyada ilk önceliğin pandemiyi durdurmak ve sağlığı korumak olduğuna dikkat çekilen TGDF açıklamasında, “Bunun bir ayağı da, insanların bağışıklığını destekleyecek düzeyde sağlıklı ve yeterli beslenmenin garanti altına alınmasıdır. Gıda sistemlerini herkes için daha sürdürülebilir ve sağlıklı diyetler için uygun fiyatlı ve erişilebilir hale getirmeliyiz. Bugün dünyada pandemiye karşı normalleşme adımları atılmasına rağmen, henüz neyin, nereye kadar normalleşeceği de belli değildir. Artık ülkelerin önceliği, önce kendi vatandaşını beslemek, daha sonra gıdanın ticaretini yaparak ihtiyaçlarını karşılamak olacak. Bunun için güçlü bir tarım ve gıda üretimine sahip olmak, her zamankinden daha önemlidir” ifadeleri kullanıldı.
(İHA)
Kaynak: İHA