Erdoğan: “İstanbul ve Ankara’da kaybetmedik”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Esasen İstanbul ve Ankara’da kaybetmedik. İstanbul’da 39 ilçenin 24’ünde AK Parti, birinde ittifak ortağımız MHP, 25 ilçeyi Cumhur İttifakı olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede de muhalefet ipi göğüslemiştir. Ankara’da da durum farklı değil. Başkent’imizdeki 25 ilçe belediyesinden 19’unu AK Parti, 3 tanesini MHP aldı, onlara 3 tane kaldı” dedi.
AK Parti’nin 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının açılışını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, seçim sonuçları ve sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“AK PARTİ’NİN VE CUMHUR İTTİFAKI’NIN TARTIŞILMAZ BİR BAŞARISI VARDIR”
Her seçimin bir mücadele, imtihan ve muhasebe vesilesi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart seçimlerinde bu imtihanı hamdolsun, bütünüyle demiyorum, büyük oranda başarıyla verdik. Bu mücadeleden bir kez daha anlımızın akıyla çıktık” diye konuştu.
Türkiye genelinde AK Parti olarak yüzde 44,4’lük bir oy oranına ulaştıklarını belirten ve bundan önceki yerel seçimlerde böyle bir oranı yakalayamadıklarını söyleyen Erdoğan, “Cumhur İttifakı olarak yüzde 51,7 gibi hem 16 Nisan Halkoylaması hem de 24 Nisan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ile uyumlu bir sonuç elde ettik. Karşımızdaki dörtlü ittifakın toplamı ise yüzde 44,5’ta kaldı. Oy oranları üzerinden baktığımızda AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın tartışılmaz bir başarısı vardır. Cumhur İttifakı içinde birlikte mücadele verdiğimiz MHP Genel Başkanı Bahçeliye, ekibine ve MHP’li kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Belediye başkanlıklarının dağılımında da önemli bir başarıya imza attık. Milletimiz bize 15 büyükşehir, 24 il, 516 ilçe ve 203 belde belediyesini yönetme sorumluluğunu vermiştir. Milletimiz ülkemizdeki toplam bin 389 belediyenin 758’ini AK Partili kadrolara emanet etmiştir. Oranlamayı sayısına yaptığımızda başarı çıtamızı yüzde 54,2 gibi yüksek bir noktaya çıktığını görüyoruz” şeklinde konuştu
2014 seçimleri ile karşılaştırıldığında 3 büyükşehir, 12 il, 161 ilçe, 89 belde belediyesini kaybettiklerini, buna karşılık 6 il, 125 ilçe, 89 belde belediyesini de kazandıklarının altını çizen Erdoğan, “Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da pek çok il ve ilçe belediyesinin yönetimini devraldık. Yaptığımız itirazlar YSK tarafından değerlendirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri ile ilgili süreci de sonuna kadar takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“BİZ İSTANBUL VE ANKARA’DA KAYBETMEDİK”
İstanbul ve Ankara’nın üzerinde durulması gereken yerler olarak öne çıktığını söyleyen Erdoğan, “Esasen biz İstanbul ve Ankara’da kaybetmedik, tam tersine seçimi kazandık. ‘Sayın Genel Başkan ne diyor’ diyenleriniz çıkabilir, her şeyden önce kazanmak nedir, kaybetmek nedir, bunun üzerinde durmak gerekir. İstanbul’da 39 ilçenin 24’ünde AK Parti, birinde ittifak ortağımız MHP, 25 ilçeyi Cumhur İttifakı olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede de muhalefet ipi göğüslemiştir. 25’e 14. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisindeki toplam 312 üyeden 176’sı AK Parti’ye, 4’ü MHP’ye, 132’si ise diğer partilere mensuptur. Ankara’da da durum farklı değil. Başkent’imizdeki 25 ilçe belediyesinden 19’unu AK Parti, 3 tanesini MHP aldı, onlara 3 tane kaldı. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisindeki 147 üyeden 88’i AK Parti’ye, 19’u MHP’ye, 40’ı diğer partilere mensuptur. İlçelerinde ve belediye meclislerinde ezici çoğunluk elde ettiğimiz her iki yerde büyükşehir belediye başkanlıklarını nasıl kaybettiğimizi elbette sorguluyoruz. Seçim kanunundan doğan itiraz ve düzeltme hakları bundan önceki seçimlerde de tüm partiler tarafından kullanılmıştır. CHP, diğer pek çok konuda olduğu gibi demokratik hakların kullanılmasında da sınıfta kalmıştır. CHP’liler itiraz sürecini hukuki bir mesele olmaktan çıkartarak seçimlere gölge düşürmeye, milletin kafasında istifam oluşturmaya çalışıyor. 16 Nisan Halk Oylamasının ardından CHP Genel Başkanı ve CHP yöneticileri tarafından yapılan açıklamalar arşivlerimizde duruyor. Neler konuştuklarını gayet iyi biliyoruz” açıklamasında bulundu.
