Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Ayşegül Parlak, “RSV, Çocukları enfekte eden çok yaygın ve bulaşıcı bir virüstür. Hastalık kasım-aralık ayında başlar nisana kadar etkisini sürdürür. Risk grubundaki çocuklarda ciddi enfeksiyonlara hatta ölümlere neden olur” dedi.
Pendik Medipol Üniversite Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Ayşegül Parlak, bulaş riski oldukça yüksek olan ve ölümcül risk taşıyan Respiratuvar Sinsisyal Virus (RSV enfeksiyonu) hakkında açıklamalarda bulundu. RSV’nin pek çok rahatsızlığa neden olduğunu belirten Uzm. Dr. Ayşegül Parlak, “Çocuklarda burun akıntısı, öksürük ve ateş şeklinde görülür. Bebeklerde huzursuzluk, beslenememe, sık nefes alma, solunum düzensizlikleri, krup, orta kulak iltihabı, bronşiolit ve zatürreye neden olabilir. Prematüre doğum, doğuştan kalp, akciğer rahatsızlığı ve bağışıklık sistemi bozulmuş çocuklarda ölümcül risk barındırır” bilgisini verdi.
Aralık ayına dikkat
Bu virüsün tedavisinde antibiyotiğin yeri olmadığını belirten Uzm. Dr. Ayşegül Parlak, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “RSV’nin spesifik bir tedavisi yoktur. Şikâyetlere yönelik destek tedavisi uygulanır. Yani beslenmesi bozulan hastaların sıvı kaybının yerine konulması, solunumun dikkatli değerlendirilmesi ve gerekli hastalara oksijen desteği sağlanması şeklindedir.
RSV, 2 yaşına kadar hemen hemen her çocuğu enfekte eden çok yaygın ve bulaşıcı bir virüstür. Hastalık genellikle kasım-aralık ayında başlar nisana kadar etkisini sürdürür. Bebek ve çocuklar bu hastalığı üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde geçirir. Prematür bebekler, kalp veya akciğer sorunlu ve immun yetmezliği bozuk olan çocuklarda ciddi enfeksiyonlara hatta ölümlere neden olur.”
“Virüs elde yarım saat canlı kalıyor”
RSV’nin oldukça bulaşıcı olduğunu, insandan insana temas ya da virüsün barındığı eşyalarla geçtiğini anlatan Uzm. Dr. Ayşegül Parlak, “Damlacık yoluyla bulaş oldukça kısıtlıdır. Kuluçka süresi birkaç gün ile birkaç hafta arasındadır. Bebekler ve bağışıklık sistemi bozulmuş çocuklarda bulaştırma daha uzun sürelidir. RSV yüzeylerde saatlerce, ellerde yarım saatten fazla süre canlı kalabilir. RSV’nin tanısı solunum yolu salgılarından konulur. RSV antijeni bakılan RSV antijen saptama testi kullanılır. Hem hızlı hem de yüzde 90 oranında doğru sonuç veren bir yöntemdir” açıklamasını yaptı.
“Tedavide antibiyotik faydasız”
RSV’nin çocuklarda en sık üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri olan burun akıntısı, öksürük ve ateş
şeklinde ortaya çıkabileceğini söyleyen Uzm. Parlak ailelere şu uyarıda bulundu: “Bebeklerde huzursuzluk, beslenememe, sık nefes alma, solunum düzensizlikleri, krup, orta kulak iltihabı, bronşiolit ve zatürreye neden olabiliyor. Prematüre doğum, doğuştan kalp, akciğer rahatsızlığı ve bağışıklık sistemi bozulmuş çocuklarda alt solunum yolu enfeksiyonlarına hatta ölümlere neden olabiliyor. RSV viral bir enfeksiyon olduğu için tedavide antibiyotiğin yeri yoktur. Risk grubu, 6 aydan küçük bebekler ve ağır seyreden vakalarda hastaneye yatırılarak tedavi ve takip yapılır.”
“Maske, mesafe ve temizlik”
Çocukları RSV’den korumanın yollarına ilişkin de bilgi veren Uzm. Dr. Ayşegül Parlak, “Hastayla temasın sınırlandırılması, maske ve el yıkama yayılımı engelleyecek başlıca eylemlerdir. Kalabalık ortamdan uzak durulması, sigara içilen ortamda bulunmaması, anne sütünün desteklenmesi, rutin aşıların eksiksiz ve zamanında yapılması, risk gruplarının yakın takibi korunma yöntemleridir” açıklamasını yaptı.
“Yüksek risk grubundaki üç çocuk”
Yüksek risk grubundaki hastaların tedavisi sınırlı olduğu için, koruyucu önlemler daha fazla önem kazandığını vurgulayan Parlak, sözlerini şöyle tamamladı: “RSV’nin risk haritasında üç grup öne çıkıyor. İlki kronik akciğer veya kalp rahatsızlığı olan 2 yaş altı çocuklar. Diğeri, 29 haftanın altında doğan ve RSV mevsimi başladığında 1 yaşında küçük çocuklar. Sonuncusu ise 29-32 hafta arasında doğan ve RSV mevsimi başladığında 6 aydan küçük çocuklar. Sonuç olarak, bu kadar sık gördüğümüz ve riskli çocuklarda ölümcül seyreden hastalık için maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymalıyız.”
-İHA-
Kaynak: İHA