Başbakan’dan Kuzey Irak açıklaması: Askerimiz konuşlandı
Başbakan Binali Yıldırım, “Kuzey Irak sınırlarımızın 30 kilometre derinliğinde, 300 kilometre karelik bir alanda silahlı kuvvetlerimiz konuşlandı” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, özel bir televizyon kanalının canlı yayınına katıldı. Çankaya Köşkü’nde düzenlenen programda konuşan Yıldırım, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Yunanistan’ın 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ülkelerine sığınan darbeci askerleri serbest bırakması hakkındaki soruyu cevaplayan Yıldırım, “Komşumuz olarak Yunanistan’ın yaptıklarını kabul etmek mümkün değildir. Biz büyük mücadele içerisindeyiz. Bu ülkenin bekasına karşı bir darbeye girişmiş olan, o kadar şehidimizin gazimizin olmasına sebep olan bu FETÖ unsurlarını serbest bırakmak, onlara iyi davranmak, iyi komşuluk ilişkilerine sığmaz. Ama burada da bir kafa karışıklığına sebep vermemek lazım. Yunanistan’la ikili geri kabul anlaşmamız var. Bir de AB ile geri kabul anlaşmamız var. AB ile geri kabul anlaşmamızı iptal etmemiz söz konusu değil. AB ile olan sözümüzdeyiz. Ancak Yunanistan ile artık böyle bir yükümlülüğümüz olmayacak, bu son karardan sonra” diye konuştu.
Kuzey Irak içlerinde yürütülen operasyonlardaki son durum hakkında açıklama yapan Yıldırım, “Bizim FETÖ’yle, PKK’yla, onun uzantısı YPG / PYG ile DEAŞ’la mücadele eden, bu üç terör örgütüyle mücadele eden başka ülke yok. Biz son iki yılda terörle mücadelede bir konsept değişikliğine gittik. Savunma esaslı değil, taarruz esaslı bir mücadele yöntemi seçtik. Bununda sonuçlarını gördük. Ben gittiğim Doğu, Güneydoğu illerinde bunu görüyorum. İnsanların üzerinde terörün baskısı kalkmış. Özgüvenleri artmış, bayraklarını dalgalandırıyorlar, sürülerini yaylarında otlatıyorlar, yani müthiş bir heyecan, geleceğe yönelik müthiş bir beklenti gördüm” ifadelerini kullandı.
Cerablus’tan Afrin’e kadar bu bölgedeki bütün terör unsurlarının temizlendiğini aktaran Yıldırım, şöyle konuştu:
“Fakat Fırat’ın doğusunda sorunumuz devam ediyor. Şimdilik Fırat’ın doğusundan Irak’a kadar olan bölgeyi bir kenara bırakalım. Münbiç meselesini malum Amerika ile görüşüyoruz. Ama Kuzey Irak’taki olay yeni değil. Yılardır biz terörde büyük sıkıntıyı Kuzey Irak’ta yaşıyoruz. Çünkü Irak merkezi hükümeti zaman zaman kendi iç meselelerine daha çok yoğunlaştığı için bölgedeki PKK faaliyetlerine karşı önlem almakta zorlanıyor. Özellikle hatırlayın Kerkük’te, Musul’da olup bitenleri. Önce PKK, sonra DEAŞ’ın orada yaptıklarını. Bütün güçlerini de DEAŞ’ı yok etmeye harcadılar. Dolayısıyla oradaki PKK yapılanması konusunda fazla bir katkı sağlayamadılar. Biz de tabi ki terörden vatandaşlarımızın zarar görmesini engellemek, can ve mal güvenliğini sağlamak için hudut ötesi sıcak takipte yapıyoruz.”
“KUZEY IRAK SINIRLARIMIZIN 30 KİLOMETRE DERİNLİĞİNDE, 300 KİLOMETRE KARELİK BİR ALANDA SİLAHLI KUVVETLERİMİZ KONUŞLANDI”
Sınır ötesindeki terörle mücadele çalışmalarının farklı bir modelle ele alındığını açıklayan Yıldırım, Suriye’de uygulanan modele benzer bir uygulamanın Kuzey Irak için devreye sokulduğunu belirterek, “Kuzey Irak sınırlarımızın 30 kilometre derinliğinde, 300 kilometre karelik bir alanda silahlı kuvvetlerimiz konuşlandı. Yani içerilerden, daha derinlerden gelecek terör faaliyetlerini, teröristleri etkisiz hale getirmek için faaliyetlerini sürdürüyorlar. Yani bunu havadan yapıyorduk ama karadan ilk defa PKK sahada yok etmeye yönelik ciddi bir adımdır” dedi.
