Kılıçdaroğlu’na “Samira” benzetmesi
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “Bugün kalkmış Hz. Musa olmaktan bahsediyor, firavun diye bizi nitelendiriyor. Kendisinden Musa olmaz, kendisinden firavun da olmaz. Çünkü firavun da bir şahsiyettir. Kendisinden olsa olsa Musa’nın kavmine ihanet eden Samira olur” dedi.
AK Parti Sözcüsü Ünal, MKYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. 23 Nisan özel oturumunda yaşanan gerginliğe değinen Ünal, “23 Nisan özel oturumunda yabancı misyon şeflerinin, büyükelçilerin önünde TBMM’nin mehabetine uygun oymayan bir dil ve üslubu ana muhalefet partisi genel başkanının kullanması son derece üzücü olmuştur. TBMM’nin 20 Temmuz’da aldığı kararı TBMM’nin çatısı altında konuşan bir Genel Başkanın sivil darbe olarak nitelendirmesi, TBMM’yi hedef alan bir işgal girişimini kontrollü darbe olarak nitelendirmesi zaten her şeyi özetleyen bir durum. Grup başkanvekilliği soytarılık yapma yeri değildir. Grup başkanvekilliği, bu ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına parmak sallama yeri değildir. Bir siyasi hareketin liderine, Cumhurbaşkanına birilerinin parmak sallama hakkı, haddi yoktur. Buradan herkesin kendi parmağına sahip çıkmasını öneriyoruz. O parmağın arkasındaki irade o parmağın sahibine ait değildir. Kime yaslanarak o parmağı salladıklarını biz çok iyi biliyoruz. Bu devletin başkanı olarak anayasamızın nitelendirdiği Cumhurbaşkanımıza parmak sallayanlar şunu çok iyi bilsinler ki; biz iktidar sorumluluğumuz olduğu için, aman Meclis çalışsın, istikrar bozulmasın, başka ülkelerin büyükelçilerinin önünde Meclisin mehabetine zarar gelmesin diye susuyorsak bunu birileri bir zaaf veya zayıflık zannetmesinler. Böyle bir edepsizlik, hadsizlik, terbiyesizlik olamaz, bunu asla kabul etmeyiz” ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU’NA ELEŞTİRİLERİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalar hakkında ise Ünal şunları söyledi:
“Bugün ana muhalefet partisinin Genel Başkanı, her zaman olduğu gibi, öyle bir siyasi profil var ki karşımızda kasetle gelmiş, yalan söylemekten imtina etmeyen bir profille karşı karşıyayız. Bugün kalkmış Hz. Musa olmaktan bahsediyor, firavun diye bizi nitelendiriyor. Firavunu bilmez, Musa’yı bilmez, Musa olmak ne demektir bunu bilmez. Kendisinden Musa olmaz, kendisinden firavun da olmaz. Çünkü firavun da bir şahsiyettir. Kendisinden olsa olsa Musa’nın kavmine ihanet eden Samira olur. Biz hiçbir zaman kavmimize ihanet etmedik. Biz hiçbir zaman buzağıya tapmadık. Biz Musa’yı da biliriz, firavunu da biliriz, Samira’yı da biliriz, lideri de biliriz, sadakati de biliriz, lidere gösterilen ve liderle yapılan istişarenin onların anladığı şekilde bir teslim olmak değil; aynı istikamete, aynı derde, aynı davaya talip olanların ve aynı yolda yürüyenlerin yol arkadaşlığı anlamına geldiğini biliriz ama onlar yol arkadaşlığını da bilmezler. Bunların bizimle ilgili konuşmaya başladıklarında öncelikli olarak kendilerinin farkında olmaları gerekiyor.Bugün, faiz, tefecilik, İngiltere’de faiz lobilerine bizim verdiğimiz faizlerden bahsetti. Sürekli aynı yalanları tekrar etmekten vazgeçmiyor. Bundan dolayı da bir rahatsızlık hissetmiyor. Biz iktidara geldiğimizde toplanan her 100 liralık verginin 86 lirası faize gidiyordu. Şimdi toplanan her 100 liralık verginin 12 lirası faize gidiyor. Kendisinin bugüne kadar yaptığı işlere baktığımızda kendisine bizim bir değerlendirme yapabileceğimiz bir husus olmuş mudur diye düşünüyorum ama yok, ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde. Bunun eseri var mı? Var. Ne var? SSK. SSK Genel Müdürlüğü döneminde insanlar hastaneye girebilmek için 25 bin lira ödeyip galoş alıyorlardı. Şimdi o dönemde durum buyken kalkmış utanmadan bizim dönemimizi faizcilikle itham ediyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Kasetle gelen, 15 Temmuz kaçkını, her seçimde millet tarafından yenilgiye uğratılmış birisinin kayığından bahsediyoruz. Birileri bu kayığa binmek istiyorsa onlara da hayırlı olsun diliyoruz.”
