"Demirtaş bunun bedelini er ya da geç ödeyecektir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "53 Kürt kardeşimin kanı Demirtaş’ın eline bulanmıştır, bunun bedelini er ya da geç ödeyecektir. Yoksa tarih bizleri affetmez” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İl Başkanlığının seçim çalışmaları çerçevesinde düzenlediği miting nedeniyle Diyarbakır’a geldi. Mehmet Akif Ersoy Bulvarı’nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslenen Erdoğan konuşmasına, Diyarbakır şivesiyle, “Sahan bağınca keyfim geli Diyarbekir” diyerek başladı. Diyarbakırlıları selamlayan Erdoğan, “Aramıza girmeye çalıştılar, terör örgütüyle, hendeklerle, tehditle, yağmayla, haraçla aramıza girmeye çalıştılar. Sahabe emaneti olduğu için insanların abdestsiz girmeye çekindikleri bu şehirde Kurşunlu Camii’ni yakarak, Dört Ayaklı Minareyi yıkmaya teşebbüs ederek, aramıza girmeye çalıştılar. Diyarbakır Belediyesinin önünde anaları ağlattılar. Sizleri tarihinizden, kültürünüzden, inancınızdan, geleneklerinizden kopartıp, marjinal örgütlerin kulu kölesi yapmaya çalışarak aramıza girmeye çalıştılar. Ne der Diyarbakırlı, ‘Çürük merdivenle dama çıkılmaz.’ Bunların çürük merdiveniyle dama çıkmaya çalışanlar yerle yeksan oldular” dedi.
“ESKİ STADI MİLLET BAHÇESİ YAPACAĞIZ”
Meşreplerinde asla ayrımcılığın olmadığını anlatan Erdoğan, “Hizmet söz konusu olduğunda ayrımcılık bir yana, geri kalmış bölgelerimize daha çok imkan sağlıyor, daha çok kaynak aktarıyoruz. Yani pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Diyarbekir uzun yıllar ihmal edilmişti. Biz, ‘İzmir, Bursa, Konya ve Kayseri’de ne varsa Diyarbekir’de de o olsun’ dedik. Bunun için son 16 yılda Diyarbekir’e 35,5 buçuk katrilyon lira yatırım yaptık. ‘Burayı ayağı kaldıracağız’ dedik ve hamdolsun Diyarbekir şuanda yaptığımız yatırımlarla Doğu’nun ve Güneydoğu’nun İstanbul’u İzmir’i haline geliyor. 5 bin 325 adet yeni derslik kazandırdık. İlköğretim öğrencilerimize 560 trilyon destek verdik. Yükseköğretim öğrencileri için 5 bin 300 kişilik yurtlar inşa ettik. ‘Diyarbekir gibi sporu seven takımları iddialı şehre 33 bin seyirci kapasiteli stat yakışır’ dedik ve yaptık. Bu stat Türkiye Ziraat Kupası final maçıyla hizmete girdi. Eski stadın yerine de Millet Bahçesi yapacağız. Anneler yavrularını alacak doğru buraya gelecekler, yavrularıyla beraber koşacaklar, dinlenecekler. Biz yaparız HDP yıkar. Onlar bu ülkede yıkmak için var. Onlar buradaki evleri bombalamadılar mı, evleri yıkmadılar mı, evlerin altından tüneller açmadılar mı, camilerimizi okullarımızı yaktılar, yıktılar, bombaladılar. Bunlara gereken dersi 24 Haziran’da vermeye hazır mıyız. Siz korkuyu korkutan insanlarsınız” diye konuştu.
