Konuk: “Kooperatiflerin önündeki engeller kaldırıldı”

PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, Dünya Kooperatifler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, kooperatiflerin önündeki engellerin kaldırıldığını belirtti.

Konya Pancar Ekicileri Kooperatifinin Genel Başkanı olan ve Pancar Ekicileri Kooperatiflerinin de birlik kuruluşu, PANKOBİRLİK’in Genel Başkanı, AK Parti Karaman Milletvekili Recep Konuk, 21 Aralık Dünya Kooperatifler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Konuk mesajında, “Yaptıkları işlerle refahı geniş kesimlere yayan, yüksek tasarruf ve sermaye birikimi olmamasına rağmen el, emek ve sermaye birliği yapan büyük grupları ekonomik sisteme dahil eden tüm kooperatiflerin ve o kooperatiflerin içinde yer alıp ekonomik hayata kalıcı renk tonları ekleyen tüm kooperatif üyelerinin bu özel gününü kutlarım” diyen AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “dünyada bütün kooperatifler teşekkürü hak edecek, sermayesi sınırlı olan toplum kesimlerini ekonominin etkin aktörü yapan, ekonomi çarkını büyüten, o çark içinde üyelerinin ezilmesini önleyen işler yapıyor. Kooperatiflerin her ekonomi için önemi büyüktür. Ancak kooperatiflerin her ekonomideki rol ve payı aynı değildir. Kooperatiflerin sosyo-ekonomik hayattaki rolleri ülkeden ülkeye, ekonomiden ekonomiye, toplumdan topluma farklıdır” ifadelerini kullandı.

“Kooperatifçiliğin gelişimine katkı sağlayanlar her türlü takdiri hak ediyor”

Başkan Recep Konuk, “Kooperatifçiliğin önemini kavramış toplumlarda kooperatiflerin mesafe almak için sarf ettiği efor, ekonomide üstlendikleri rol, ekonomik sistemdeki payları ile kooperatifçiliğin ekonomideki rolü ve üstlendiği fonksiyonlarla ilgili netliğin oluşmadığı toplumlarda sarf edilen efor, ekonomide rollerini büyütmek, paylarını yükseltmek için aşmaları gereken bariyerler de farklılaşmaktadır. Birinci grup ülkelerde kooperatifçiler sadece kooperatif faaliyetlerine odaklanırken, ikinci grup ekonomilerde ve toplumlarda kooperatiflerin faaliyet alanında başarı yükümlülüğü kadar önemli olan husus, kooperatiflerle ilgili algıyı pozitif yönde değiştirme, sermaye birikimi sınırlı geniş toplum kesimlerine çıkış yolunda rehber olma, öncü olma yükümlülükleri de vardır. O nedenle ülkemizdeki kooperatiflere ve kooperatifçilikle kendini geniş toplum kesimlerinin hizmetine adayan kooperatifçilere iki kere teşekkür borcumuz vardır. Türk Kooperatifçiliğinde umutlu olmamızı sağlayacak ve son yıllardaki önemli kazanımlarımıza, hükümetimizin Türk Kooperatifçiliğine yönelik devrim niteliğindeki katkılarına, Türk Kooperatifçiliğini sırtında taşıdığı bagajlara rağmen dünyada saygın yere taşımaya çalışan ve bu yolda ülke kooperatifçiliğinin önemli bir mesafe kat etmesini sağlayan herkes, özellikle de hükümetimiz ve ilgili Bakanlıklarımız her türlü takdiri hak ediyorlar” diye konuştu.

“Kooperatiflerimizi sınırlayan ticari kalıpları kırıp attık”

