"Allah bu milletin yardımcısıdır"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Terörle girdiğimiz bu yüksek mücadele mutlaka başarıyla sonuçlanacaktır. Çünkü Allah bu milletin yardımcısıdır" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Antalya Manavgat ilçesindeki bir otelde düzenlenen İl ve İlçe Başkanları Toplantısı’na katıldı.
"OLDUKÇA BAŞARILI BİR TOPLANTI OLDU"
Oldukça başarılı geçen, yararlı olduğuna inandığı zincirleme toplantı sürecinin sonuna geldiklerini ifade eden Genel Başkan Devlet Bahçeli, "Ama bu son aslında bir başlangıçtır. Öyle bir başlangıçtır ki, kutlu bir diriliş ve yükselişin müjdesidir. Huzurlarınızda kendi alanlarında değerli sunumlarını yapan; bilgi, birikim ve deneyimlerini paylaşan muhterem arkadaşlarıma içtenlikle teşekkür ediyorum" dedi.
"MİLLETİMİZİN HER FERDİNE ULAŞACAĞIZ"
Ümitli olduklarını söyleyen Bahçeli, "Çünkü yaralar sarılmış, kayıplar telafi edilmiş, dinen fırtınadan sonra sakin denizlere yelken açılmıştır. İstiklalimizi pençelemek isteyenlere göz yummayacağız. İstikbalimizi perdelemek iddiasında olanlara göz açtırmayacağız. Bir olacağız, ülkücü kalacağız. Milletimizin her ferdine ulaşacağız. Gönül kırgınlığı varsa gidereceğiz, kol kola gireceğiz. Hayal kırıklıklarını onarıp, omuz omuza vereceğiz. Sıkılı yumrukları açacağız, hasbi şekilde tokalaşacağız, gönülleri fethedeceğiz" diye konuştu.
"BİZ, ÖNCE ÜLKEM VE MİLLETİM, SONRA PARTİM VE BEN DİYEN İRADEYİZ"
"Davada ileri hamlelere ayak uyduramayanların gözleri daima geride kalacaktır" diyen Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kaynaklarımızdan uzaklaşmadan, kaygan zeminlerde savrulmadan, kaypak ilişki ağlarına sürüklenmeden doğru bildiklerimizi, doğru gördüklerimizi, vatan ve millet çıkarlarına müzahir olduğu sürece devamlı konuşacağız, devamlı haykıracağız. Allah’ın izniyle ülkülerimizi çağın alnına kazıyacağız. Biz, Hakk’ın yolunda, milletin yanındayız. Biz, önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben diyen iradeyiz. Duruşumuz millidir, şühedaya vefa, millete beka hedefimizdir. Huzur ve beka için güç birliği emelimizdir. Dibi görünmeyen kuyulardan su içmedik, içmeyeceğiz. Kaf Dağı’ndan kar bağışlayanlara inanmadık, inanmayacağız. Olayların perde arkasını görmeden öne çıkmadık, çıkmayacağız. Ve de dünyevi menfaatler uğruna geçmişimizi silmedik, kutlu emanetlerimizin meşalesini söndürmedik. Aksine hizmet etmeyeceğiz. Her zaman olduğu gibi iman silahını kuşanıp ihanet kuşatmasını dağıtacağız. Onun bunun önünde el pençe divan durmayacağız."
"TÜRKİYE AĞIR BİR BEKA SORUNU YAŞAMAKTADIR"
Türkiye’nin ağır bir beka sorunu yaşadığını söyleyen Devlet Bahçeli, "Beka varlığımızın bereketi, bağımsızlığımızın nişanesidir. Beka yoksa, beraberlik yoktur. Beka yoksa, gelecek yoktur. Beka yoksa, varoluş mücadelesi kaybedilmiş demektir. Müsamaha ile milli beka, serbestlikle başkaldırma, özgürlükle ayrışma arasındaki hassas dengelerin gözetilmesi artık ertelenemez bir zorunluluktur. Şüphesiz ki bundan sonra, Türkiye’yi nasıl bir geleceğin beklediği, bölgemizdeki gelişmelerin nasıl seyredeceği, terörizmin ve küresel güçlerin hangi oyunları sahneleyeceği, milli bekaya yönelik tehditlerin hangi yönde ilerleyeceği, siyasi gelişmelerin nasıl şekilleneceği, milletimizin kardeşliğinin nasıl sürdürüleceği ve toplumun bu süreçten nasıl etkileneceği hepimizin düşünmesi gereken hayati konulardır. Bu önemli konuların milletimiz lehine sonuç verebilmesi, partimizin ve partililerimizin, milli meseleler karşısındaki duruşunun devamına yapacağı ince ve ustaca siyasi hamlelere, komploları ve karanlık senaryoları görme ve çözme yeteneğine, sorunları milletimize anlatabilme becerisine, mesai tanımaksızın sürdüreceği yoğun ve yorucu bir çalışma temposuna bağlı olacaktır" diye konuştu.