“TERÖRÜN KOL GEZDİĞİ YERLERDE TURİST GEZECEK”
Kentteki diğer yatırımlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Sağlıkta Diyarbakır’a bin 242 yataklı 17 hastane ile birlikte 43 sağlık tesisi kazandırdık. Bunlardan biri de 400 yataklı Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 150 yataklı Silvan Devlet Hastanesi. Kayapınar Şehir Hastanemiz bin 200 yataklı dev bir eser olacak. Durmak yok. Yakında ihalesi yapılıyor, hemen ardından inşaatına başlayıp, tamamlayacağız. İhtiyaç sahiplerine, şehit yakınlarına, gazilere, engellilere, yetimlere ve kimsesizlere 16 yılda 6,3 katrilyon destek verdik. Sur içinde asla görmek istemediğimiz acı olaylar yaşandı. Bölücü terör örgütü Sur içinde yaşayan vatandaşlarımızın evlerini, iş yerlerini yıktı, cami, okul ve hastanelerini tahrip etti. Vatandaşlarımızı kendilerine canlı kalkan olarak kullanmaya çalıştı. Biz sadece bu teröristleri imha etmekle kalmadık, Suriçini baştan sona inşa ve ihya ettik. Diyarbakır’ın bu sembol bölgesini şehrin tarihine ve kültürüne layık bir hale getirdik. Hazreti Süleyman Cami çevresini yeniden düzenledik. Gazi ve Melikahmet caddeleri üzerindeki 3 bin dükkanı yeniledik. Diyarbakır’ın tarihini, kültürünü ve geçmişini yansıtan camiler restore edildi. Sur’un kanalizasyon yağmur suyu ve içme suyu altyapısını sıfırdan yaptık. Yepyeni bir sur ortaya çıktı. Dicle Vadisi’ne 320 dönümlük park yaptık. Diyarbakır demek tarihi taş evler demek. Şuana kadar 350 taş evin inşasına başladık. Bu rakam bin 500’e çıkacak. İnşallah tüm taş evler bir yıl içerisinde bitirilecek ve hak sahiplerine teslim edilecek. Turistler buraya, Dicle vadisine taş evlere akın edecek. Terörü kol gezdiği buralarda bundan sonra turistler gezecek. Kırklar Dağı’na yaptıkları çirkinliği gördünüz. Örgüte peşkeş çekip sizin ziyaret mekanınıza betona boğdular. Bu parayı size kurşun olarak, bomba olarak çevirdiler. Diyarbakırlıya yapılan bu büyük saygısızlığı ortadan kaldırdık. Ziyaret sonunda onları da çarptı. 2002’ye kadar 44 kilometre bölünmüş yol yapılmıştı. 370 kilometre bölünmüş yol ilave ettik. 17 adet köprü ve kavşak ile 20 adet yaya üst geçit yaptık. Tarihi köprülerin restorasyonunu yaptık. Demir yollarını yeniledik. Diyarbakır’ı hızlı trenle buluşturmak için çalışmalara başladık. Hızlı trenin konforunu ve rahatını Diyarbakır’a da getiriyoruz. Diyarbakır-Elazığ, Diyarbakır-Şanlıurfa ve Mardin hızlı tren hatlarının ihalesine bu yıl çıkıyoruz. Diyarbakır Havalimanı’na yıllık 5 milyon yolcu kapasiteli yeni terminal binası yaptık.”
GAP’ın en önemli illerinden biri olan Diyarbakır’ı sulama projeleriyle ihya ettiklerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Bölgenin kalkınmasına büyük katkı sağlayacak 7 barajın inşaat çalışmaları devam ediyor. Bunlardan biri de Silvan Barajı’dır. Diyarbakır’ın çılgın projesi olarak da bilinen bu baraj Dicle üzerindeki en büyük sulama amaçlı eserdir. 2 milyon 350 bin dekar arazi sulanacak. Ülke ekonomisine yıllık 1,2 katrilyon TL katkı sağlayacak olan bu baraj aynı zamanda enerji de üretecek. Silvan Barajı’nın yapım çalışmalarını yarıladık. Bay Kemal, Diyarbakır’dan sesleniyorum, İnce İnce Bay Muharrem’e de sesleniyorum, bugüne kadar tarımsal desteğimiz Diyarbakır’da yaklaşık 4 katrilyon TL oldu. Hizmetleri saymayı bitiremiyoruz.”
