Bektaş: “Kıdem Tazminatı ve Baro Sistemi düzenlemesine şiddetle karşıyız”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konya İl Başkanı Barış Bektaş, hükümet tarafından yeni Kıdem Tazminatı ve yeni Baro Sistemi düzenlemesine karşı olduklarını belirterek, ağır eleştirilerde bulundu. Bektaş, “Kıdem tazminatı ile ilgili getirilmek istenilen ve ezilenlerin daha da çok ezilmesine yol açacak olan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) düzenlemesine şiddetle karşı çıkıyoruz. 78 baronun istediğini dikkate almadan yasal düzenleme yapmak AKP hükümetinin anti-demokratik yönetim anlayışının açık bir delilidir” dedi.
Bektaş, CHP Konya İl Başkanlığı’nda, İl Kadın Kolları Başkanı Şerife Tunç, Selçuklu İlçe Başkanı Ali Naci Çobanoğlu ve il yönetim kurulu üyelerinin de katılımıyla basın açıklaması yaptı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına geçtiğimiz günlerde Ilgın’da 7 kişinin yaşamını yitirdiği tarım işçisi kazasında hayatını kaybedenlere başsağılığı dileyerek başlayan ve ölenlerin 5’inin çocuk olduğunu hatırlatan Bektaş, “Geçimini sağlamak için küçük çocukların çalıştığı bir ülkede çarpıklar her haliyle önümüze geliyor” şeklinde konuştu.
“75 YAŞINIZI DOLDURANA KADAR ÖLMEMENİZ GEREKİYOR”
Kıdem tazminatına getirilecek yeni düzenleme ve baro seçimleriyle ilgili düzenlemeye ilişkin Bektaş, CHP olarak her iki düzenlemeye şiddetle karşı çıktıklarını bildirdi. Bektaş, “Kıdem tazminatı ile ilgili getirilmek istenilen ve ezilenlerin daha da çok ezilmesine yol açacak olan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) düzenlemesine şiddetle karşı çıkıyoruz. Şöyle ki; mevcut sisteme göre 1 yıl ve üzeri çalışma karşılığı, işveren her ay için maaşınızın yüzde 8,3 ü kadarını yani 1 yıl için 1 aylık brüt maaşı, işçiye kıdem tazminatı olarak vermek zorundadır. Ve bu yükümlülüğü, iş akdinin feshinin akabinde doğacaktır. Yani bir yıl çalışıp, iş akdi sonlandırılan bir işçi anında bugünün asgari ücret rakamlarıyla 2 bin 943 lira kıdem tazminatına hak kazanır. Oysa ki, yeni sisteme göre yani TES’e göre, bir maaştan ödenecek kıdem tazminatının yüzde 8,3’lük tutarından yüzde 5,3’ünü işveren, yüzde 3'ünü işçiye ödettirmek üzerine kuruludur. İşçiye önceden hiç yük getirmeyen kıdem tazminatının neredeyse yarıya yakını kendisine (işçiye) ödettirilmek isteniyor. Kısaca işveren bu fona, işçi adına 2 bin 943 lira değil; bu tutarın yüzde 63,6'sını, bin 874,74 lira ödeyecek. Ancak işçi bu tutarı, 1 yılı dolduysa ve haksız gerekçe ile işten çıkartılınca alamayacak. Çünkü yeni sistem diyor ki; parayı senin adına biriktireceğim ve 60 yaşından sonra da bu tutarı sana 15 yıl boyunca eşit paylarda ödeyeceğim.25 sene çalışan bir işçinin sistemde 46 bin 793 lira birikmiş parasını toplu olarak değil, maaşına ek olarak 15 yıl boyunca her ay 259,96 lira olacak şekilde ödenecek. 60 yaşına geldiğinizde, işçi parasını ay ay değil tek seferde almak isterse fondan sadece yüzde 10'unu ödeyerek kalanı yine 15 yıl taksitlerle ödeniyor. Kısaca hiçbir zaman işçinin eline toplu bir para geçmeyecek. 25 sene çalışıp sistemde biriktirdiğiniz kıdem tazminatınızın tamamını eksiksiz olarak almak istiyorsanız 75 yaşınızı doldurana kadar ölmemeniz gerekiyor” diye konuştu.
“İŞÇİNİN TOPLU PARA ALMA İMKANI ORTADAN KALKIYOR”
“Toplu halde 60 yaşından önce konut alımı, evlilik ve ölüm dışında, onlarda da kısmen olmak üzere işçinin toplu para alma imkanı ortadan kalkıyor” diyen Bektaş, devletin fon oluşturmasının uygun olmadığını, fonu işverenin oluşturulması için düzenleme yapılması gerektiğini savundu.
Bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada düzgün bir niyet olsa ve illa ki işçi düşünülerek kıdem tazminatı garanti altına alınmak isteniyorsa ve bunu fon ile oluşturmak mümkünse bu fonun işveren yedinde oluşturulması şarttır. Bunun yasal alt yapısı Sermaye Piyasası Kanunu’nda (SPK) vardır ve borsada işlem yapan şirketlerin fon oluşturma mecburiyeti vardır. Bu şirketler bilançolarında nazım hesaplar bölümünde bu fonu tutarlar ve SPK bunu denetler. Ancak yasal düzenleme ile bu fonu işveren değil devlet yedinde olmasını istemek aynen işsizlik fonundaki paraların başına gelenlerin bu fondaki işçilerin alın teri ile biriktirdikleri paraların da başlına geleceğinin açık göstergesidir”
“ANTİ DEMOKRATİK YÖNETİM ANLAYIŞININ AÇIK BİR DELİLİDİR”
Baroların seçim sistemlerinde yapılması planlanan yeni düzenlemeye ilişkin sert açıklamalarda da bulunan Bektaş, kendisinin de bir avukat olduğunu anımsattı.
Bektaş, baroların kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olup bunların sayısını çoğaltmak istemenin adeta taraftar kulüpleri gibi dernek haline getirmek sonucunu doğuracağını öne sürdü.
“BAROLARI ZAYIFLATMAK KUTSAL SAVUNMA HAKKINI DA YARALAYACAKTIR”
“Her ilde siyası görüşlere ve gruplara göre ayrı barolar kurulması baroların demokratik baskı unsuru niteliğini yok edecektir” değerlendirmesinde bulunan Bektaş, şunları kaydetti: “Kadına karşı şiddet ve benzeri olaylarda bireylerin takip etmekten çekindikleri birçok olayı takip eden baroları zayıflatmak kutsal savunma hakkını da yaralayacaktır. Bu nedenle baroların Ankara’ya gerçekleştirdiği yürüyüşü adalet ve demokrasi açısından önemlidir. Bunu dikkate almayarak Konya Barosu’nun da içinde bulunduğu 78 baronun istediğini dikkate almadan yasal düzenleme yapmak AKP hükümetinin anti-demokratik yönetim anlayışının açık bir delilidir.”
(Haber Merkezi / Haber Kent)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.