"TAŞIDIĞIMIZ SORUMLULUK TARİHİDİR"
Taşıdıkları sorumluluğun tarihi olduğunu ifade eden Bahçeli, taşkın ve aşkın bir mücadele ruhuna sahip olmanın asıl ve esas olduğunu belirtti. Devlet Bahçeli, "Aynı zamanda, millet varlığının devamında yegane güven kaynağı olduğu artık anlaşılmış olan Milliyetçi Hareket Partisi, bir yanda tehditleri öngörüyle teşhis ederken, diğer yanda Türkiye’ye hizmet için çalışmalarını yoğunlaştıracaktır. Biliniz ki, önümüz açık, fikri ve siyasi bekamız milli bekayla çakışıktır. Önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak gelişmelerin doğru bir tahlili kuşkusuz ki geride kalan günlerin, ayların ve yılların doğru yorumlanmasından geçecektir. Bu itibarla, yaşanan bugünkü sürece ve yaklaşan tehlikelere vatandaşlarımın hem dikkatini çekiyor, hem de dayanışma ve birlik ruhunun güçlenmesini temenni ediyorum" dedi.
"ZEYTİN DALI HAREKATI HAKLI, MEŞRU VE MİLLİ BİR DURUŞUN SAHAYA YANSIMIŞ, AFRİN’E ODAKLANMIŞ HALİ VE ŞEKLİDİR"
Yüreğinde vatan ve bayrak sevgisi olan herkesi ortak değerlerde buluşmaya davet eden Bahçeli, "Millet varlığına karşı husumete yeltenenleri de tahrikleri bırakarak, girdikleri ihanet yolculuğundan vazgeçmeleri konusunda kesinkes uyarıyorum. Türkiye’nin güney sınırları boyunca mazisi bir asrı bulan iğrenç bir kumpas tedavüldedir. Fırat’ın doğusunda 700 kilometrelik PKK/PYD kuşağı oluşmuştur. Afrin, Kobani ve Cezire’yle birlikte, kanlı ve bölücü terör örgütünün üç sözde kantonundan birisidir. Suriye’nin kuzeyine yuvalanmış hainler, bulundukları yerlerden, tutundukları alanlardan teker teker sökülüp atılmazlarsa, vatan tehlikede, beka ateş altındadır. Bu itibarla Zeytin Dalı Harekatı haklı, meşru ve milli bir duruşun sahaya yansımış, Afrin’e odaklanmış hali ve şeklidir. Nereye kadar gidiyorsa oraya kadar sürdürülmelidir. Egemenlik haklarımızı savunuyoruz. İnsanlık düşmanı teröristlere karadan, havadan hayatı zehir ediyoruz" şeklinde konuştu.
"ZEYTİN DALI HAREKATI’NDA İLK DEFA DERİNLEMESİNE İLERLEME KAYDEDİLMİŞTİR"
Zeytin Dalı Harekatı’nın 21’nci gününde, PKK/PYD’nin saklandığı Eşkan bölgesinde önemli hedefler imha edildiğini söyleyen Bahçeli, ilk defa derinlemesine ilerlemenin kaydedildiğini ifade ederek, "Jetlerimizin muazzam desteğiyle, kuzey-batı hattındaki Kırıkhan-Hassa-Deli Osman bölgesinin 56 kilometrelik bölümünde denetim sağlanmıştır. İlk defa derinlemesine ilerleme kaydedilmiştir. PKK-PYD’nin mevzi ve kontrol noktalarıyla, sığınak, barınak, silah, araç ve gereçleri kademe kademe yok edilmektedir. Harekatın planlama ve icrasında masumların zarar görmemesi için olağanüstü bir titizlik ve çaba gösterilmektedir" diye konuştu.