“DİYARBAKIR’IN DİYAR-I HUZUR OLMASINI İSTİYORUZ”
Tüm yatırımların ötesinde, Diyarbakırlıların huzurun kıymetini çok iyi bildiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biz şu anda neyin beklentisi içerisindeyiz. Biz istiyoruz ki Diyarbakır, Diyar-ı Huzur olsun. Bunun için çalışmaya var mıyız. Bugün Diyarbakır ile birlikte tüm bölgemiz 40 yıldır hiç olmadığı kadar huzur dolu. Hükümetimiz ve başta İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu olmak üzere tüm emniyet güçlerimiz, silahlı kuvvetlerimiz bölge halkının huzuru için ellerinden geleni yaptılar. Güvenlik korucularımız el ele verdiler. Bugün devlet hiç olmadığı kadar halkının yanındadır. Uzun bir süreden beri hiçbir Kürt kardeşimiz sadece Kürt olduğundan dolayı mağdur edilmiyor. Bu memlekette her Kürt, her Türk’ün, Arap’ın, Laz’ın, Boşnak’ın sahip olduğu haklar neyse istisnasız hepsine sahiptir. Her kim ki herhangi bir Kürt halkının herhangi bir hakkını gasp etmeye kalkarsa karşısında beni bulur. Artık hiçbir terörist gelip halkın yakasına yapışamıyor, haraç alamıyor ve evlatlarını zorla alıp dağa götüremiyor. Artık belediyenin önünde ağlayan Diyarbakırlı anneler yok. Artık kimse gelip esnafın kepengini kapattıramıyor. Artık hiç kimse evde, sokakta, kahvede Kürt kardeşimin tepesine binip, ensesinde boza pişiremiyor. Sizin özleminiz bu huzur ortamının sağlanması değil miydi. Çocuklar rahatça okula işe gitsin, dağa kaçırılma korkusu yaşamadan akşam evine dönsün istemiyor muydunuz. Ana diliniz siyasi istismar aracı haline dönüşmesin istemiyor muydunuz. Şimdi var mı engel olan, dininizin inancınızın gereklerini serbestçe yerine getirebiliyorsunuz değil mi. Var mı engel olan. Ret ve inkar politikalarından eser kaldı mı, bunları kim kaldırdı. Hamdolsun artık kimliğinizin ve inancınızın önünde hiçbir yasak yok. Yasak olan tek şey var, sizin özgürlüğünüze, hayatına, iş yapmanıza ve eğitim hakkınıza yönelik terörist saldırılardır. Biz buna izin vermemekte kararlıyız. Kürt kardeşlerimiz diğer vatandaşlarımız gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti güvencesi altındadır. Farklı siyasi taleplerin dile getirilme hakkı tabi ki vardır. Ama bunun da meşru bir şekilde yapılması gerekiyor. Öyle ben buyum şuyum diyerek, efelik yapmaya, kuralları ve kanunları milletin hak ve özgürlüklerini hiçe saymaya kalkarsanız bu devlet buna izin vermez.”
“TÜRBE ZİYARET EDER GİBİ DEMİRTAŞ’I ZİYARET EDİYORLAR”
Konuşmasında HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’a eleştirilerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyarbakır’da, ‘Sokağa dökülün’ diyen kimdi. Edirne’deki değil mi? Ne oldu, 53 kardeşimiz orada öldürüldü, şehit oldu. Ölenler kimdi? Benim Kürt kardeşlerim değil miydi. Yasin Börü evladımızı bunlar öldürmedi mi, bunlar şehit etmedi mi? Şimdi Cumhurbaşkanlığına aday olmuş. Şimdi hepsi türbe ziyaret eder gibi beyefendiyi ziyarete gidiyorlar. Bay Muharrem onunla övünüyor, ‘Gidip ziyaret edeceğim’ diyor. Yahu ziyaret etsen ne yazar. Oradan sana ne gelecek. Sen benim halkımı ziyaret et. Bak bakalım bu halk sana ne diyecek. Gel Diyarbakır’a bak sana diyecek. 53 Kürt kardeşimin kanı Demirtaş’ın eline bulanmıştır, bunun bedelini er ya da geç ödeyecektir. Yoksa tarih bizleri affetmez. Onun için de dik duracağız, sağlam duracağız ve inşallah 24 Haziran’da sandıkta benim o Kürt kardeşlerimin ölümüne imkan ve zemin hazırlayan Demirtaş’a da hesabını soracağız. Bugüne kadar ağzıma almadım ama 53 kardeşim nedeniyle ağzıma aldım. Yoksa muhatabım değil. Benim Kürt kardeşlerimi bunlar sömürdüler. Öyle saz çalmak Kürt kardeşlerime hizmet olmuyor. Buna hiçbir devlet izin vermez” dedi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ HEPİMİZİNDİR”
