Karaduman: “Vatandaşın Yastığının Altında Kefen Parası Bile Kalmadı”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gündeme ilişkin basın toplantısı düzenleyen Saadet Partisi (SP) Konya Milletvekilimiz Abdulkadir Karaduman, esnafın yaşadığı sıkıntıları hatırlatarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün partisinin kongresinde vatandaşlara yönelik altın ve döviz çağrısında bulunmasına tepki gösterdi.
Milletvekilimiz Karaduman, “İsrafın haddi hesabı yokken ve siz keyfi kararlarla ülkeyi karanlık bir girdaba sokmuşken hangi hakla vatandaştan fedakârlık bekliyorsunuz?” diye sordu.
“Vatandaşın Yastığının Altında Kefen Parası Bile Kalmadı”
Abdulkadir Karaduman, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Elinde döviz ve altın tutan vatandaşlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Ellerindeki döviz ve altını çeşitli finans araçlarına yatırarak ekonomiye kazandırmalarını istiyorum” çağrısına şu sözlerle tepki gösterdi:
"Keyfi kararların faturası çok ağırdır ve bu fatura bu ülkenin bütün insanlarının omuzlarına yüklenmektedir. Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum: Vatandaşın yastığının altında değil döviz ve altın, kefen parası bile kalmadı. İnsanlarımızın fedakârlık yapacak gücü kalmadı, beceriksizliğinizin bedelini ödemeye insanlarımızın takati kalmadı artık. İsrafın haddi hesabı yokken ve siz keyfi kararlarla ülkeyi karanlık bir girdaba sokmuşken hangi hakla vatandaştan fedakârlık bekliyorsunuz? Araç geçmeyen köprü ve yolların, uçak inmeyen havalimanlarının ücretini ödüyoruz şimdi de yapılacak diye ısrar ettiğiniz Kanal İstanbul’a devlet garantisi verilecek diyorsunuz. Yani zararı yine vatandaşın omuzuna yüklenecek. Bunu yaparken vatandaşa soracak mısınız? Eğer şeffaf iseniz İstanbul’da bu konuyu İstanbullulara sorun, onlardan onay alın… Kanal İstanbul referandumu yapın. Yaptığınız her hukuksuzluğu, vatandaş bize yetki verdi diye yapıyorsunuz. Kanal İstanbulla ilgili bizi dinlemiyorsunuz, bari İstanbullulara sorun da onları dinleyin."
“Türkiye İçin Güven ve İstikrar Teması Komik Bir İtiraftır”
Karaduman, 19 yıldır iktidar olan AK Parti'nin, kongresinde, "Türkiye için güven istikrar" temasını slogan olarak belirlediğini, bunun komik bir itiraftan başka bir şey olmadığını savundu.
Karaduman şöyle devam etti:
"Ülke olarak ne yazık ki sıkıntılı bir dönemi yaşamaktayız, ülkemizin yönetilemediğini aksine idare edilmeye çalışıldığını her gün daha somut bir şekilde görmekteyiz. Yönetebilmek ile idare etmeye çalışmak arasında ciddi farklar vardır. 19 yıldır işbaşında olan bir iktidarın kongresinde Türkiye için güven ve istikrar temasını belirliyor olması komik bir itiraftır. Eğer Türkiye’de güven ve istikrara ihtiyaç duyulduğu söyleniyorsa güvensizliğin ve istikrarsızlığın sorumlusu kimdir acaba? Bizler elbette sorunları doğru tespit etmek zorundayız, çözüme ulaşmanın en öncelikli şartı asıl sorunların tespit edilmesidir."
“Bozuk Anlayışta Oyuncu Değiştirmek Sorunları Kaldırmaz”
Günübirlik kararlarla ve bazı kişilerin görevden alınmasıyla sorunların çözülemeyeceğini söyleyen Karaduman, şunları kaydetti:
"Bozuk bir anlayışta hangi oyuncuları değiştirirseniz değiştirin, bu sorunları ortadan kaldıramazsınız. Görevden alınan Merkez Bankası başkanı 4 ay önce atanmıştı. Atanan kişilere sihirli değnek muamelesi yapmak, kısa zamanda döviz kurunu düşüreceğini ummak yanlıştır.
Ekonomideki istikrarsızlığı bu kişilere bağlamak gerçek sorumluları görünmez kılmıyor. İş başında "Ekonominin sorumlusu benim, ben. Benim alanım ekonomi" diyen, kimi ne zaman hangi göreve atayacağına karar verebilen bir Cumhurbaşkanı var. 24 Haziran seçimleri öncesinde 24’ünde bu kardeşinize siz yetkiyi verin, ha ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz diyen kardeşimizin faizle şunla bunla nasıl mücadele ettiğini ibretle izliyoruz. Dolayısıyla eğer güven ve istikrar sorunu varsa bunun daha yapısal sebepleri vardır."
“Dolar Yükseldikçe Fakirliğimiz Artıyor”
Reform paketine ilişkin eleştireler getiren Karaduman, "Ekonomide reform paketinden bahsedilen bugünlerde bu tür konuların gündeme geliyor olması aslında zihniyetin hiç değişmediğini gösteriyor. Bu ülkenin kaynakları çarçur ediliyor, vergiye bağımlı kalkınma anlayışı devam ediyor, ihale-rant anlayışı son sürat devam ediyor, temel ürünlerde dışa bağımlılık devam ediyor. Tabi ki olan yine vatandaşa oluyor, dolar yükseldikçe fakirliğimiz artıyor" ifadelerini kullandı.
“Ülkemizin Saadet Partisi İktidarına İhtiyacı Vardır”
Karaduman, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Dolar yükselince dışarıdan alınan ürünlerin maliyeti artıyor. Sonra bir bakıyorsunuz bir ay önce 25 lira olan bir ürün aynı markette bir ay sonra 40 lira olmuş. Doların yükselmesi demek, 435 milyar dolar olan dış borcumuzun da katlanması anlamına geliyor. İktidar, alım gücü azalan vatandaşın durumunu görmüyor, iflas eden esnafların, evine ekmek götüremeyen işsiz vatandaşın durumunu ne yazık ki görmüyor. Sonraki seçimi düşünmekten iş yapamaz hale gelen bir iktidarla karşı karşıyayız. Konuşulan konular üzerinden milletimiz kutuplaştırılıyor, asıl sorunlar öteleniyor vatandaş “açım” dedikçe gündem değiştiriliyor. Günübirlik adımlar, sorunları çözmeye yönelik olmayan, sorunları geçiştirmeyi amaçlayan yaklaşımlarla durum daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Ülkemizin, hizmet etmeyi boyun borcu olarak kabul eden Milli Görüş, Saadet Partisi iktidarına ihtiyacı vardır.
“Bakanlıklar Sembolik Birer Makam Haline Gelmiştir”
Türkiye’de ekonomiden hukuka, dış politikadan eğitime bir tıkanıklık yaşanıyorsa bunun sebebi kabinedeki şahıslar değildir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte bakanlıklar sembolik birer makam haline gelmiştir. Bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır. Bu olmadığı sürece hangi kişilerin bakan olarak atanacağı konusu sorunların çözümü noktasında belirleyici olmayacaktır.
“Lebaleb Kongrelerden Halka, Altın ve Dövizi Bozdurun Diye Bağırıyorsunuz”
Esnaflarımız zorda, çeşitli etkinliklerle seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Kredi borçlarını ödeyemiyorlar, çoğu kepenk kapatmış durumda. Konya'da Mevlana meydanında esnaflar masa ve sandalyelerini meydanda yakıyor ve feryad ediyor. Bütün birikimimizi kaybettik, borca battık. Dayanacak gücümüz kalmadı. Esnaf arkadaşlarımız 1 yıl içerisinde 20 yıllık birikimi olan evi ve arabasını satmış ve artı borcun içerisine girmiş durumda. Bize yardım edilmesini bekliyoruz diyor. Esnaflarımız, AK Parti binlerce kişiyle kongre yapıyor onlara pandemi yok da, esnafa ve gariban vatandaşa mı pandemi var diyerek adeta feryat ediyor. Siz de lebalep kongrelerden, feryat eden halka, yastık altındaki altın ve dövizi bozdurun diye bağırıyorsunuz. İnsanların aklıyla dalga geçmeyi bırakın. Hiç değilse biraz ciddi olun.”
(Haber Merkezi / Haber Kent)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.