"HELİKOPTERİMİZİN DÜŞÜŞÜNDEN SONRA, HATAY’DA FIRTINA OBÜSLERİ VE ÇOK NAMLULU ROKET ATARLAR TERÖR HEDEFLERİNİ ATEŞ ALTINA ALMIŞLARDIR"
Afrin’den peş peşe gelen şehit haberleri kendilerini derin bir hüzne boğduğunu dile getiren Devlet Bahçeli, "Devam eden harekat kapsamında, ATAK tipi bir helikopterimiz dün öğle saatlerinde kırıma uğramış, maalesef iki kahramanımız şehit olmuştur. Helikopterimizin düştüğü anda yaşanan patlama akıllara pek çok ihtimali getirmiştir. Doçka saldırısından mı, yoksa teknik bir sorundan mı düştüğü sanıyorum kısa zaman içinde netlik kazanacaktır. Helikopterimizin düşüşünden hemen sonra, Hatay’daki sınır birliklerinde konuşlu fırtına obüsleri ve çok namlulu roket atarlar Afrin’deki terör hedeflerini ateş altına almışlardır. Reyhanlı ilçemizdeki Oğulpınar Hudut Karakolundan Afrin bölgesindeki Cinderes kırsalı yoğun şekilde vurulmuştur. Sınırlarımızda büyük bir hareketlilik ve askeri sevkiyat vardır. Yine dün, dokuz kahramanımız şehit düşerken, on biri de yaralanmıştır. Yani bir günde on bir şehidin acısı ocaklara kor gibi düşmüştür" dedi.
"TÜRKİYE, FELAKETLERİN ÜSTESİNDEN GELECEK BİRLİĞE VE BIÇKIN BİR BİRLİKTELİK ŞUURUNA SAHİPTİR"
Terörle mücadelenin bir doğası olduğunu söyleyen Genel Başkan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Vatan savunmasının arzu etmesek de acı verici sonuçları doğmaktadır. Ancak her şehit, Türk vatanının manevi semalarında ebedi ve manevi muhafızdır. Şehitlik makamı, vatana, bayrağa ve millete feda edilmiş bir ömrün şan ve şerefidir. İnancımıza göre şehitler ölmemiştir. İddiamız da bu vatan bölünmeyecektir. İrademiz de bu bayrak inmeyecektir. Türkiye, felaketlerin üstesinden gelecek birliğe ve bıçkın bir birliktelik şuuruna sahiptir. Terörle girdiğimiz bu yüksek mücadele mutlaka başarıyla sonuçlanacaktır. Çünkü Allah bu milletin yardımcısıdır."
"EĞER HAİNE KAHRAMAN DİYORLARSA, BU ABD’YLE MÜTTEFİKLİK NASIL SÜRDÜRÜLECEKTİR?"
PKK-PYD’nin hesap vereceğini ifade eden Bahçeli, "IŞİD’e karşı kurulan eften püften koalisyonun ABD’li komutanı Funk, Türkiye’nin yanlış hesabından dolayı kaygılandığını açıklamış. Acaba yanlış bu sömürgeciye göre nedir? Yanlış hesabın mahiyet ve muhtevası nasıl izah edilecektir? Üstelik bu çürümüş, Türkiye’nin PKK/PYD’yle mücadelesini tuhaf buluyormuş. Hatta daha ileri giderek şunları söylemiş: ’Rakka’yı IŞİD’ten alan insanlar, hangi milliyetten, hangi inançtan olurlarsa olsunlar kahramandırlar.’ Funk, asıl yanlış hesabı kendilerinin yaptığını görmemiş, görmek istememiştir. Zira insan dedikleri, insanlık düşmanı insanlığın defolarıdır. Eğer haine kahraman diyorlarsa, bu ABD’yle müttefiklik nasıl sürdürülecektir? Eğer, Türkiye ile ABD arasında görüş menzili sıfıra iner, diyalog kopar, temas kesilir, eller tetiğe giderse ve de siyaset yerine silah konuşursa olacakları hesap eden, sonuçlarını düşünen var mıdır? Biz düşünüyor, hesap ediyoruz. Ve de hiç kimseden korkumuz olmadığını Bozkurt duruşuyla Antalya’dan ilan ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"ABD, TERÖRİSTLERLE SUÇÜSTÜ YAKALANMIŞTIR"