Ülkemiz kooperatifçiliği açısından umutlu olmamamızı gerektirecek çok sayıda sebep olduğunu belirten Başkan Konuk, “Bundan beş sene önce Kooperatifçilik Strateji Belgesini yayınladık ve o belgenin ortaya koyduğu vizyon çerçevesinde Türk Kooperatifçiliğini hızlı adımlarla büyütmek için yapmamız gerekenleri artık adım adım hayata geçiriyoruz. Mesela, kooperatiflerimizi faaliyet alanı ve üye ile sınırlayan ticari kalıpları kırıp attık geçtiğimiz günlerde. Şimdi kooperatiflerimizin önü daha açıktır. Üçüncü kişilerle ticaretlerinin ya da yeni sektörlere adım atmalarının önünde engel yok. Kooperatiflerin yapamayacaklarını sıralayan yaklaşımı yapabileceklerine odaklanacakları girişim özgürlüğünü esas alan yaklaşımla değiştirdik. Yani Türk kooperatifçiliğini menzile taşımak isteyenlerin önündeki tümsekleri temizledik. Sıra Türk Kooperatifçiliğinin sırtındaki bagajlardan kurtulmasını sağlamaktadır. Ne var o bagajda? Algılar ve peşin hükümler. Nereden geliyor? İçeriden ve dışarıdan. Bir dönem kooperatifler bir ideolojinin uzantısı gibi takdim edilmiş topluma, bugün hala o soğuk savaş yıllarının fikri kolaycılığının, kooperatifçiliği örselemek, kendi menfaatlerini korumak için yayılan kooperatifçilik şayiasının son tortularını temizlemeye çalışıyor. Bir dönem müteahhit kooperatifçiliğinin yaşattığı ve batakçılıkla, kalitesizlikle özdeşleşen kooperatif benzerlerinin son travmatik izlerini silmeye çalışıyor Türk Kooperatifçiliği. Bu bagajlardan tam olarak kurtulduğunda iş yapma kültüründe yabancısı olmadığı, hatta Dünya Kooperatifçiliğine ilham kaynağı olmuş milletimizin kooperatifçilikte inanılmaz başarılara imza atacağından kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı.

“Kooperatifçilikle markalaştırabilirsiniz”

Ülke için kooperatifçiliğin ekonomide bir alternatif bir yol olmadığını, zorunlu istikametlerden biri olduğunu dile getiren Konuk, “Biz hem tarımsal üretimde, hem sanayide ölçek ekonomisi açısından dezavantajlı bir ülkeyiz. Keza tüketimde de örgütlü bir toplum değiliz. Yine sermaye birikimimizde ve tasarruftaki yetersizliklerimiz nedeniyle ekonomimizi büyütebilmek için ağırlıklı olarak dış borç kullanmak durumundayız. İşte kooperatifçilik bu gibi sorunların aşılması imkanını da veriyor. Mesela 30-40 dönüm arazinin sahibi olan bir çiftçi ne girdi alırken ne ürettiğini satarken avantajlıdır. Ancak 100 hatta 1000 çiftçi bir veya birkaç ürünü üretmek için bir araya geldiğinde 30-40 bin dönüm arazi işletir ve binlerce ton üretir artık ve alırken de satarken de masaya eli güçlü oturur. Kooperatifçilikle sanayide küçük hacimli üretimleri büyük bir üretim gücüne dönüştürebilir, hatta markalaştırabilirsiniz. Dünya bunu yapmış, PANKOBİRLİK’te ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifinde de biz yaptık” şeklinde konuştu.

“Kooperatifin üyelerine sağladığı imkan sürekli büyür”

Kooperatifçiliğin basamak gibi olduğunu ve çıkılan hiçbir basamağın son basamak olarak görülemeyeceğini vurgulayan “Kooperatifin üyelerine sağladığı imkan da sürekli büyür. Mesela pancar üretmek için kooperatif kurarsınız. Üretiminizi garanti altına almak için şeker fabrikasını da siz kurarsınız. Bu yetmez, benim pancarımdan üretilen şekerle üretileni de ben üreteyim dersiniz. Üretirsiniz o da yetmez. Bunları bir marka altında toplarsınız. Sonrasında ben pancar üreticisiyim ama benim tek üretim kalemim pancar değil, ayçiçeği de mısır da elma da üzüm de patates de üretirim hayvancılık da yaparım dersiniz onları işleyecek tesisleri de kurarsınız. Bunun tadına varınca da küresel rekabete katılmak istersiniz. Eldeki 250 Bin hektarı düşünür ve gözünüzü Dünyanın en büyük beş gıda şirketinden biri olma gibi çok yukarılardaki basamağa dikersiniz” diye konuştu.

