“Sahada da rejimin saldırganlığı arttı ve arsızlaşmaya başladı”

“Sahada da rejimin saldırganlığı arttı ve arsızlaşmaya başladı”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlib’deki saldırıya ilişkin, “Sahada da rejimin saldırganlığı ar...

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlib’deki saldırıya ilişkin, “Sahada da rejimin saldırganlığı arttı ve arsızlaşmaya başladı. Dün de bizim askerlerimize saldırdılar ve 8 şehidimiz var. Tabii ki karşılığını verdik, çok fazla zayiat verdiler. Bundan sonra da bunun karşılığını vereceğiz ve burada da durmayacağız" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “yeniden Asya” politikası özelinde Asya ülkelerinin büyükelçileri ve misyonlarının ağırlandığı toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İdlib’de Mehmetçiğe yönelik saldırıya ilişkin Çavuşoğlu, “Yaklaşık 1 hafta önce de Rus mevkidaşımla görüşmüştüm. Rejimin saldırganlığının artmaya başladığını, bunun olumsuz neticeler doğurduğunu ve birçok insanın evini terk etmek zorunda kaldığını ve bize doğru on binlerce insanın hareket ettiğini, bir an önce rejimin bu saldırganlığını durdurmak gerektiğini kendilerine söylemiştim. Ayrıca yine bölgedeki İdlib gözlem noktalarımıza da taciz ateşleri yaptığını, dolayısıyla buna devam ederlerse de karşılık vereceğimizi, bir an önce bu anlamda da rejimi durdurmaları gerektiğini Rus mevkidaşım Sergey Lavrov’a söyledim. Neden Sergei Lavrov’a söylüyoruz, neden dün kendisini tekrar aradık. Çünkü Astana sürecinde ve Soçi sürecinde Rusya ve İran bizim ortaklarımızdan birisidir. Bugüne kadar Astana sürecinin ve de Soçi süreçlerinin bu üçlü mekanizmanın amacı neydi; sahada ateşkesi tahkim etmek, kalıcı hale getirmek ve siyasi süreçte ilerlemeler sağlayarak bir an önce Suriye’ye barış ve huzuru getirmek, Suriye’nin sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamaktı. Bu anlamda önemli adımlar attık, Anayasa Komisyonu kuruldu. Anayasa Komisyonu’nun kuruluşunu Ankara’da ilan ettik. Biliyorsunuz yine Soçi formatındaki güçlü liderler zirvesinde açıklanmıştı ve ilk toplantısı başarılı geçti, ikinci toplantısı rejim kabul edilemez şartlarla gelince başarısız oldu. Üçüncü toplantı için bir taraftan Petterson, bir taraftan bizler çaba sarf ediyoruz. Tüm bunlar devam ederken sahada da rejimin saldırganlığı arttı ve arsızlaşmaya başladı. Dün de bizim askerlerimize saldırdılar ve 8 şehidimiz var. Tabii ki karşılığını verdik, çok fazla zayiat verdiler. Bundan sonra da bunun karşılığını vereceğiz ve burada durmayacağız. Rejimin bu saldırganlığını bir an önce durdurmak gerekiyor, dün Lavrov’a verdiğim mesaj oydu” diye konuştu.

"ASTANA VE SOÇİ SÜREÇLERİ YARA ALMAYA BAŞLADI"

Astana ve Soçi süreçlerine ilişkin soru üzerine Bakan Çavuşoğlu, “Astana ve Soçi süreçleri son zamanlarda tamamen ortadan kalkmadı ama yara almaya başladı ve önemini kaybetmeye başladı. Sahada çatışmalar devam ederken, rejim askeri çözüme inanırken siyasi amaç güden Astana ve Soçi süreci elbette zarar almıştır. Bizim amacımız şu anda Ruslarla olan temasımız değişik düzeylerde, askerlerimizin temasları var, istihbaratın temasları var. Cumhurbaşkanımız aynı şekilde bugüne kadar Putin ile çok sayıda görüşme yaptı. Bu temaslardaki amacımız Astana ve Soçi süreçlerini canlı tutmak, daha da güçlendirerek siyasi çözüme gitmek. Ama sağda bu saldırılar devam ederken, bu çok kolay değil. Şimdi acilen yapılması gereken şey rejimin bu saldırılarını durdurmak ve yerinden edilmiş insanları, ki 12 Ocak gecesi itibarıyla bir ateşkes daha ilan edilmişti. Sadece ateşkes değildi, buradaki amaç yerinden edilmiş insanların da koridorlar açılarak evlerine tekrar geri dönmesini sağlamaktı” ifadelerini kullandı.

