TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, "Depreme karşı gerekli tüm çalışmaları, büyük bir ciddiyetle tamamlamalı ve gerçekleşebilecek en ağır durumlara karşı devletimiz, özel sektörümüz ve ilgili tüm kurumlarımızla, hazırlıklarımızı en üst düzeyde tutmalıyız" dedi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Olağan Genel Kurul Toplantısı İstanbul’da gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, 24 Ocak Cuma gecesi yaşanan Elazığ depreminde, hayatını kaybeden tüm vatandaşlara rahmetle andığını ve yakınlarına başsağlığı dilediğini söyledi. Kaslowski konuşmasında Gümrük Birliği’nin güncellenmesine de vurgu yaptı.
"DEPREMLE İLGİLİ SOMUT ÇALIŞMALARDA BULUNACAĞIZ"
Kaslowski, kurtarma çalışmalarında tanık oldukları özveri ile halkın depremzedelere yönelik fedakarlığını bu olayla teselli bulduklarını belirterek, "Depremle ilgili en önemli unsur hazırlıklı olmaktır. Fay hatları üzerinde kurulmuş şehirlerimizin yapılaşmasındaki yer seçimleri, inşaat kalitesi, kurumlarımızın görevlerini eksiksiz yapmaları hayati önemdedir." ifadelerini kullandı.
Bu depremin Türkiye’nin riskli pek çok noktasında ve özellikle İstanbul’da yaşanacak bir depremin ne kadar yıkıcı olabileceğini herkese hatırlatması gerektiğine dikkat çeken Kaslowski, "Depreme karşı gerekli tüm çalışmaları, büyük bir ciddiyetle tamamlamalı ve gerçekleşebilecek en ağır durumlara karşı devletimiz, özel sektörümüz ve ilgili tüm kurumlarımızla, hazırlıklarımızı en üst düzeyde tutmalıyız." diye konuştu.
Kaslowski sözlerine şöyle devam etti: "TÜSİAD olarak, TÜRKONFED ve UNDP ile ortaklaşa kurmuş olduğumuz ’Hedefler İçin İş Dünyası Platformu’nun temsilcileri, bölgede detaylı incelemelerde bulundu. Deprem yaralarının sarılması, işsizlik ve iflasların önlenebilmesi için somut çalışmalarda bulunacağız."
"GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GÜNCELLENMESİ ARTIK ERTELENEMEYECEK BİR İHTİYAÇTIR"
Kısa vadede Gümrük Birliği’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini de kapsayacak şekilde güncellenmesinin artık ertelenemeyecek bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Kaslowski, "İki tarafın da çıkarları, yakınlaşmayı, birbirinin dilini anlamayı, sürdürülebilir bir gelecek için ortak hareket etmeyi gerektiriyor. İşte bu noktada; hukuk, yargı bağımsızlığı, demokratik kriterler, insan hakları, cinsiyet eşitliği, 21. yüzyıla uygun bir eğitim yapısı ve zihniyeti konularında acilen harekete geçmemiz gerekiyor." açıklamalarında bulundu.
"TÜRKİYE’NİN SAVUNMA İHTİYAÇLARININ İTTİFAK İÇİNDE, İŞBİRLİĞİ İLE KARŞILANACAĞI ÇÖZÜMLER ÜRETİLMESİNİ BEKLİYORUZ"
Türkiye’nin en önemli müttefikinin ABD olduğunu söyleyen Kaslowski, "ABD ile sorunlarımız artık çözülmelidir. Burada; bizim tarafımızdan yapılabilecek şeyler olduğu gibi, ABD tarafından da 15 Temmuz sonrası sarsılan güven ilişkisini tamir edecek adımlar atılmalıdır. Halkbank davası, S-400 meselesi, F-35 uçakları meselelerini dikkat ve hassasiyetle izliyoruz. İran ve ABD arasındaki son kriz gösterdi ki etrafımızdaki füze tehdidi hiç de azımsanacak gibi değil. Müttefiklerimizin bu konuda yapıcı adımlar atmasını ve Türkiye’nin savunma ihtiyaçlarının ittifak içinde, işbirliği ile karşılanacağı çözümler üretilmesini bekliyoruz." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE’NİN KIYILARINA HAPSEDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ"
Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları konusuna da değinen Kaslowski, "Türkiye’nin kıyılarına hapsedilmesi kabul edilemez. 2004 referandumundaki tercihiyle, Kıbrıs’taki çözümsüzlüğün sorumluluğunu taşıyan Kıbrıs Rum Kesimi’nin, Kıbrıslı Türklerin haklarını da kollayacağına inanmak güçtür. Ülkemizin, haklarını koruma konusunda güç ve iradesini gösterirken; bir taraftan da diplomatik kanalları açık tutmasını önemsiyor ve izlenen politikayı destekliyoruz. Türkiye, sahip olduğu güçlü boru hattı altyapısı ile doğal gazın Avrupa’ya taşınmasında, herkes için doğal ortak olarak algılanmalıdır. Bu yaklaşım hem barışa, hem de tüm paydaşların refahına hizmet edecektir." dedi.
Genel Kurul gündeminin ardından, iklim değişikliği konusunu iş dünyası perspektifinden ele alan ’İklim Değişikliği ve Ekonomi’ başlıklı bir panel düzenlendi. Panelde iklim değişikliği konusunun iş dünyası açısından kritik önemi, ulusal ve uluslararası kurumlardan konuşmacılarla, rekabet gücü, finansman ve ticaret politikaları eksenlerinde ele alındı.
(Muhammed Fırat Aksoy/İHA)
Kaynak: İHA