“Ülke kooperatifçiliğini yüksek hızda ekonominin raylarına yerleştirebiliriz”

Dünyanın artık kooperatifçilik olgusunu konuşmadığını ya da kooperatifçiliğin işlevini, ekonomideki yerini tartışmadığını aktaran Başkan Recep Konuk, şöyle konuştu: “Dünya günümüz ekonomisinde dezavantajlı kesimlerin ya da ölçek ekonomisi açısından dezavantajları olan işletmelerin kooperatifçilikle çıkış yolu bulmasına, markaların rekabet ettiği bir dünyada küresel rekabette küçük işletmelerin bu rekabete katılmasını sağlamaya yönelik çözümler üretiyor. Biz belki kooperatifçiliği ekonomimizin lokomotiflerinden biri yapmakta geç kaldık. Ancak henüz kaybettiğimiz bir şey yok ve dünyadaki kooperatifçilik tecrübesinden istifade ederek ülke kooperatifçiliğini yüksek hızda ekonominin raylarına yerleştirebiliriz. Yapmamız gereken sadece mevcut kooperatiflerimizin vizyonunu yükseltirken, sosyal hayatta ve kültüründe tam ve kamil manada kooperatifçiliği destekleyecek kültürel kodları olan milletimizin bu kültürel kodlarını sosyo-ekonomik hayata taşımaktır. Tarım kooperatifleri de dâhil olmak üzere dünya ekonomisinde kooperatifler 1.800’lü yıllarla birlikte rol üstlenmeye başladılar. Ülkemizde ise her ne kadar, 1863 yılından itibaren ‘Memleket Sandığı” ile ülkemizde kooperatifçilik başlamışsa da, bugünkü bilinen anlamıyla ilk kooperatif girişim, dünyada kooperatiflerin sahne alışından yaklaşık üç çeyrek asır sonra 1800’lü yılların sonunda gerçekleşti. Yaklaşık 75 yıllık zaman farkı kimseyi aldatmasın, bu topraklarda kooperatiflerin ihtiva ettiği mana bütünlüğü ve kooperatifçiliğe de ilham kaynağı olan birlikte üretme, birlikte başarma geleneği, hayat yükünü birlikte omuzlama alışkanlığı, hem kültürü hem de kurumlarıyla asırlardır vardı. Bu toprakların, ekonomik sistemine kooperatifleri sandık veya kooperatif adıyla dahil etmesi sadece ve sadece dünyadaki terminolojiyi kullanmaya başlamasından ibarettir.”

“Bu toprakların genlerinde birlik ruhu var”

“Kooperatifçilikte dünyaya ilham vermiş bir medeniyetin mirasçıları olarak bizim mesuliyetimiz, kooperatifleri toplumsal kalkınmanın bir dinamiği olarak ekonomik hayatın her alanına taşımak, kooperatif girişimlerle daha çok insanın refahtan daha çok pay almasına aracılık etmektir” diyen Konuk, “Dünyada binlerce kooperatif yaptığı işler, ürettiği ekonomik değerle 1 Milyarın üzerinde yani dünya nüfusunun yüzde 13’ten fazlasını oluşturan insanı ekonomik sisteme dahil ediyor, onların birlikte hareket ederek refahtan daha fazla pay almasını sağlıyor. Dünyamızda tarım sektöründeki ekonomik faaliyetlerin %50’sinden fazlası kooperatif işletmeler eliyle yürütülüyor. Dünyadaki 300 büyük kooperatifin bir yıllık iş hacmi 2 Trilyon Dolar civarındadır. Tüm dünyada hem gıda güvenliğinin, hem sürdürülebilir tarımsal üretimin hem de kırsal kalkınmanın teminatı olarak kabul edilen tarımsal kooperatifler, ekonomik sistemde sosyal gruplara etkileri de düşünüldüğünde dünya refahı açısından özel ve önemli bir rol üstlenmiştir. Biz bu topraklarda da kooperatifçiliğin hızla gelişip tüm sosyal kesimlerde özellikle de tarım sektöründe ekonomimize yeni bir dinamizm kazandırabileceğini biliyoruz. Çünkü bu toprakların genlerinde birlik ruhu var. Bu topraklar komşusu açken tok yatmayacak, meslektaşı siftah yapmadan yeni bir alış veriş yapmayacak kadar erdemlidir. Ve bu topraklar kendisinden daha az dünya nimetine sahip kardeşleri incinmesin diye azami dikkat gösteren ahlaka sahip bir kültürün ana vatanıdır. Bu topraklar, kardeşlerinin işi rast gittikçe daha mutlu, refah iklimi komşularına da sirayet ettikçe daha huzurlu olan bir milletin yaşadığı topraklardır. Yani varlıkta da yoklukta da bir olma, bir davranma, yükü birlikte omuzlama ve zenginliği paylaşma bu toprakların özelliğidir. O özellikler dünyanın kooperatif diye adlandırdığı sistemi hem kapsayan hem de onu aşan özelliklerdir. Dahil olduğumuz medeniyet havzasının bize mirası olan bu hasletlerimiz bu topraklarda ve bu toprakların geleceği için kooperatifçilikten çok daha fazla istifade edebilmek için yaptığımız işlerde bizim asli dayanağımızdır” şeklinde konuştu.