“BURADA ÇOK CİDDİ BİR ÖRGÜTLÜ ORGANİZASYON SÖZ KONUSU”
İstanbul’da verdikleri mücadele sayesinde 15 bine yakın oyu gasp edilmekten kurtarılmasının dahi itirazlarının ne kadar haklı olduğunu gösterdiğini söyleyen Erdoğan, “30 bin fark diyorlardı, bu düşe düşe 13 bin küsüre kadar düştü, daha da düşecek. Son verilerle düşmeye devam ediyor. Burada çok ciddi bir örgütlü organizasyon söz konusu. Elimizdeki belgeler bunu gösteriyor. Kamu yöneticiliği vasfı taşıyanların memur sıfatı ile orada olması gerekirken, kamu yöneticisi olmadığı halde, bankalardaki işçi statüsünde diyebileceğimiz kişilerin sandıklara memur gibi sokuşturulması yenilir yutulur, bugüne kadar uygulanmış bir şey değildir. İş Bankası, Şeker Bank, Garanti Bankası, Fiba gibi bankaların yüzlerce, binlerce mensubu buralarda memur statüsüyle görev almıştır. Dün İş Bankası bir açıklama yaptı, ‘bunları bizim bilgimiz dahilinde değil’ diye. Biz zaten sizin bilginiz dahilindedir diye bir iddianın içinde değiliz ama sizin görevlilerinizin buralarda görev aldığını ifade ediyoruz. Sandığın itibarını zedelemeden, demokrasimize gölge düşürmeden, kurumlarımızı yıpratmadan milli iradenin en doğru biçimde tecelli etmesi için partimizi everilen oyların takibini elbette yapacağız” dedi.
“DEMOKRASİ SEÇİLMİŞLERİN EGEMEN OLDUĞU BİR YERDİR, ATANMIŞLARIN DEĞİL”
“Sonuçta ‘şeriatın kestiği parmak acımaz’ diyerek, içimize sinse de sinmese de YSK’nın verdiği karara uyacağız” açıklamasında bulunan Erdoğan, AK Parti’nin aslında umudunu kestiği yönünde dedikodular olduğunu belirterek, “Arkadaşlar bunu net söylüyorum, son ana kadar biz hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu bir normal yargı mücadelesi olmaktan, aslında seçim hukukuna yönelik bir mücadeledir, bunu sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Milletimiz diyor ki, ‘bu İstanbul benim içime sinmedi, burada bir şaibe olduğu kesin, bu şaibenin giderilmesi şart ki, rahatlayalım.’ Daha ilk andan itibaren belediye başkanvekillerinin odalarındaki kilitlerinin göbeğini sökecek kadar bir hırs. Zaten kazandıysan buralar size teslim edilecek. Dur bakalım daha mecliste yapılacak olan seçimler var. Mecliste seçimler yapıldı, seçimlerde de İstanbul’da tüm belediye başkan vekilliklerini bizim arkadaşlarımız kazandı. Tüm komisyonları bizim arkadaşlarımız kazandı. Encümen var önümüzde, encümenin 5 tanesi seçilmiş, 5 tanesi atanmış bir de belediye başkanı. Bunu da ben şahsen demokrasiye uygun bulmuyorum. Demokrasi seçilmişlerin egemen olduğu bir yerdir, atanmışların değil. Öyleyse buradaki dengesizliği gidererek, atanmışları seçilmişlerin üzerine egemen kılmanın bir anlamı yok. Yapılacak olan yerel seçimlerle ilgili bir düzenlemenin parlamentoda gözden geçirilişinde bunu ele almamız şart. Encümende atamışlar mı hakim olacak, seçilmişler mi, bunun çalışmasının yapılması lazım. Tüm bu tartışmalar AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak 31 Mart seçimlerinden zaferle çıktığımız gerçeğini değiştirmiyor” diye konuştu.