“TERÖR NEREDEN BİZE ZARA VERİYORSA ORALAR BİZİM İÇİN HEDEFTİR”
Terör tehdidi nereden geliyorsa, Türkiye’nin oraları hedef alacağını aktaran Yıldırım, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bunun ötesi Kandil’de olabilir, Sincar’da olabilir. Bizim için neresi olduğundan önemi yok. Tehdit neredeyse, terör nereden bize zara veriyorsa oralar bizim için hedeftir. Tabi biz bunu komşu ülkelerimizle beraber yapmayı tercih ederiz ve defalarca da bu konuda görüşüyoruz. Onlar da bu konuda isteksiz değil. Yapmak istiyorlar da. Ancak ellerindeki imkanlar, içinde bulundukları şartlar, her zaman buna elvermiyor. Biz terörle mücadelede uluslararası hukuktan doğan haklarımızı bu güne kadar kullandık, bundan sonra da kullanmaya devam edeceğiz. Şu bilinmeli; bizim ne Irak’ın, ne Suriye’nin topraklarında gözümüz yok. Bizim derdimiz, ülkemizin güvenliğini sağlamak, insanlarımıza kasteden terör örgütünün imkanlarını ortadan kaldırmak.”
“MENBİÇ KONUSUNDA TAKVİM UYGULANMAYA BAŞLANDI AMA BİZ YİNE DE TEDBİRİ ELDEN BIRAK BIRAKMIYORUZ”
Menbiç konusunda ABD Türkiye arasında yürütülen diplomatik çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, “Bir takvim var malum, 90 günlük bir takvim. Bu takvim uygulanmaya başlandı ama biz yine de tedbiri elden bırak bırakmıyoruz. Geçmiş dönemdeki verilen sözler maalesef sahada aynen yansımadı. Obama yönetimi bir Menbiç’ten çıkacağız. Daha doğrusu PKK’lıları, YPG’lileri Fırat’ın doğusuna geçireceğiz dedi ama sözde kaldı. Ama şimdi yazılı bir doküman var. Bu yazılı dokümanın gereğinin yapılmasını biz yakından izleyeceğiz. Uygulamanın bir an önce hayata geçmesini bekliyoruz. Hedef ne? Menbiç’in güvenliğinin sağlanması. Menbiç’in halkına ait olması. Onlar tarafından yönetimin ele alınması. Bu YPG’nin, SDG’nin baskılarını tamamen yok edilmesi. Bu konuda bir fikir ve görüş birliği var. Bu konuda irade hem Amerika’da hem Türkiye’de var. Umarım kısa sürede bu hayata geçer. Yakından izlemeye devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
Menbiç hakkında yapılacak faaliyetlerin ABD ve Türkiye’nin koordinasyonuyla yapılacağını tekrarlayan Yıldırım, yol haritası çerçevesinde planlamaların yapıldığını söyledi.
“PKK’NIN KÜRT DİYE BİR SORUNU YOK, KÜRTLERİN PKK DİYE BİR SORUNU VAR”
Yıldırım, Türkiye’de Kürt sorunu olmadığını, PKK kaynaklı terör sorunu olduğunu belirttiği konuşmasında, “Terör sorununu çözdüğümüz zaman mesele kendiliğinden halloluyor. Yani Kürtlerle aramızda PKK’yı, bölücü unsurları defettiğimiz zaman sorun falan kalmıyor. Ondan sonra zaten aramızda bir sorun kalmıyor. Haklar konusunda biz zaten çok adım attık. Yani ilçe isimlerinden tutun, ana dilde yayın ve seçmeli eğitim yapmayı; Kürtçe klasiklerin basımına, Kürtçe TV’lerin yayınına kadar. Kürtçenin üniversitelerde enstitü düzeyinde bir dil olarak, eğitim olarak kabul edilmesi olarak birçok reformu gerçekleştirdik. Burada bir sorunumuz yok. Tek sorunumuz var, PKK ile Kürt vatandaşlarımızı bir birinden ayırmak. PKK’nın Kürt diye bir sorunu yok, Kürtlerin PKK diye bir sorunu var. Olayı doğru koymak lazım. Ve bu sorunu da elhamdülillah büyük oranda gündemden çıkarmış vaziyetteyiz” diye konuştu.
CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Fetullah Gülen’in iadesinin usulünce istenmediği iddiası üzerine konuşan Yıldırım, şunları söyledi:
“Fetullah Gülen’in iadesi konusunda herhangi bir eksiğimiz, zafiyetimiz yok. 100’den fazla yazılı, sözlü girişimimiz oldu. Amerika’yla yaptığımız her temasın birinci maddesi Fetullah Gülen’in iadesi. Adalet Bakanlıkları arasında defalarca görüşmeler oldu. En son Muharrem İnce çıktı, ‘Ben birisiyle görüştüm, FETÖ’nün iadesi usulünce istemedi’ dedi. Hoppala nereden çıktı şimdi bu. Olsa olsa Amerika’dan birisi arayıp Muharrem İnce’yi işletmiştir. Başka bir izah gelmiyor aklıma.”
Yıldırım, işletilme söyleminin adından CHP’li isimlerin telefonlarımız dinleniyor çıkışında bulunduklarını belirterek, “Buradan telefonlarının dinlendiğini nasıl çıkarıyorlar anlamıyorum. Ben bunun ne kadar gayri ciddi bir yaklaşım olduğunu anlatmak için söyledim. Üzerinde durur detayına girerse bu işin içinden çıkamaz. Türkiye bir hukuk devleti, heyetleri de geldi, enine boyuna incelediler. Bakalım ne açıklayacaklar. Bunun ne faydası var. Asıl olan terör örgütünün başını buraya getirmek mi değil mi. Meselenin özünü bir tarafa bırakıp teferruatla gündem oluşturmaya çalışıyorsun” açıklamasında bulundu.
BEDELLİ ASKERLİK
Bedelli askerlik konusunda açıklamalarda bulunan Yıldırım, “Bunların hiçbirinin gerçekle alakası yok. Bu konuda bir ayrıntı çalışması da söz konusu değil. Seçimlere az bir süre kaldı, yeni yönetim bunu gündeme alacaktır. Benim söylediğimi, sanki Cumhurbaşkanımızdan farklı söylüyormuşum gibi anlam da çıkarmaya çalışıyorlar. Askerlik çağına gelmiş, 5 milyonun üzerinde vatandaşımız var, bu gençler ‘bizi askere alın’ diyorlar. Biz diyoruz ki sizi askere alamayız. Bu kadar imkanımız, ihtiyacımız, kapasitemiz yok. ‘O halde bizi rahat bırakın hayatımızı yönlendirelim, rotamızı belirleyelim’ diyorlar. Haklılar. Her yıl 350 bin asker alıyoruz. 5 milyonu eritmek için 15 yıl lazım, yeni gelenler var. Bu bedelli bedelsiz meselesi değil, bu kalıcı kökü bir çözüm bulması gereken bir konu. Meseleyi böyle görmek lazım” ifadelerini kaydetti.
“GELECEK YILLARDA ASKERLİK VAZİFESİ GÖREVİNİ YENİ BAŞTAN ELE ALMAK GEREKİYOR”
Bedelli askerlik konusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin görüşünün önemli olduğunu açıklayan Yıldırım, “Terörle mücadele gibi hassas konuların zafiyete uğramaması lazım. Biz son 2 senedir silah altına alınan erleri operasyona çıkarmıyoruz. Profesyoneller daha çok bu operasyonlara katılıyorlar. Silah altındaki gençlerimiz arka planda lojistik hizmetleri yerine getiriyorlar. Gelecek yıllarda askerlik vazifesi görevini yeni baştan ele almak gerekiyor” dedi.
Muharrem İnce’nin yol, köprü, tünel yapmak kolay söylemini eleştiren Yıldırım, “Kaç tane yapmış bugüne kadar. Yaptığı bir tane varsa söylesin. Kolay mı, zor mu gelsin bir hafta yanımızda staj yapsın da anlasın. Öyle bol keseden atmakla olmuyor. Onun zorluğunu biz biliyoruz. 15 sene ömrümüzü verdik bu işe Allah’a şükür sonuçlarını da gördük” ifadelerini kullandı.
İMAR BARIŞI
İmar barışı düzenlemesi üzerine konuşan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Türkiye’de ne yazık ki yıllardan beri imara aykırılığı olan binalar yapılmış. Projesini uygularken eklenti yapmış, ölçülerini değiştirmiş, balkonu yok balkon yapmış. Bir de devletin arazisine gidip ev yapmış. O kadar çok imara aykırılık var ki. Doğalgaz bağlanamıyor, alt yapı hizmetleri verilemiyor. Bugünün problemi değil 40 yıllık birikmiş bir problem. Yapılan yanlışa gözlerimizi kapatmıyoruz bunları Yapı Kayıt belgesi veriyoruz. Yapı Kayıt belgesi binaya kullanma hakkı veriyor.”
(Caner Ünver/İHA)
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.