“Türk tarım sektörünün fikir birliği artık tamdır”

Ülkemiz kooperatifçiliğinin yeni bir döneme girdiğini, umutlu olmamızı gerektirecek sebeplerin arttığını ifade eden Başkan Recep Konuk, Dünya Kooperatifler Günü mesajını şu cümlelerle tamamladı: “Türkiye’nin her tarafında kooperatif çatısı altında birleşip ne yaparız sorusuna cevap aramaya, neleri nasıl başaracağımız konusunda akıl terletmeye başladık. Kooperatif çatısı altında birlik olmak konusunda Türkiye’nin özellikle tarım sektörünün fikir birliği artık tamdır. İki binli yıllara girerken kooperatifçilikle nelerin başarılabileceğini bu toprakların dışından örneklerle izah ediyor, uzaklara methiyeler düzüyorduk. Şimdi kendi örneklerimiz, kendi modellerimiz de var. Dün özendiklerimizin özendiği bir modelimiz, başka coğrafyalarda anlatılan başarı hikâyemiz, hikâyelerimiz var. Bu modelin müellifi, pancar üreticileridir. El ve gönül birliği yapılınca kooperatif çatısı altında nelerin başarılabileceğinin örneği pancar üreticisinin son 15-16 yıl gibi insan ömrü için uzun, toplum hayatı için kısa sürede başardıklarıdır. Kooperatifçiliği eğer ucuz almak ve pahalı satmak gibi dar kalıplara hapsetmezseniz, onun sanayi ile de taçlanacağını, finansman problemine de çözüm üreteceğini, tarlada atılan tohuma da müdahil olacağını, ürettiğini katma değerli hale getirerek ekonomik sürecin bütününe de müdahil olunabileceğini, daha da önemlisi faaliyet alanını büyüttükçe üreticisini de büyüteceğini bilir ve kooperatifçiliği onlarla zenginleştirirseniz kooperatifçiliğin hapsolduğu o dar kalıplar kırılır ve pancar üreticisinin tüm Türkiye’ye ispat ettiği gibi onlarca sanayi tesisleri dikilir, tarlada, bağda, bahçede, merada üreten ürettiklerini işler ve ürünlerini bir marka altında rafa kadar taşır. 1 fabrikadan sadece 17 yılda onlarca fabrika çıkarmak, tek üretim kaleminden binin üzerinde mamul ürüne doğru genişlemek, tarlada başlayan süreci bir marka altında toplayıp rafa kadar ulaştırmak ve dünün içe kapanık sektöründen dünyanın en büyük beş gıda şirketinden birini çıkarmayı hedeflemek kooperatifçiliği geniş yorumlamanın ve bir kalıba hapsetmemenin sonucudur. Omuz omuza verilirse sağılan süt sağanlar tarafından peynir yapılır. Tarlada pancarı söken onu rafa çikolata olarak göndermeyi de başarır. Merada besisinin peşinde koşmakla kalmaz bir marka altında sucuk da üretir, salam da pastırma da. Üzüm bağında asma fidesini diken meyvesinin suyunu da çıkarır, sirkeyi de rafa kadar taşımayı başarır. İlhamını Anadolu’nun birikiminden alan, insani değerlerimizle zenginleştirilmiş bir kooperatifçiliğin tesisi için gayretimiz ile Türk Kooperatifçiliğine ve ülke ekonomisine katkı verme azim ve kararlılığımızın artan bir heyecanla sürdüğünü ve süreceğini belirtmek isterim. “Muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır, kooperatif yapmak, maddi manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir” sözleriyle kooperatifçiliğin özünü tarif eden Büyük Önder Atatürk ve Türk Kooperatifçiliğine emek vermiş değerli büyüklerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anar, 21 Aralık Dünya Kooperatifçilik Gününü kutlarım.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri