Çoğunlukla çocuk doğmadan önce beyin gelişiminde ortaya çıkan bir anormallik veya bozulmadan dolayı meydana gelen ve Serebral palisi olarak bilinin beyin felcinin nedenleri ve tedavi yöntemleriyle ilgili uzmanlar uyarılarda bulundu.
Son yıllarda artan enfeksiyonlara bağlı olarak Serebral palsi ile doğan çocuk sayılarında da artık olduğunu ifade eden Travmatoloji ve Ortopedi Uzmanı Vusal Mahmudov, “Problemdeki artışın nedenlerinden biri, son zamanlarda doğumda teknik yeteneklerin genişlemesi. Canlı doğum kriterleri geliştikçe bu tür sorunlar doğal olarak artmaktadır. Teknik kapasite ne kadar büyük olursa, serebral palsi ile doğan çocuk sayısı o kadar da fazla olmaktadır. Örneğin, 20 yıl önce 1 kg ve altındaki çocukları hayatta tutmak imkansızdı. Mevcut olanaklar o zaman yoktu. Mevcut fırsatlara sahip değildi. Ama şu anda ülkemizde 600 gram doğan çocuk şu anda yaşatılmaktadır. Prematüre ve düşük ağırlıkla doğmuş çocukların hayatta kalma şansı arttıkça, serebral palsi oluşum yüzdesi de artacaktır. Teknoloji gelişti ve bu çocuklar hayatta kaldı fakat beyinleri doğumda gelişemedi ve yaralanan ilk organ da beyinin ta kendisi oldu. Ek olarak, hastalıklı bir hamileliğin sonunda serebral palsili bir çocuğu doğurma riski yüksektir. 20 yıl önce günümüz enfeksiyonları yoktu. Artık sayısız enfeksiyonlar var. Kadınların sigara ve alkol içmesi bir çok hastalığın nedenleri arasında yer almaktadır“ dedi.
“ÜLKEMİZDE EN ÇOK GÖRÜLEN HASTALIK OLABİLİR”
Serebral palsinin bir süre sonra ülkemizde en sık görülen hastalıklardan biri olma ihtimalinin yüksek olabileceğine de dikkat çeken Mahmudov, “Genel olarak, Serebral palsi, dünyadaki en yaygın engelli çocuk hastalıklarından biri gibi kabul edilir. Engelli çocuklar için engelli maaşının sağlanması, sosyal güvenlik ve rehabilitasyon merkezlerinin kurulması bütçe üzerinde yeni bir yük olacağından bu durum devlet için ciddi zorluklar meydana getirecektir. Bu nedenle, bu sorunu ne kadar erken çözersek, sorunu ne kadar erken tespit edip tedavi edersek, sorunu o kadar önleyebiliriz. Aileler genç yaşlarında bu tür hasta çocuklarına bakabilirler, fakat yaşlandıkça devlet onlara bakmak zorunda kalacaktır. Maalesef ülkemizde bu hastalığı tedavi eden çok az sayıda doktor var. Nüfusu 80 milyon olan Türkiye’de 10 bin ortopedi doktoru var ve bunların sadece 5-10’u serebral palsiyi tedavi ediyor” diye konuştu.
“AİLELER BİLİNÇLENDİRİLİRSE SEREBRAL PALSİ DAHA AZ GÖRÜLÜR”
Uzmanlar tarafından anne adayları bilgilendirilmeleri halinde Serebral palsi etkisinin daha az olacağını da ifade eden Uzman Dr. Vusal Mahmudov, şunları söyledi:
“Tüm prosedürler zamanında yapılırsa, çocuk en azından kendi kendine bakım sağlayacak seviyeye ulaşabilir. Bugün topluma kazandırdığımız o kadar çok beyin felci hastası var ki, onlar çalışıyorlar, kazanıyorlar, devlete, topluma fayda sağlıyorlar, hatta evleniyorlar ve çocuklarını muayene için bize getiriyorlar. Biz doktorların da bu yönde ciddi bir sorumluluğumuz var: farkındalık yaratmalıyız, bu konularda televizyonda, medyada, sosyal ağlarda sık-sık konuşmalar yapmalıyız. En azından, sorunu önlemek adına insanlara ne yapılması gerektiğini açıklamamız gerekiyor. Rahimde beyin felcini tespit etmek neredeyse imkansızdır. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde serebral palsi tanı yaşı doğumdan sonraki ilk 6 ay ile 2 yıl arasındadır. Kardeş Türkiye’de bu rakam 2.5-4 yıl aralığındadır: Oradaki doktorların zayıf olduğundan değil, bu durum serebral palsinin türüne ve ne zaman ortaya çıktığına bağlıdır. Evet, bazı aileler durumu çocuğu doğar doğmaz belli eder, bazı ailelerde de çocuğu 14-15 yaşlarındadır, onların çocuklarının beyin felçli olduğu bilinmemektedir. Elbette burada ailelerin eğitimi ve dünyaya bakış açısı da çok önemlidir. Örneğin, en büyük sorunlardan biri doğumun evde germekleştirilmesidir. Hala bizim bazı ilçe ve köylerde doğum evde yapılıyor. Bu da riski artırır. Bu nedenle de tarafımıza bu sorunla başvuranların büyük çoğunluğu söz konusu bölgelerden gelmektedir. Söz konusu annenin zamanında yapılmış ultrason muayenesinin olmaması, enfeksiyon tedavisi için muayene edilmemesi ve evde doğum yapmakla hasta bir çocuğu doğurmasıdır. Doğduğundan beri çocuk doktoru tarafından görülmeyen ve aşı yapılmayan çocukların bile bize getirildiğini düşünün. Tüm bu konularda biliçlendirilme gerekmektedir. Serebral palsi, beyni gelişmemiş, fakat kalıcı hastalıktır. Bununla ilgili çalışmalar var, kök hücre transferi var, belki ileriki dönemlerde bir tedavi yöntemi bulunur. Fakat temel olarak yaptığımız müdahalelerimiz maksimum sonuçlara ulaşmamızı sağlamaktadır, örneğin vakayı kendi kendini yöneten bir düzeye ulaştırabiliriz. Serebral palsi olduğu bile bilinmeyen hastalar var fakat ne yazık ki beyinde hasar kalmaktadır.”
(İHA)
Kaynak: İHA