Bugüne kadar yaptıkları hiçbir reformdan pişman olmadıklarını ve hiçbir haktan geri dönmeyeceklerini anlatan Erdoğan, şöyle dedi:
“Çünkü bizim attığımız adımlar, halkımıza sağladığımız imkanlar tüm bu haksızlıkları ortadan kaldırmaya yönelik. Attığımız her adımı uzun uzun düşünerek yaptık. Eğer bir şeye karşı çıktıysak sizlerin menfaatine yönelik sebepleri vardır. Sınırların ötesinde oynanan oyunlarında hiçbiri Diyarbakır’ın da, Türkiye’nin de hayrına değildir. Selahattin Eyyübi’nin torunlarından intikam almak için kurulan tezgahlarla kimseyi kandıramazlar. Dün PKK’yı kullananlar bugün FETÖ’yü baş tacı yapıyorlar. Onların derdi hep birlikte temsil ettiğimiz değerlerdir. O yüzden diyoruz ki, coğrafyamızda ne yapacaksak hep birlikte yapacağız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hepimizin devleti. Kimse Kürtlere devlet aramasın. Kürtlerin devleti, Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Irak’ta, Suriye’de verdiğimiz mücadele ile asırlardır bizleri birbirine düşüren tuzağa karşı çıkıyoruz. Terör örgütleri kullanılarak insanların birbirlerine kırdırılmasına karşı çıkıyoruz. Biz bir dönem ezilmiş horlanmış Kürt kardeşlerimizi de eski vesayet düzeninin zulmünden kurtarmış olmaktan gurur duyuyoruz. O düzen bizi de yeri geldi hapse attı, partimizi kapatmaya çalıştı. Bugünlere nasıl geldiğimizi biliyorsunuz. Biz, ‘Kürt yoktur’ demiyoruz, Türkiye’nin artık bu noktadan geri dönüşü mümkün değildir. Biz Kürtlerin kendilerini sorun olarak gören anlayışa karşı, ‘Kürt sorunu yoktur’ diyoruz, herkes gibi sizlerin de özgürlüklerini güvence altına biz aldık. Sizin için asla değişmeyecek olan resmi dilimiz Türkçe ne kadar değerliyse anadiliniz Kürtçe de o kadar kıymetlidir. Kazanılmış diğer özgürlükler de aynı şekilde ananızın ak sütü gibi helal olsun. Mademki aynı Allah’ın kuluyuz, öyleyse birimizin parmağı kesildiğinde hepimizin canı yanar, hepimizin yüreği dağlanır. Çok şükür uzun süreden beri bombalar patlamıyor, yollar kesilmiyor, canlar yanmıyor. Şehirlerimiz gayet güzel, sahura kadar her yer bayram yeri gibi. Bu akşam iftarda Diyarbakır’dayım. Diyarbakır’daki kardeşlerim, kanaat önderleriyle birlikte iftar yapacağız.”
"ARTIK BUNLARA ’DUR’ DEMENİN ZAMANI GELDİ"
Şimdiye kadar bölücü terör örgütünün listelerini dağın başında yapıp, meclise gönderdiği vekillerin hizmet etmediğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hangi gün hangi zaman kapınızı çalıp hal hatırınızı sordular. Sizi boş laflarla sloganlarla kandırmaya çalışmak dışında ne yaptılar. Seçimde oyu sizden alıp gidip batıdaki marjinal kesimlerin terör örgütlerinin hizmetkarlığına soyunmaktan başka ne yaptılar. Öyleyse çok daha kararlı olacağız. Bu şehirleri yıllarca bunların belediye başkanları yönetti. Hangi hizmeti aldınız. Çöpleriniz mi toplandı, caddeler mi pırıl pırıl yapıldı. Alt yapınızı mı gelişti, suyunuz mu aktı. Kayyumlar görev yapmaya başladıktan sonra şehirler hizmet görmeye başladı. Artık bunlara dur demenin zamanı geldi. Siz isterseniz bu alçak oyunu bozarsınız. Hak ve özgürlüklerinize sahip çıkacak, kimselere oy vermenizi bekliyoruz. AK Parti sizin desteğinizi ve oylarınızı istiyor. Bu oylarla güçlenelim istiyoruz. Bütün gücünüzle bize destek vermenizi istiyoruz. Sizlerden şahsımı Diyarbakır’ın adayı olarak da görmenizi istiyorum.”
(Mehmet Pişkin - Aydın Yorat - Emrah Kızıl - Ejder Ediz Işık - Murat Başal/İHA)
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.