“BUNLARIN HESABINI SORMASINI BİLİRİZ”
“Bu iş bitti, kaybettik” noktasında olmadıklarını belirten Erdoğan, haklarını ellerindeki tüm hukuki verilere dayalı olarak arayacaklarını söyledi. Erdoğan, “Şunu da söylemem lazım, ne yazık ki biz dışarı ile bir mücadeleyi verirken içimizde de bize yanlış yapanların da olduğunu burada ifade etmeden geçemeyeceğim. Bu yeni bir şey değil, bu ilk insan ile başlayan bir süreç. Habil ile Kabil arasındaki başlayan süreç hala devam ediyor. Şimdi de maalesef içimizde belli seviyelere gelen, belli noktalara gelenlerin yaptığı çalışmalar yenilir yutulur cinsten değil. Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler, bütün seçim kampanyası boyunca bu adamlar neredeler? ‘Ben beğenmedim.’ Sen beğenmeyebilirsin. Biz herkesin beğeneceği isimleri bulma başarısını ne zaman gösterdik ki bugün de göstereceğiz. Burada bir yönetim varsa bu yönetim çalışmalarını yapar, bunun neticesinde karar verir, bu karara hep birlikte uyarız. Bu teşkilatın ahlakıdır. Bu teşkilatın ahlakından mahrum olanlar kendilerini hiçbir zaman anlatamayacaklar. Bu teşkilat sadece Ankara’da kabuğuna çekilmiş olan bir teşkilat değildir, hangi ilde, hangi ilçelerde neler oluyor bize geliyor. Gün ola harman ola. Zamanı geldiğinde bu teşkilatın geleceği için bunların hesabını sormasını biliriz. Bunları biz sırtımızda taşıyacak değiliz. Biz bunu bir hareket olarak görmüyoruz. Bu parti bir davadır. Bu davaya gönül verenler, bu davanın sır küpü içinde kendilerini sıkı tutmaları gerekir. Eğer tutmazsa kusura bakmasınlar. Biz bu yola böyle çıktık, böyle yürüyeceğiz. Bizi diğerlerinden ayıran budur. Eskiler ‘nasılsın’ diye sorulduğunda ‘sıratı geçince belli olacak’ tiye cevap verirmiş. Siyasette de nasıl olduğunuzu seçim sonuçları ortaya çıkartır. Her şeyden önce milletimiz bu seçimlerde bize ‘çalışın, bekamıza, istiklal ve istikbalimize sahip çıkın, hedeflerinizden kopmayın’ mesajını vermiştir. Bununla birlikte 10 ay önceki seçimlerde yüzde 60-70 oy aldığımız kimi ilçelerde belediye başkanlıklarını kaybetmiş olmamızın bize anlattığı mesajı da göz ardı etmiyoruz. Kırşehir, Bayburt, Erzincan, Bolu, Karaman gibi yerlerde il düzeyinde, Yozgat, Erzurum, Kırıkkale gibi yerlerde ilçe düzeyinde pek çok örnekte bu sıkıntıyı yaşadık. Bu konularda derinlemesine çalışıyoruz” diye konuştu.
