Selçuk’ta AMES hastalığına yeni tedavi umut oldu
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesinde AMES (Akut Mitokondriyopati ve Ensefalopati Sendromu) hastaları için yeni bir tedavi yöntemi uygulandı.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları A.B.D. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Arslan, tarafından AMES hastası Mevlüt Taha Çalışkan (6) uygulanan yeni tedavi yöntemiyle hayata döndü. Prof. Dr. Şükrü Arslan, AMES (Akut Mitokondriyopati ve Ensefalopati Sendromu) hastalığının tedavisinde hastalar üzerinde uyguladıkları yeni tedavi yöntemiyle yüzde 70 başarı elde ettikleri anlattı.
20 yılı aşkın süredir AMES hastalığının üzerinde çalıştıklarını ifade eden Prof. Dr. Şükrü Arslan, “Aslında biz bir hastalığın adını yeniden tanımladık. Hastalık daha önceden bilinen bir hastalık olmasına rağmen tek tek vakalar şeklinde ortaya konuyordu. Bir tedavi planı yoktu. Biz tüm bu klinik ve laboratuvar bulguları bir araya getirdik ve bunları açıklayıcı bir isim taktık. Bunları 18 Mart 2019 tarihinde etki faktörü yüksek olan bir bilimsel dergide yayınladık” dedi.
Akut Mitokondriyopati ve Ensefalopati Sendromu hastalığını anlatan Prof. Dr. Arslan, “Hastalık, Reye Sendromu isimli bir hastalık, biz yeni tam bir açıklayıcı isim koymak adına kısa adı AMES koyduk. Bu hastalıktaki temel bozukluk mitokondri dediğimiz hücrelerdeki enerji santralinin bozukluğudur. Bütün hücrelerimizde bizim mitokondri dediğimiz enerji santrallerimiz vardır.Eğer bu enerji santralleri olmazsa hayati fonksiyonlar görevini yerine getiremez ve vücudumuzda enerji üretemez. Enerji üretemediğimiz zamanda, en çok enerji isteyen organlarımızda, beyin, kas dokusu, karaciğer ve böbrek gibi organlarımızda hastalıklar başlar. Böyle olunca da beyin bilinç bulanıklığından, derin komaya kadar giden bilinç kaybına, kusmalara, havale geçirmelere ve beyindeki damarlarda su toplanması sonucu da beyin ödemine maruz kalır. Bunun dışında kaslarımızda, karaciğerimizde ve böbreklerimizde yetmezlikler ve organ hastalıkları ortaya çıkabilir” diye konuştu
"Hastalık daha çok 0-5 yaş grubu çocuklarda ortaya çıkıyor"
Hastalığın tanısında özellikle acil, yoğun bakım ve ameliyat hekimlerinin mutlaka farkında olması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Arslan, “Hastalık, daha çok 0-5 yaş grubu çocuklarda ortaya çıkıyor. Bu hastalığı ortaya çıkaran dört faktör vardır. Bunlar; doğuştan metabolik hastalıklar, nezle, grip mikropları gibi viral enfeksiyonların vücutta bulunması, suda boğulma, ameliyatta oksijensiz kalma, kalp yetmezliği,akciğer hastalıkları gibi vücudun oksijensiz kaldığı durumlarda ortaya çıkıyor.Bunun yanı sıra ilaçlara ve gıdalara bağlı olarak zehirlenmelere maruz kaldığımız durumlarda da görülebiliyor. Tedavi edilemezse eğer hastalar bir oranda kaybediliyor ya da beyin fonksiyonlarını yerine getiremedikleri için sakat kalıyorlar” ifadelerini kullandı.
