Konya Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Murat Akbulut, "Dünyada üç aydır etkisini gösteren ve bir aydır ciddiye alınarak tedbirler ve önlemler alınmaya çalışılan Korana virüs vakası adeta dünyayı kilitledi ve insanlığı aciz ve çaresiz bıraktı. Ülkeler kendi ihtiyaçlarını ve olası senaryoları göz önüne alarak dış satımlarında kısıtlamaya giderek ya da tümden uygulaya koymaya başladılar. Bu olay ‘Gıda Milliyetçiliğini de gündeme getirmiştir” dedi.
“Devletimizin aldığı kararları destekliyor ve uyguluyoruz”
Herkesin evinin önünü süpürdüğü taktirde mahallenin temizleneceğini ifade eden Başkan Akbulut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de hastalık anlamında ahkam kesecek değiliz. Devletimizin aldığı kararları destekliyor ve uyguluyoruz. Bilim insanlarının çalışmalarına güveniyor ve bir an önce insanlığa ışık tutacak çalışmaların sonuç vermesini bekliyoruz. Biz Bize Yeteriz Türkiyem kampanyasının tarım ayağına yön vermek ve tarımda kendi kendine yetebilmek için çözümler oluşturmak, katkı vermek istiyoruz.”
Tarım Orman Bakanlığının gelişmeleri yakından takip ederek, Sağlık Bakanlığı gibi bilim kurulunu kurduğunu anımsatan Akbulut, “Ne acıdır ki 7 Veteriner Hekim, 1 Gıda Mühendisi, 1 hekimden oluşan bir Bilim kurulunun kurulması ve en az 7 üyenin Ziraat Mühendisi olması gerekirken, bir üyenin bile konunun asıl muhatabı Ziraat Mühendisi olmayışı Bakanlığın konuya ilgisi ve hassasiyetini tartışılır hale getirmiştir. Toprak, su, bitkisel üretim, hayvansal üretim, tarımsal ekonomi, işletme ve iktisat alanlarından konu uzmanlarının da kurulda yer alması sürdürülebilir tarımsal üretim açısından gereklidir. Açıkça belirtmek isterim ki; bilim kurulu üyelerinin seçimi tarım camiasının ümidini kırmıştır” diye konuştu.
“Tarımda kendi kendine yeterlilik” ile “yerli ve milli üretim” kavramlarının bir slogan olmadığını söyleyen Başkan Akbulut, gelecek adına zorunlu bir bakış olduğunu Ziraat Mühendisleri olarak bildiklerini kaydetti.
“Gıda üretimi için tarım sektöründe üretimin devamlılığı şarttır”
Gıda üretimi için tarım sektöründe üretimin devamlılığının şart olduğunu belirten Akbulut, “Üretim zincirinin kırılmaması gerekir. Bunun için tarımsal üretimde insan gücü, tarımsal girdiler ve tarımsal destekler önemlidir. Üreticilerimizin kontrollü bir şekilde üretimde kalmalarını sağlamak için tedbir ve çalışma yapılması elzemdir. Üreticimiz, devletimizin aldığı kurallar ve mesafede tarlada olmak zorunda. Tarım sektörünün üretim zincirini oluşturan en başta üreticilerin sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve üretim şartları desteklenmez ise çoğunlukla mevsime bağlı olan ve bu günlerde baharlık ekimlerin yapılacağı açık alan tarla tarımında, sebzecilik ve meyvecilik faaliyetlerinde oluşacak olumsuzluklar tarımda çalışanlardan daha fazla ülkenin tamamını olumsuz etkileyecektir” değerlendirmesinde bulundu.
“Üretim planlaması çalışması acilen yapılmalıdır”
Korona virüse karşı tarım sektörüne yönelik alınacak önlemler kapsamında “üretime devam” kararlılığı başlığında, üretimin önüne çıkacak engellere çözüm ve üretim planlaması çalışmasının acilen yapılması gerektiğini aktaran Akbulut, şöyle konuştu: “Tarım Bakanlığının tedbirleri denince ilk akla gelen Ziraat Bankası ve Tarım Kredi borçlarının faizsiz ertelenmesi veya yapılandırılması olmamalıdır. Üretim planlaması acil ve bu gün için şart olan ilk plan olmalıdır. Üretim planlaması dediğimiz konu İnsan ve hayvan beslenmesinde kullanılan ürünler bellidir. Arz talep miktarlarına göre, bu günden üretici satış fiyatlarını belirleyip üreticinin pazarlama tedirginliğini bertaraf ederek, miktar ve kalite olarak üretime yönlendirmek gerekmektedir. Tarım Kredi Kooperatiflerinin tanzim satış noktaları sanki bu gün için kurulmuş gibi imdada yetişebilir. Toprak Mahsulleri Ofisi gibi köklü ve kurum hafızası olan kurumumuz bu mücadelede aktif hale getirilmelidir. Üretim planlaması ülkenin ithalat yapma zorunluluğu olan temel gıda maddelerinin üretimini teşvik ederek kendi kendine yete bilirlik sözünün karşılığını oluşturacaktır.”
Akbulut, şöyle devam etti: "Tüm olumsuzluklara rağmen ülkemizde ve Konyamız da iklimsel veriler gayet olumlu gözükmektedir. İçinde bulunduğumuz baharın başlangıcında ısmarlama bir iklim yaşamaktayız. Nisan Mayıs ayları da mevsim normallerinde geçerse ki öyle umut ediyoruz, özellikle doğaya bağlı tarım yapma zorunluluğunun yoğun olduğu bölgemizde rekoltede geçen seneye göre ciddi bir artış olacağını bekliyoruz. Günümüzdeki bu savaşın silahı da gıdadır. Dolayısıyla da savunma sanayisi de tarımsal üretim olmuştur. Tarımda üretim zincirinin kırılmaması, sürdürülebilirliğin sağlanması ve hayatımıza keş keleri almamak için tedbirler başta alınmalıdır."
(Haber Merkezi / Haber Kent)