ERDOĞAN KONUŞMASINI ŞÖYLE SÜRDÜRDÜ:
“Her alanda ihtiyaç duyulan değişimleri adım adım gerçekleştireceğiz. Bu adımları birileri istediği için değil kendi ihtiyaçlarımıza göre atacağız. Değişim demek her şeyi toptan tepe taklak etmek anlamına gelmez. Bizim hareketimizin mayasında ahde vefa vardır. Bu dava için verilen her emek önemlidir, değerlidir. Hiçbir emeği, birikimi, potansiyeli heba etmeyeceğiz, yeni değerlerle, yeni kadrolarla, yeni hedeflerle saflarımızı genişletip güçlendireceğiz.
Böyle dönemlerde yanımızda olanları da, karşımıza dikilenleri de unutmayız. Biz siyasette hiçbir zaman sosyal mühendislik oyunlarından, vesayet güçlerinin veya dışarının desteğinden medet ummamış, sadece Allah’ın yardımına ve milletin desteğine güvenmiş bir hareketiz. Milletimizle aramızdaki gönül bağının derinliğini anlamayanlar küçük kazanımlardan büyük sonuçlar çıkartmaya çalışıyor. Biz sürekli kendimizi yenileyerek yolumuza devam edeceğiz.
Sizlerden istişare toplantımız sırasında vicdanınız ve fikirleriniz arasına perde koymadan kanaatlerinizi bizimle açık yüreklilikle paylaşmanızı istiyorum.
Biz bu mücadeleyi kendimiz için değil, evlatlarımızın geleceği, vatanımızın bekası için veriyor. Kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu yolculukta Hakkın rızasından daha büyük bir şerefle, millet sevgisinden daha büyük bir sevda tanımıyoruz. Sırtını terör örgütlerine dayayanlar bizi anlayamaz, ikbalini siyaset mühendisliklerinde görenler bizi idrak edemez, Türkiye karşıtı senaryoların figüranlığına razı olanlar bizim mücadelemizi kavrayamaz, esen rüzgara göre yön değiştirenler, sırça köşklerinde yüksek siyasetçilik oynayanlar bizim verdiğimiz kavganın sırrına eremez. AK Parti milletin partisidir, bunun için 82 milyonun her bir ferdinin çatısı olmaya taliptir.
Zehirli oklarını partimize saplamak için dört bir yanda mevzilenmiş fırsatçılara bu meydanı bırakmayacağız.
Seçim dönemlerinde siyasi rekabet tabi ki kızışır, söylemler keskinleşir, ancak bizim siyasi kültürümüzde sandıkların kapanıp oyların sayılmasıyla beraber seçim dönemi geride bırakılır. Seçim dönemi ile icraat döneminin dinamikleri farklıdır. İcraat döneminde tüm enerji ve vakit ülkenin meselelerinin çözümüne, millete hizmet yoluna hasredilir. Biz kızgın demiri soğutalım çağrımızla işte bu ince noktaya dikkat çektik.
Gün 82 milyon olarak tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi birbirimize kenetlenme günüdür. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkesine inanan herkes Türkiye ortak paydasında zaten buluşmuş demektir. Cumhur İttifakı bu ortak paydanın lokomotifidir. Zihnini ve gönlünü terör örgütlerinin, dış güçlerin emrine vermemiş herkesi Türkiye ortak paydasında buluşmaya davet ediyoruz. Bu ülkedeki tek kutuplaşma Türkiye ortak paydasında buluşanlar ile terör örgütlerinin safında yer alanların kutuplaşmasıdır. Onun dışında bir kutuplaşma bilmiyoruz, tanımıyoruz.”
(Derya Yetim - Ömer Çetin/İHA)
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.