Yeni bir tedavi yöntemi önerdiklerini ifade eden Prof. Dr. Arslan, şunları kaydetti: “Eskiden bu hastaların tek tek tedavi başarısı yüzde 30’ların altındaydı ancak şu anda tedavi başarı oranımız yüzde 70’lere çıktı. Yeni bir tedavi yöntemi öneriyoruz, esas iddialı olduğumuz alanda bu hastalığın ismi farklı ülkelerde çeşitli olabilir. Bu çok önemli değil.Ama tedavi bizim en iddialı olduğumuz yer çünkü tedavide çok başarı olduğumuz söyleyebilirim.Doğuştan metabolik hastalıkları dahil etmezsek diğer sebeplere bağlı gelişen hastalıklarda başarı oranın yüzde 80-90’lara çıkacağını tahmin ediyorum. Bu hastalığın adını tanısını koyduktan sonra tedavisi çok kolay hatta diğer sebeplere bağlı olarak gelişen beyin ödeminde de bu tedavi şekli çok başarılı sonuçlar veriyor. Dolayısıyla şu anda tıpta uygulanan güncel beyin ödemi tedavisi yerine farklı bir tedavi öneriyoruz ve bunun çok daha başarılı olduğunu iddia ediyoruz. Tedaviyi aslında bir paket program olarak uyguluyoruz. Bu tedavi yönteminde; daha önceden düşük dozda kullanılan ilaçların biraz daha yüksek dozda kullanıyoruz. Beyin ödemini çözmek için albumin denilen ilacı ve bunun da idrarla atılması için idrar söktürücü ilaçları hastaya veriyoruz. Çocuğun pozisyonunun 30 ila 35 derece başının yukarıda olacak şekilde yatırarak kafaya lokal soğuk buz uygulaması yapıyoruz. Bu tedavi şekli her yerde her doktorun uygulayabileceği bir tedavi yöntemi diyebiliriz.”
"Yeni tedavi yöntemi 56 AMES hastasına uygulandı"
Yeni tedavi yönteminin, 56 AMES hastasına uygulandığını belirten Prof. Dr. Arslan, başarı oranının yüzde 70 olduğunun altını çizdi. Ailelerin hastalığı fark etmesinin mümkün olmadığını dile getiren Prof. Dr. Arslan, hekimi tanıya götürecek olan uyarıcı faktörün laboratuvar bulguları olduğuna vurgu yaparak hastalık sırasında CPK enziminin normalinden bin katı kadar yüksek olduğunu söyledi.
Hastalıkta başarı oranının yükseltmek için tüm Türkiye’de acil ve yoğun bakımda çalışan doktorların haberdar olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Arslan, "Kongrelerde ya da toplantılarda bu tedavilerin klinik ve laboratuvar bulgularının anlatılması lazım. Bizim de bunu gönüllülükle yapabileceğimizi söylemek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Mevlüt Taha hastalığa 1,5 yaşındaki yakalandı
Mevlüt Taha Çalışkan’ın hastalandığında henüz 1,5 yaşında olduğunu dile getiren Baba Zühtü Çalışkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ailece pikniğe gitmiştik. Oğlum park alanında fıskiye havuzuna düşmüş ve boğularak kalbi durmuştu. Bulduğumuzda solunum yoktu. Ambulansta tekrar kalbi çalıştırıldı. İlk etapta oğlum, yaklaşık 6 gün uyutuldu. Hayati fonksiyonları yok denecek kadar azdı. Ellerde ve ayaklarda kasılmalar vardı. Gözleri 1 ay görmedi, burnundan besleniyordu. 13 gün yoğun bakım olmak üzere toplamda 48 gün hastanede kaldı. Ama Prof. Dr. Şükrü Arslan hocamın uyguladığı tedavi yöntemiyle imkansıza yakın bir iyileşme oldu. 4 ay sonra çocuğumuzun ellerinde tutaraktan tekrar hastaneye hocama ziyarete geldik. Allah’a çok şükür çocuğumuz büyük oranda iyileşti.”
Prof. Dr. Arslan, Mevlüt Taha Çalışkan’ın oksijensiz kalma vakası olduğunu dile getirerek tedavinin yüksek oranda başarı gösterdiğini söyledi.
(Haber Kent)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.