MKYK’DA ALINAN KARARLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan MKYK’nın gündemi ve alınan kararlar hakkında da bilgi veren Ünal, “Bugün Seçim İşleri Başkanlığının sunumunda Merkez Karar Yönetim Kurulu, bazı yetkilerini Seçim İşleri Başkanlığına devretmiştir. Partimiz listesinden gösterilecek adayların tespiti ve sıralamasının bütün seçim çevrelerinde merkez yoklaması usulüyle yapılmasına ki bunu da biz 3 ve 4 Mayıs’ta temayüllerimizi gerçekleştireceğiz. 2 Mayıs Çarşamba, 3 Mayıs Perşembe, 4 Mayıs Cuma günü temayül sonuçlarının tasnifini gerçekleştireceğiz. Partimize adaylık başvurularının 24 Nisan 2018 (bugün) itibariyle başlaması ve 29 Nisan’da sona ermesini kararlaştırdık. Milletvekili adaylık başvurusunun doğrudan genel merkezdeki ilgili birime veya il başkanlıklarımıza başvuru formu ve eklerini teslim etmek suretiyle bizzat yapılmasına, milletvekili adaylık başvurusu yapacak olan erkek aday adaylarından 6 bin, kadın ve 18-25 arası aday adaylardan 3 bin, engelli aday adaylarından engellilik halini belgelemeleri şartıyla bin lira özel aidat alınmasına ve bu konularda da MYK’nın yetkili kılınmasına karar verildi” dedi.
BBP İLE YAPILACAK GÖRÜŞME
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ile yapılacak görüşmenin sorulması üzerine Ünal, “Daha önce hem genel başkanımız tarafından hem de sözcüler tarafından defalarca görüşmeler konusunda kapımızın herkese açık olduğunu ifade ettik. BBP’nin bu konuda Cumhurbaşkanımızı ve cumhur ittifakını desteklediği yönünde açık beyanı oldu. Bu açıklamalarından itibaren BBP ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bugün Mustafa Destici ile Mustafa Elitaş ve benim bir görüşmemiz gerçekleşecek. Şu anda henüz netleşmiş bir ittifak çerçevesi yok. Bu süreçte MHP ile de oturup bir ittifak çerçevesi oluşturacağız. Bugüne kadar karşılıklı görüşmelerimiz, niyetlerimizi kamuoyu ile paylaşmamızın yanı sıra ittifak protokolü dediğimiz protokol oturulup üzerinde çalışılıp konuşulacak teknik bir detay. Henüz daha o teknik detay noktasında bir çalışma gerçekleşmedi. Şu anda HÜDAPAR ve Demokrat Parti ile bir görüşme söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
CHP’DEN İYİ PARTİ’YE TRANSFERLER
CHP’li 15 milletvekilinin istifa ederek İYİ Parti’ye geçmesine ilişkin de bir değerlendirmede bulunan Ünal, “Güneş Motel vakası mahşeri vicdanda büyük bir yara açtı. Unutulmadı. Böyle bir şey olduğunda herkes aynı anda travmatik etki gibi Güneş Motel’i hatırladı. İnsan kendi iradesinin herhangi bir şekilde kendi temsilcisinin, kendi iradesiyle seçilmiş bir milletvekilinin böyle bir pazarlığın içerisinde olmasından rahatsızlık duyuyor. Pazarlık parayla olduğu zaman kirli bir pazarlık, parasız olduğu zaman bu tür pazarlıklar kirli olmayan mıdır? Güneş Motel pazarlığı parayla oldu belki ama bugün bu pazarlığın niteliği, şekli, içeriği hangi çerçevede hangi nüfuzları içerdiğini görüyoruz. Biz burada ahlaki bir sorun gördüğümüz için sert bir tepki verdik. Siyasetin içerisinde bulunan ve siyasetin ahlakını korumanın siyasetçinin bir sorumluluğu olduğuna inanan bir insan olarak buna sert bir tepki verdik. Birilerinin ifade ettiği gibi bir panik durumu varsa bu panik durumu erken yakaladık yangından mal mı kaçırıyorlar diyen ana muhalefetin bir panik durumu var. Biz son derece rahatız. Bizim her şeyimiz hazır. Zaten biz sahadan yeni gelmişiz, biz hep sahadayız. Biz her şeyi kamuoyunun önünde yaptık. Yaptığımız her iş şeffaf. Bunlar eski kirli alışkanlıkları, bunların eski kapı arkasında iş görme alışkanlıkları, gizli kapaklı işlerden hoşlanmaları hala gizli kapaklı bir takım işler çeviriyorlar. Bizim milletten kaçıracak bir şeyimiz yok. Siz neden gizli kapaklı yapıyorsunuz bu işleri. İstifa ettiler de ne oldu. Dün mecliste gidip İYİ Parti’nin sıralarına oturmadılar. O istifa ettiği söylenen milletvekillerinin sosyal hesaplarına girin hala CHP’de gözüküyorlar. Kiraya verildi deyince kızıyorlar. Bunu söylediğimiz zaman neden kızıyorsunuz. Burada çok ahlaki bir sorun varken sessiz mi kalalım. Siyasetin namusunu, ahlakını, milletin iradesinin gereği olan temsilin etiğini korumak siyasetçi olarak tabi ki bize düşüyor. Burada mesele siyasi bir ahlak meselesidir. Bizim tepkimiz de siyasi ahlaksızlığadır. Bu tepki gösterilmesi gereken bir şeydir. Bunu o milletvekillerinin o gün gözyaşlarında gördünüz. Hangi tehditle oraya gönderildiler bilmiyorum ama bazı milletvekilleri sessiz ve derinden ağlıyorlardı” açıklamasında bulundu.
(İHA)
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.