Cumhurbaşkanı Erdoğan: "26 vefatımız var, 885 yaralımız var"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir kez daha dün İzmir’de yaşanan depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dilediğini belirterek, "26 vefatımız var, 885 yaralımız var, 15 yoğun bakımda olan hastamız var. İzmir ve depremin hissedildiği tüm şehirlerimize geçmiş olsun diyorum" dedi.
Partisinin Van İl Başkanlığı 7. Olağan Genel Kuruluna katılmak üzere uçakla Van’a gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ferit Melen Havalimanında Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, kurum amirleri ve partililer tarafından karşılandı. Daha sonra kongrenin yapılacağı Van Atatürk Stadı’na gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada coşkuyla karşılandı. Oy kullanma işlemi öncesi bir konuşma yapan Erdoğan, “Bir kez daha dün İzmir’de yaşanan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. 26 vefatımız var, 885 yaralımız var, 15 yoğun bakımda olan hastamız var. İzmir ve depremin hissedildiği tüm şehirlerimize geçmiş olsun diyorum. Devletimiz deprem anından itibaren tüm bakan arkadaşlarım, milletvekillerimiz, kurumlarımız, Kızılayımız, AFAD’ımız, imkanlarımızla İzmirli kardeşlerimizin yardımına koştuk. Depremden etkilenen vatandaşlarımıza yardımcı olunması faaliyetleri eksiksiz yerine getirilmektedir. Ülkemizin en doğusundan en batısına kadar tehlikeli bir deprem kuşağı altında olduğunu yaşadığımız her sarsıntıyla bir kez daha hatırlıyoruz. Uzun yıllar boyunca bu ülkeye hakim olan vesayetçi zihniyetin en çok ihmal ettiği alanlardan biri de afetlere dayanıklı yapı inşasıdır. Şehirlerimizi bir kanser gibi saran tek katlı veya çok katlı gecekonduların acısını afetlerde yıkım ve can kaybı olarak yaşıyoruz. Van da bu acıları enderinden yaşamış şehirlerimizdendir. 9 yıl önce Van’ın Erciş ve Edremit ilçelerinde meydana gelen depremlerde 644 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Van belki de ülkemizde bu çapta bir yıkımın bu derece hızla telafi edildiği ilk örneklerindendir. Van’da deprem sonrası 25 bin 172 konuk, kamu binası, okul, cami, sosyal tesis ile 2 bin 325 ahırı inşa ederek sahiplerine teslim ettik. Ocak ayında yaşanan depremin ardından Malatya’da 5 bin 24 ve Elazığ’da 18 bin 886 konutun büyük kısmını bitirdik, kalanları da depremin yıldönümüne kadar tamamlamış olacağız. İzmir’deki depremde evleri yıkılan vatandaşlarımıza da en kısa zamanda yenilerini yapıp teslim edeceğimiz. Allah devletimize milletimize zeval vermesin” dedi.
“Yaklaşık 1,5 yıllık hasretin ardından Van’ı ve ilçelerini selamlıyorum. Tüm ilçelerindeki kardeşlerimi kalpten selamlıyorum. Sizlerle bir kez daha buluşmayı nasip ettiği için Rabbime hamd-u senalar ediyorum. Şairlerin övmeye doyamadığı, Anadolu kapılarının açılmasına ecdadımızla omuz omuza yürüyen Van’ı özlemişiz. Van kadri kıymet bilenlerin kadrini kıymetini unutmaz. Biz de Van’ın hem kalkınma gayretlerinde hemde yaşadığı felaketlerde hep yanında olduk. AK Parti olarak Van’a en iyi hizmetleri vermek için çalıştık, çabaladık. Bundan sonra da Van’ı yeni yatırımlarla, projelerle, yeni hizmetlerle buluşturacağız. Ülkemizin içerisinden geçtiği bu süreçte AK Parti 7. Olağan Kongresinin kritik bir dönüm noktası teşkil edeceğine inanıyorum. Bu dönemde Van’dan çok daha fazla destek bekliyorum. AK Parti olarak ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırma mücadelemizde hem destek, özellikle Van’ın desteği hayati öneme sahiptir. Çocuklarımız büyük ve güçlü Türkiye bırakma hayalinin 2053 vizyonumuzun gerçeğe dönüşmesi, ancak bu mücadelenin başarıya ulaşmasıyla mümkündür. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne kadar görev alan tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Bizleri bir kez daha coşkuyla bağrınıza bastığınız için hepinize teşekkür ediyorum.”
Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak yeni bir döneme geçişin sancılarını yaşadığını ifade eden Erdoğan, “Bir önceki asır yüz milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanan savaşlar, hiçbir ahlaki sınırı olmayan sömürgecilik faaliyetlerinin yanında demokrasi ve özgürlük arayışlarıyla geçmiştir. Kendilerini demokrasinin ve özgürlüklerin beşiği olarak gösteren batı ülkelerinin faşizm, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi hastalıklarının karşılaşılan ilk ciddi krizde hemen nüksettiğini görüyoruz. Yıllarca çalışacak ucuz iş gücü olarak gördükleri insanların farklı coğrafyalardan ülkelerine gelişlerini teşvik edenler, şimdi sığınmacı akınlarına karşı sınırlarını kapatıyor. Kendi siyası ve sosyal fanatizmlerinden kaynaklanan bu sorunlar sebebiyle refahlarının ve güvenliklerinin tehdit altına girdiğini görenlerin bir anda nasıl faşizm bataklığına savrulduklarını ibretle seyrediyoruz. Bir dinin peygamberine ve bir ülkenin yöneticisine karşı sergilenen çirkinlikleri özgürlük kılıfı altında savunmaya kalkanlar, en çok demokrasi kavramına zarar veriyor. Avrupa değerleri diye yola çıkılan yolun, diğer inançların ve toplumların sembollerine yönelik en bayağı hakaretlerin savunuculuğuna çıkması, çok acıdır. Türkiye bu süreçte en çok hedefe konan ülke konumundadır. Son dönemde Fransa başta olmak üzere kimi ülkelerde yükselen İslam düşmanlığı Avrupa’yı defalarca felakete sürükleyen çarpık bir zihniyetin hala devam ettiğinin işaretleridir. Bir asır önce elimizdeki kalan son vatan toprağı Anadolu’daki varlığımıza bile tahammül edemeyenler, bugün bölgemizde aldığımız inisiyatiflere de aynı şekilde yaklaşıyor. Dini fanatizmle İslam’a ve Müslümanlara ırkçı saiklerle Türklere ve diğer yabancılara nefret besleyenler, artık bu duygularını gizleme gereği dahi duymuyor. Peygamberimiz Efendimize edilen her hakaret tüm Müslümanları hedef almaktadır. Şahsıma edilen her hareket, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını hedef almaktadır. Bize yönelik saldırılar, İslam’a ve peygamberimize olan muhabbetimizden, ülkemizi ve milletimize yaptığımız hizmetlerden kaynaklanıyor. Milletimiz bu gerçeği gördüğü için birkaç istisna hariç yekvücut olarak ülkesinin değerleri arkasında yer almıştır. Kısır politik çıkarlar için ülkelerinin ve dünyanın huzurunu kaçıranlar bunun hesabını elbette verecektir. Bugün bize düşen kendi davamıza sıkı sıkıya sarılmaktır. Bunu da inancımızın ve kültürümüzün özünde var olan vakarla, dirayetle, soğukkanlılıkla yapacak, asla provokasyonlara itibar etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bölgemizde ve dünyada yaşanan hemen her meselenin doğrudan ülkemizi ilgilendirdiğini söyleyen Erdoğan, "Türkiye’nin Libya’dan Karabağ’a kadar pek çok meselede bu derece aktif pozisyon almasının sebebi hem kendi haklarını savunmak hem de zor zamanlarında dostlarının yanında yer aldığını göstermektir. Tüm bunları yaparken ülkemizdeki vatandaşlarımızın dertlerini ve beklentilerini de ihmal etmiyoruz. Ekonomimizi biryandan korona virüs salgının yol açtığı sıkıntılara bir yandan da maruz kaldığımız saldırılara karşı ayakta tutuyoruz. İstihdamı korumak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızı yalnız bırakmamak için 40 milyar liralık karşılıksız nakit desteği sağladık. Üretimi sürdürmek, esnafı ve sanatkarı ayakta tutmam ve ihracatı geliştirmek için görülmemiş kredi ve vergi teşviklerini devreye soktuk. İhtiyaç duyuldukça yeni destek ve teşvik paketleri hazırlıyor ve uygulamaya alıyoruz. Yakın çevremiz başta olmak üzere tüm dünya salgının yeni dalgalarıyla sarsılırken, Türkiye güçlü sağlık alt yapısı ve dirayetli kriz yönetimiyle bu süreçte kendini ayrıştırmayı başarmıştır. Böyle dönemler aynı zamanda doğru stratejiler ve çok çalışmakla, çok büyük atılımlarında fırsatlarıdır. Ülkemizi siyasi ve diplomasi alanında kuşatmaya kalktılar. İstiklalimize ve istikbalimize, canımız pahasına sahip çıkarak karşılık verdik. Ülkemizi savunma sanayinde kuşatmaya kalktılar, kendi savunma sanayimizi kurarak karşı çıktık. Ülkemizi ekonomik alanında kuşatmaya çalışanlara da cevabımızı yeni bir ekonomik kurtuluş savaşıyla veriyoruz. Bölgemizdeki krizlerin ve salgının etkileri bütün bunların sebebiyle belki tam olarak görülemiyor, ama emin olun ekonomide en az siyasi özgürlüğümüz kadar önemli adımlar atıyoruz. Yıllarca bu ülkeyi faiz, kur, enflasyon şeytan üçgenine sıkıştıran cari açığını yüksek maliyetli borçlanmayla kapattırarak sömürenlerin oyunlarını birer birer bozuyoruz. Artık yolun sonuna geldiklerini görenlerin tüm güçleriyle saldırmalarının sebebi budur. Ekonomide gerçekleştirmekte olduğumuz büyük yapısal değişim en az kapitülasyonların kaldırılması kadar tarihi öneme sahiptir. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle 2023 yılına kadar bu sürece tamamladığımızda da ekonomi de de bambaşka bir Türkiye’yi milletimizin hizmetine sunacağız. Bunun için milletimizden biraz daha metanet, sabır ve gayret bekliyorum. Vesayeti milletimizle birlikte tasfiye ettik. Darbecileri milletimizle birlikte tepeledik. Ülkemizin fiziki alt yapısını, 81 vilayetiyle baştan sona milletimizle yeniledik. Temel hizmet alanlarında örnek bir Türkiye’yi milletimizle birlikte kurduk. İnşallah bugün yürüttüğümüz tarihi mücadeleyi de yine milletimizle birlikte vereceğiz. Beraberce zafere yürüyeceğiz. Bunun için birliğimize beraberliğimiz kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkmamız gerekiyor. Biz birbirimizi para pul, makam mevki için değil, sadece ve sadece Allah için sevmenin bahtiyarlığına ereceğiz" diye konuştu.
-İHA-
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.