"REJİM BAHANELER ÜRETEREK SALDIRIYOR"

Türk gözlem noktalarının rejim askerlerinin bulunduğu bölgede kalmasına yönelik Türkiye’nin atacağı adımlara ilişkin soruya ise Bakan Çavuşoğlu, “Buradaki bizim gözlem noktalarımızın amacı biliyorsunuz ihlalleri gözetlemek. Aynı şekilde bu bizim gözlem noktalarımızın ötesinde de Rusya’nın gözlem noktaları vardı. Sahada bu ihlaller rapor ediliyor ama bunun bir faydası yok. Şimdi sürekli rejim orada teröristler var diyerek böyle bir bahaneyle İdlib’i almak için saldıracaklarını bekliyorduk. Bunu önlemek adına birçok mekanizmalar oluşturuldu. Rusya ile Soçi anlaşmasının da amacı buydu. Bu çerçevede gözlem noktaları kuruldu. Gözlem noktalarımıza taciz ateşleri olunca buraları güçlendirmek de bizim görevimiz. Dünkü gönderilen askerlerimizin de amacı bu gözlem noktalarını biraz daha güçlendirmek ve bu saldırılara karşı herhangi bir saldırı olursa gerekli tedbirleri almaktı. Bunu da yapmak bizim en doğal hakkımız” yanıtını verdi.

"Rejimi kontrol edemiyoruz, durduramıyoruz bahanelerini de doğru bulmuyoruz"

Rusya tarafına bilgi verilmediği iddialarına ilişkin Bakan Çavuşoğlu, “Özellikte kuzeydoğu Suriye bölgesinde Amerika oradayken, daha doğrusu Amerika ile sürekli bu bilgilendirme faaliyetlerini sürdürüyorduk karşılıklı olarak. Aynı şekilde bölgesinde ve diğer bölgelerde de şimdi aynı yine Fırat’ın doğusunda da Ruslar’da orada, her zaman bilgilendirme yapılıyor. Dün Lavrov’un kendisi de söyledi, bir taraftan kendi askerleri bizim askerlerimizin bildirimde bulunmadığını iddia ettiğini söylerken, diğer taraftan sahada askerlerin ve istihbaratlarımızın adeta online şeklinde temas halinde olduğunu kendisi de söylüyor. Dolayısıyla böyle bir bildirimde bulunmak mümkün değil, sürekli biz her faaliyetimizde bir çatışma olmasın, bir dost ateşi olmasın, özellikle Rusya ile Türkiye arasında da olmasın diye bu bildirimlerde bulunuyoruz. Yani burada rejimi biz tam kontrol edemiyoruz, durduramıyoruz bahanelerini de doğru bulmuyoruz ve amacımız, bu diyaloğun amacı da Rusya’da beraber tekrar sükuneti sağlamak ama rejimin dizginlenmesi gerekir. Bütün bunlar gösteriyor ki rejim siyasi çözüme değil, daha önce de söylediğimiz gibi askeri çözüme inanıyor” dedi.

“BAZI MÜSLÜMAN ÜLKELER MAALESEF AMERİKA’YI MEMNUN EDECEK BAZI AÇIKLAMALAR YAPTI”

Cidde’deki İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları İcra Komitesi toplantısında Filistin hakkında hazırlanan taslak metnin onaylanmasına dair gelişmeleri de paylaşan Çavuşoğlu, “Filistinli kardeşlerimizin hazırladığı taslak metnin onaylanması önemliydi. Yani Amerika’nın sözde barış dediği bu ilhak ve işgal planını biz de İslam alemi olarak, İslam İşbirliği Teşkilatı olarak reddettik ve orada yaptığımız konuşmalarda da Türkiye olarak ve İslam dünyası olarak yapmamız gerekenleri bir kere daha kayda geçirdik. Sadece İslam İşbirliği Teşkilatı’nda ve Arap Ligi’nde karar almak, ortak deklarasyon kabul etmek yetmez. Daha önce iki defa İstanbul’da da olağanüstü zirveler gerçekleştirmiştik. Sayın Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde ve bu toplantılardan sonra bu zirvelerde alınan kararlardan sonra bunları BM’ye taşıdık ve BM Genel Kurulunu olağanüstü toplantıya çağırarak iki çok önemli karar aldırdık. Ve bu kararlar açıkça Amerika’nın politikalarının yanlış olduğunu söylüyor. İsrail’in de Filistinli kardeşlerimize saldırganlığını, bu tutumlarının hukuki olmadığını vurgulayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul kararlarını hatırlatan önemli kararlar aldık. İslam dünyasının işbirliği içinde olması lazım, birlik içinde olması lazım. Amerika planı açıkladıktan sonra bazı Müslüman ülkelerinin maalesef istediğimiz açıklamaları yapmadığını, Amerika’yı memnun edecek bazı açıklamalar yaptığını gördüm. Dünkü konuşmamızda da bizim toplantılarımızda ortak bildiriyi destekleyip de daha sonra bunun hilafına hareket eden ülkeleri ve kişileri Allah da affetmez, ümmet de affetmez diye konuşmamızda özellikle vurguladık. Bu tür ilkesiz tutum sergileyen ülkelere de, siyasetçilere de bir uyarıda bulunduk” diye konuştu.

(İHA)

Kaynak: İHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.