Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, Doğu Akdeniz’de kendilerinin de pozisyonlarını aldıklarını belirterek, "Onlar aramaya devam ediyor, biz aramaya devam ediyoruz. Arkamızda koskoca Türkiye Cumhuriyeti var. Bu da milletimizin gücünü göstermektedir" dedi.
Konya’ya bir takım ziyaretler için gelen KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimler Derneği tarafından Mevlana Kültür Merkezi’nde düzenlenen "Kıbrıs Meselesi ve Doğu Akdeniz’de Neler Oluyor?" konulu konferansa katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarının ardından sondaj gemilerinin bölgeye gelmesiyle, buralardaki çalışmalarda bizzat pozisyonlarını aldıklarını söyleyen Başbakan Tatar, "Doğu Akdeniz’de neler oluyor? Doğu Akdeniz’de bunlar oluyor. Onlar aramaya devam ediyor, biz aramaya devam ediyoruz. Eğer günün sonunda bir uzlaşma olacaksa bu zenginliklerin paylaşılması da hakkaniyete bağlı olarak bir ölçüde masada bir uzlaşmayla ancak olabilir. Eğer konuşma olmazsa, görüşme olmazsa ve meydan okuyarak, ’Hepsi bizimdir’ derlerse o zaman o iş hiçbir şey olmaz. Arkamızda da koskoca Türkiye Cumhuriyeti var. Milli Savunma Bakanı ve yetkilileri var. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, ’Ne gerekirse yaparız’ demektedirler. Bu da milletimizin gücünü göstermektedir. Yavuz Gemisi, Allah nasip etti ben de Enerji Bakanıyla bindim, o gemiye çıktım. Gerçekten müthiş bir çalışma, inşallah bir zenginlik bulunur. Çünkü sürekli aramakta, büyük masraf, büyük bir özveri ve şu anda bu Yavuz Gemisi, Karpaz açıklarında büyük bir çalışma içerisinde... İnşallah neticesi hayırlı olur" dedi.
Başbakan Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:
"Garantörlük hakkı 1960’lı yıllarda kolay kolay elde edilen bir şey olmamıştır. Dolayısıyla Avrupa Birliği oyunlarıyla tarihten gelen bir hakkı, bir tertip, bir oyun veya bir manevrayla Türkiye Cumhuriyeti’nin elinden almak veya Kıbrıslı Türkleri ana vatanımız Türkiye’den koparmak gibi bir şeye müsaade etmemiz söz konusu değildir. Türkiye Cumhuriyeti de buna asla müsaade etmez. Dolayısıyla böyle bir oyuna da gelinmeyecektir. Doğu Akdeniz’deki gelişmelerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ne kadar daha önemli bir devlet haline geldiğini hep birlikte son yıllarda görüyoruz. Doğu Akdeniz’deki potansiyeli, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon ve doğalgaz zenginlikleri ve bunların paylaşımı noktasında oynanan çeşitli oyunlar... Kıbrıs’ta iki çeşit halk vardır; Rum halkı, Türk halkı... Uluslararası anlaşmalar ve tarihten gelen bir takım süreçler bu uluslararası camialar tarafından da kabul edilmesine yol açmıştır. Nitekim Birleşmiş Milletler de bunu kabul ediyor. İki eşit halk vardır. Nasıl oluyor da iki eşit halkın olduğu bir Kıbrıs’ta bu zenginliklerin paylaşımına sadece bir tarafa, Rum halkına söz hakkı veriliyor. Türkiye’nin garantör bir ülke olmasına rağmen nasıl oluyor da sadece Rum halkı hem başka uluslararası şirketlerle hem başka ülkelere anlaşmalar yapıyor ve o şekilde Kıbrıs Türklerinin haklarını ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası hukuktan doğan haklarını ihlal ediyorlar.”
"Dünyaya karşı gerektiğinde direnebilmemiz çok önemli"
Başbakan Tatar, "Bu büyük bir olaydır. 1571’de başlayan yolculuğumuz, 1960’da, 1968, 1974 olayları, Mehmetçiğin adaya gelmesi, 1983’de KKTC’nin kurulması, 2019’da gelişmekte olan bu sondaj çalışmaları ve dolayısıyla Kıbrıs’da, KKTC ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin bu bölgedeki hak, çıkar ve menfaatleri, bütün bunların korunabilmesi için, bütün bunların ileriye götürülebilmesi için temaslarımızın, ilişkilerimizin ve bir bütün olarak dünyaya karşı gerektiğinde direnebilmemiz çok önemli" ifadelerini kullandı.
Konferansın ardından Başkaban Tatar ve beraberindeki heyet Mevlana Hazretlerinin Türbesini ziyaret ederek burada dua etti. Ardından Başbakan Tatar, İstanbul’a gitmek üzere Konya’dan ayrıldı.