ABD özel kuvvetler askerlerinin, Menbiç’te teröristlerle birlikte nöbet tutmaları, devriye gezmeleri rezillik, cinayet ve hıyanet olduğunu belirten Bahçeli, "Vatan evlatlarını hedef alan silahların menşei bellidir. Canilerin elinde bulunan uçaksavarların, tanksavarların, roketlerin, füzelerin, doçka ve havan toplarının hangi ülke tarafından hibe edildiği belirgindir. ABD, teröristlerle suçüstü yakalanmıştır. Bu da yetmemiş Türkiye’ye yapılan saldırıları teşvik ve tahrik etmiş, en azından namluya mermiyi sürmüştür. Bu kin, bu nefret, bu husumet çok tehlikeli bir noktaya, sıcak çatışmaya doğru gitmektedir. Açık açık söylüyorum, Türk milletinin karşısında PKK/PYD/YPG’nin yanında ABD yerini almıştır. Stratejik ortağımız, NATO’da yan yana durduğumuz ülke FETÖ başaramayınca, bu defa diğer terör örgütleriyle bir olmuş, düşman kampında buluşmuştur. Düşmana merhamet acizlik ve zaaftır. Bu, insaniyet göstermek değil, insanlık özelliğinin yok oluşunu ilan etmektir. Şayet ABD yanlıştan dönmez, tahrik, taciz ve terör tahkimatına devam ederse, durumunun tarifi düşmanca, duruşunun tanımı düşmanlık olarak anılacaktır. Bir ülkenin uluslararası zemindeki yerini ve mevkiini belirleyen en önemli faktör, bağımsız karar verebilme ve hareket edebilme yeteneği ve imkanıdır. Türkiye bu yeteneğe, bu imkana haizdir. Kimsenin nazına, kaprisine ve ayak oyunlarına tahammülü de söz konusu değildir" şeklinde konuştu.
"ABD’NİN GÖZETİMİNDE, MENBİÇ’TEN AFRİN’E TERÖRİST KAYDIRILDIĞI DA MEDYAYA YANSIMIŞTIR"
Türkiye’nin girdiği bir savaştan mağlup dönen aciz bir ülke olmadığını ifade eden Bahçeli, ABD’nin Mondros ve Sevr prizmasından Türkiye’ye bakışının skandal olduğunu dile getirdi. Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu ülke hiçbir sözünde durmamıştır. Hiçbir vaadini tutmamıştır. Fırat’ın doğusunu hainlere bırakmıştır. Menbiç’e konuşlanmış, Türkiye’ye gözdağı vermeye kalkışmıştır. Kabullenmediğimiz her dayatmayı bir yenisi izliyor, her oldubittinin ardından bir yenisi geliyor. Bunu reddediyoruz, bu zilleti zelillere aynen iade ediyoruz. ABD’nin gözetiminde, Menbiç’ten Afrin’e terörist kaydırıldığı da medyaya yansımıştır."
"BUNLAR Kİ, ANCA FALANIMIZA FİLAN OLURLAR"
"CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ne derse desin, nasıl kıvranırsa kıvransın, Afrin’e mutlaka girilmeli, Afrin mutlaka teröristlerden tepeden tırnağa arındırılmalıdır" diyen Bahçeli, "Hitamında da, Münbiç’i insanlık mikroplarından ayıklamak boynumuzun borcudur. Unutulmasın ki, Menbiç’te PKK/PYD durduğu müddetçe terör koridoru riski bertaraf edilmiş olmayacaktır. Afrin’e girmeyin demek, PKK’ya ellemeyin, PYD’ye yanaşmayın, Türkiye’ye saldırın demektir ve terör işbirlikçiliğidir. Peki, Afrin’e girmeyeceksek, Zeytin Dalı Harekatı’nı niye başlattık? Niye bunca emek ve şehit verdik? Dağda taşta terörist ararken, bunların kaçıp şehir merkezine sığınacağını, oradan da yeni kanlı eylemlerini planlayacağını Sayın Kılıçdaroğlu bilmiyor mu? Hadi bilmiyor olsun, bölgeyi tanıdığını her fırsatta ima ve ifade eden Muhasebeci Kenan da mı bilmiyor? Musul’da tekledi muhasebeci oldu, bari Afrin konusunda sıkıyorsa dik dursun da görelim. CHP Genel Başkanı’nın ağzından PYD/YPG’yi terör örgütü olarak duyanınız oldu mu? Amasız, fakatsız terörle mücadeleye destek verdiğini, dua ettiğini göreniniz, öğreneniz bulundu mu? ABD’ye bir çift sözü, biraz tepkisi işitildi mi? Alın PKK’yı, vurun CHP’ye" dedi.
"KORKAKÇA YAŞAMAKTANSA, KAHRAMANCA ŞEHADET BU MİLLETİN MUHTEŞEM VASFIDIR"
CHP’ye Şemsi Tebriz-i’den alıntı yaparak sözlerine devam eden Bahçeli, "’Otunu, suyunu bilmediğin gönüllerde koyun gütme! Yoksa, kaçıracağın keçilere çobanlık yapamazsın.’ CHP’nin durum özeti, Sayın Kılıçdaroğlu’nın acıklı hali budur. Şu gerekçeye bakar mısınız, Afrin’e girersek çok şehit verirmişiz. Korkakça yaşamaktansa, kahramanca şehadet bu milletin muhteşem vasfıdır. CHP Genel Başkanı’nın, yurt içinde 349 şehitliğimizden, yurt dışında da 34 ayrı devletin sınırları içinde bulunan 78 şehitliğimizden zannederim haberi yoktur. Her muhasım tehdit sonucunda tarihi haklarımızdan, bekamızın namus ve haysiyetinden vaz mı geçeceğiz? Bunlar, PYD/YPG’nin terör örgütü olduğuna dair değerlendirme yapacak istihbari bilgiye, kurumsal yapıya da sahip değillermiş. Kim diyor, CHP’li bir milletvekili, eski parti sözcüsü. Nerede diyor, milletin gözünün içine baka baka bir televizyon kanalında. Sözün bittiği nokta burasıdır. PYD’ye, YPG’ye, YPJ’ye sırtını yaslamak da böyle bir şeydir. Bunları söyledik diye fikir ve ülkülerimize çağ dışı diyenler doğrudur, zira ülkülerimiz çağlar açtı, çağlar kapattı, nitekim çağlar bizden çok ama çok geride kaldı. Kızılelma desek, kilosunun ne kadar olduğunu, nerede alınıp satıldığını sorarlar. İlay-ı Kelimetullah desek saf saf değil, bön bön yüzümüze bakarlar, birdenbire orak çekiçli günlerini hatırlayıp derin bir ah çekerler, dertli bir of derler. Bunlar ki, anca falanımıza filan olurlar, unutmayın, kafamızı çevirdiğimiz de yalan olup kurumuş yaprak gibi savrulup giderler" dedi.
"BUHRAN SÜRECİ ÇOK TEHLİKELİ ŞEKİLDE MESAFE ALMAKTADIR"
Bahçeli, "Akdeniz’de gerilim politikası uygulayanlar, sabrımızı zorlayanlar hata ve gaflettedir. Türkiye çok şükür, her cephede helali hakkını koruyacak seviyededir. Diğer yandan İsrail Suriye’de devreye şiddetle ve alenen girmiştir. Suriye, İsrail’e ait bir F-16 savaş uçağını düşürmüştür. Bunun karşılığında İsrail anında misilleme yapmış, belirlediği hedefleri vurmuş, İran’a da rest çekmiştir. Bölgemiz çok vahim gelişmelere gebedir ve çok ısınmıştır. Kutuplaşma ileri düzeydedir. Buhran süreci çok tehlikeli şekilde mesafe almaktadır. Bu tehlikeli sürece göğüs germek ve milli dayanışma ruhuyla Türkiye’yi birlik, bütünlük ve huzur içinde onurlu ve aydınlık bir geleceğe taşımak siyaset kurumunun, milli mutabakat ruhunun en yakın ve öncelikli görevidir. Karşımızdaki sorunların çözüm yolları ve imkanlarının aranacağı adresler, milli duruş, demokratik kültür, bin yıllık kardeşlik hukuku, milletimizin dua ve desteğidir. Türkiye’nin sorunları ortak aklın ve sağduyunun rehberliğinde çözülmelidir, inşallah da çözülecektir" diye konuştu.
(Adem Akalan / İHA)
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.