Akkuyu Nükleer A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko, Akkuyu Nükleer Güç Santrali şantiyesinde şu anda yaklaşık 6 bin işçinin çalıştığını ve bunların yüzde 80’inin Türk vatandaşı olduğunu belirterek, "Operasyon aşamasında 700’den fazla Türk mühendis projede yer alacak" dedi.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Nükleer Enerji Ajansı’nın (NEA) yeni yayınlanan ‘politika özeti’nde, nükleer enerji projeleri ile Covid-19 sonrası iyileşmede yüksek değerli işler oluşturulacağına dikkat çekildi. NEA’nın düzenlediği dijital webinar’da gündeme alınan raporda, nükleer enerji projelerinin ekonomiyi güçlendirmek için pandemi sonrası kurtarma planlarına dahil edilmesi vurgusu yapıldı.
Dünyadaki nükleer sektör temsilcilerini bir araya getiren webinar’da konuşan Rosatom’a bağlı Rusatom Uluslararası Enerji Kurumu REIN’in CEO’su ve Akkuyu Nükleer A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko, Türkiye ve Finlandiya’daki nükleer santral inşaat projelerinde istihdam oluşturma konusuna değindi. Türkiye’nin ilk nükleer santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali şantiyesinde şu anda yaklaşık 6 bin işçinin çalıştığını ve bunların yüzde 80’inin Türk vatandaşı olduğunu belirten Dedusenko, “Operasyon aşamasında 700’den fazla Türk mühendis projede yer alacak. Bunu gerçekleştirmek adına 2011’de Rus üniversitelerinde Türk personele yönelik eğitim programları başlattık” ifadelerini kullandı.
BÖLGE KALKINMASINA DESTEK
Rusya Devlet Atom Enerji Kurumu Rosatom’un Finlandiya’da inşa ettiği Hanhikivi NGS tesisinde, inşaat aşamasında yaklaşık 20 bin işçi ve uzmanın istihdam edileceğini dile getiren Dedusenko, şunları söyledi:
“Finlandiya’da da Fin şirketleri sahadaki hazırlık çalışmalarının yaklaşık yüzde 80’ini gerçekleştiriyor. Nükleer enerji santralleri bölge kalkınmasına fayda sağlıyor. 60 yıllık çalışma süresi boyunca iki adet VVER-1200 reaktörden oluşan bir santral ulusal ekonomiyi 40-60 milyar dolar artırır.”
NÜKLEER YATIRIM GERÇEKÇİ BİR YAKLAŞIM
Webinarın moderatörlüğünü yapan NEA Genel Müdürü William Magwood da pandemi sonrası nükleer enerjiye yapılan yatırımlarla ilgili şunları dile getirdi:
"Modern, dayanıklı, sıfır karbonlu bir altyapı geliştirmek için önümüzde bir fırsat var. Nükleere yatırım size tüm getirileri ve tüm iş fırsatlarını aylar içinde vermese de yıllar içinde sıfır karbon ekonomisine sahip olmak için çok gerçekçi bir yaklaşım sunar. Bu zaman alır, analiz gerektirir, ancak ülkelerin nükleer inşa etmekten kaynaklanan olasılıkları incelediklerinde, bu seçeneği tercih etmekle yakından ilgileneceklerini düşünüyorum.”
Magwood bir nükleer santralin inşasının 6 yıl kadar sürebildiğini ve santral çalışırken 80 yıla kadar çok yüksek ücretli, yüksek teknolojili iş olanaklarının olduğunun da altını çizdi.
NEA Nükleer Teknoloji Geliştirme ve Ekonomi Bölümü Başkanı Sama Bilbao y Leon da konuşmasında, politika yapıcıların uzun vadeli sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı canlandıran nükleer projelere yatırım yapmaları gerektiğini söyledi. “Sadece oluşturulacak iş sayısını değil, aynı zamanda kalitelerini, sürelerini ve konumlarını da dikkate almalıdırlar” diyen Leon, “Uzun vadeli ekonomik, sosyal ve çevresel hedeflerimize ulaşmak istiyoruz. Bunu aynı zamanda, düşük maliyetli enerji geçiş planlarımızı yerine getirecek şekilde yapmak istiyoruz. Dünyadaki çoğu ülke bunu ’Paris Sözleşmesi’ ve ’BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni takip ederek kendi dekarbonizasyonunu sağlayarak başaracaktır” şeklinde konuştu.
NÜKLEER ENERJİNİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDASI
Dünya Nükleer Birliği Genel Müdürü Agneta Rising de "Ülkeler emisyon hedefini düşürdükçe, güvenli bir enerji tedariğini sürdürmek gittikçe daha maliyetli hale geliyor" diye konuştu. Nükleer enerji yatırımlarını işaret eden Rising, "Teknik olarak gelişmiş, enerji dışı alanlarda da kullanılabilen, ölçeklenebilir ve düşük karbonlu elektrik kaynağı olan nükleer enerjiyi karışıma dahil ederek bu maliyetler büyük ölçüde azaltılabilir” ifadelerini kullandı.
Ontario Enerji Üretim Şirketi Nükleer Düzenleme İşleri ve Paydaş İlişkileri Başkan Yardımcısı Robin Manley ise uzun vadede nükleer santral bölgesi olan Ontario’nun, Kanada ekonomisini 90 milyar CAD (Kanada Doları) artırmasının beklendiğini ifade ederek, “Yalnızca istihdam sağlayan ve ekonomiyi canlandıran yeni nükleer projeleri değil, aynı zamanda mevcut reaktörlerin çalışmasını genişletecek projeler de desteklenmeli” dedi. Manley Ontario bölgesindeki Darlington NGS yenileme projesinin 12.8 milyar CAD’a mal olacağını ve 14 bin iş olanağı sağlayacağını kaydetti.
"EKONOMİK TOPARLANMA MÜKEMMEL BİR FIRSAT"
OECD-NEA tarafından yeni yayınlanan ‘politika özeti’nde şu ifadeler yer alıyor:
“Covid-19 sonrası ekonomik toparlanma, enerji geçişine devam ederken iş ve ekonomik kalkınma oluşturmak için mükemmel bir fırsat. Nükleer enerjiye yatırım yapılması, çok sayıda yüksek vasıflı iş olanağı sağlıyor, düşük karbonlu ekonomiye geçişi hızlandırıyor ve enerji direncini artırıyor. Bu işler, aynı zamanda yerel ve bölgesel ekonomiye yüksek dışsal ekonomi yatırımı sağlıyor. Dünya toplumları ve ekonomileri Covid-19 krizinin etkilerine direnmeye devam ettikçe, pandemi sonrası iyileşme için planlamanın başlaması çok önemli. OECD hükümetlerinin çoğu, düşük maliyetli enerji geçiş planlarına yönelik bir ekonomik toparlanmayı hedeflerken, pandemi sonrası ekonomik toparlanma planları ve bunlarla ilgili yatırımlar, uzun vadeli ekonomik, sosyal ve çevresel hedeflerle uyumlu olmalıdır. Pandemi sonrasında artan işsizlikle birlikte, sosyal açıdan adil ve düşük fiyatlı karbonsuzlaşmanın nasıl sağlanacağı sorusuyla kaliteli istihdamı korumak ve geliştirmek, tüm canlandırma planlarının merkezinde yer almalıdır.”
(İHA)
Kaynak: İHA