‘Tanpınar Dil ve Söz Ustasıdır’
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi, Cumhuriyet neslinin ilk öğretmenlerinden, bir dönem Konya’da da görev yapan şair, romancı, deneme yazarı, edebiyat tarihçisi, siyasetçi ve akademisyen Ahmet Hamdi Tanpınar vefatının 60. yılında düzenlenen panelde konuşuldu. Meram Belediyesi Tantavi Kültür Merkezinde Prof. Dr. Mehmet Kırbıyık’ın sunumuyla yapılan programa konuşmacı olarak Karamanoğlu Mehmet Bey üniversitesinden Prof. Dr. İdris Nebi Uysal, Doç. Dr. Fatih Özdemir ve Doç. Dr. Mert Öksüz katıldı.
Programın açılış ve takdim konuşmasını yapan Kırbıyık “Öğretmen, akademisyen, edebiyat tarihçisi, yazar, şair olan Ahmet Hamdi Tanpınar Konya’da da görev yapmış ve Türkiye Yazarlar Birliği’de onu vefatının 60. yılında bu programla anıyor. Bugün bile belki halâ çözemediğimiz meseleleri Tanpınar'ı tekrar okuyup, yorumlayabiliyoruz” dedi.
UYSAL: TANPINAR ŞİİR TADINDA ROMANLAR YAZDI
Prof. Dr. İdris Nebi Uysal, Tanpınar’ın bir şiirini okuyarak başladığı konuşmasına “Dil ve edebiyatı birbirinden ayırmamız mümkün değil. Edebiyat yegâne malzemesi dil olan bir sanat faaliyeti olarak tanımlanır” diyerek devam etti. Tanpınar deyince çok yönlü bir şahsiyetin karşımıza çıktığına vurgu yapan Uysal sözlerini “Şair, romancı, denemeci, öğretmen, akademisyen, milletvekili ve düşünce adamı olan bir şahsiyetten bahsediyoruz. Mehmet Kaplan, onun şairliği daha çok önemsediğini belirtir. Şair olmayı daha çok arzuladığını, bunun bir ihtiras olarak kendisinde ortaya çıktığını söyler. Tanpınar’ın çok güzel şiirleri de var. Ama Tanpınar bu arzusunu daha çok şiir tadında yazdığı romanlarıyla, denemeleriyle tamamlamış bir şahsiyettir” diyerek sürdürdü.
TANPINAR DİL VE SÖZ USTASIDIR
YÖK’ün tez sayfasında, Tanpınar hakkında 1990-2022 arasında 141 çalışma yapıldığının kayıtlı olduğunu işaret eden Uysal “1990’dan önce yapılan monografiler araştırmalar, müstakil yayınlar da var. Bu az bir rakam değil. Türk Dili ve Edebiyat bölümleri, özellikle bu araştırmaların yapıldığı yerler. Alman Dili ve Edebiyatı, Sosyoloji, Fransız Dili ve Edebiyatı, Felsefe, Siyaset biliminde Tanpınar'ın eserleri araştırılmış, doktora tezleri yapılmış. İlginç bir alan belki ama Mimarlıkta da Tanpınar’la ilgili doktora tezi yapıldığını görüyoruz. Bu noktada dilciler olarak iğneyi biraz kendimize batırmamız gerektiğini de hissettim. Tanpınar deyince aklımıza bir dil ve söz ustası gelir. Onu öne çıkan vasıflarından biri de Türkçeyi mükemmel bir şekilde kullanması ve dile hâkim olmasıdır. Tanpınar'ın dil, Türkçe anlayışı, Türkçeyi kullanma becerisi çok yüksektir. Ve onun hem edebiyatçı hem de düşünür kimliği vardır. Bunlar bambaşka yönleridir ve araştırılması gerekir. Ben Tanpınar’ın Türkçeyi kullanmasıyla ilgili özel bir çalışmanın olmadığını düşünüyorum. Bu bir eksiklik olarak bence akademilerin önünde duruyor. Tanpınar Türkçe konusunda ne düşünüyordu? Mutlaka makalelerinde birtakım bilgiler, kırıntılar vardır. Bunu eserlerinde ne ölçüde uyguladığı, nasıl kurguladığı, nasıl uyguladığıyla ilgili sorgulama yapmamız gerekiyor” diye konuştu.
Konya’da da bir süre kalıp ve öğretmenlik yapan yazarın okulun karşısındaki hapishaneden bir hanım mahkumun söylediği türkülerden çok etkilendiğini, o türkünün kendisinde bir iz bıraktığını hatırlatıp şu sözlerle konuşmasını tamamladı:
“Onun yazdığı Beş Şehir içerisinde Konya'nın ayrı bir yeri vardır. Konya'da bugün Tanpınar’ı hatırlıyor, bu da çok güzel bir vefa duygusu. İçinde bulunduğumuz şehre de yakışan bir hassasiyet. Konya'nın Tanpınar’ı sarıp sarmaladığı içine aldığı kanaatindeyiz. O heyecanı, iştiyakı Tanpınar Konya'da bulmuş. Demek ki yaşadığı öğretmen olarak hizmet ettiği bu şehirde onu tanımış. Konya'nın da onu sarıp sarmaladığı çok net bir şekilde anlaşılmaktadır.”
DOÇ. DR ÖZDEMİR: TANPINAR ŞAHSİ MİTOLOJİSİNİ OLUŞTURSUN BİR YAZAR
Tanpınar'ın eserlerinde sıkça kullandığı sözcüklere dair bilgiler vererek sözlerine başlayan Doç. Dr. Fatih Özdemir’de eserlerinde sıkça kullandığı yılan ve çöreklenmek sözcüklerinden yola çıkarak bir Tanpınar okunması yaptı. “Tanpınar geniş kültürü ve üslubuyla edebiyatımızda özel bir yeri olan sanatçı, sanat tarihiyle mitoloji ile kültürler arası etkileşimler ve felsefe ile hatta mimari ile iç içedir. Tanpınar herhalde bugün bu salonu görse çok memnun olurdu” diyen Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tanpınar felsefeyle, düşünceyle bağlar kuran bir sanatçıdır. Bu da okur olarak bizi daha yoğun çabalara sevk etmeye zorluyor. Onun kullandığı her sözcük üzerinde her kelime üzerinde dikkatlice durmamız, düşünmemiz gerek. Zaten Tanpınar hakkında yapılan çalışmaların bir kısmı sözlük veya kavram açıklama niteliğindedir. Tanpınar'ın sevdiği sözcükler Tanpınar için ne anlama geliyor? Bir sanatçının sevdiği bazı kelimeleri sıkça kullanması, kendisine bir kapalı Evren oluşturuyor. Kendi dünyasını, şahsi mitolojisini oluşturmaya çalışıyor. Hemen hemen büyük sanatçılarda bunu görürüz. İşte gündelik yaşamda kullandığımız bir kelimeyi alarak, onu değiştirerek dönüştürmek yeni anlamlar, yeni muhtevalarla çağrışım dünyasını zenginleştirir. Ve o sözcük ondan sonra yeni bir anlama kavuşur, bizim kültür dünyamızda da o yeni anlamıyla devam eder. İşte bu sanatçının dile katkısıdır. Aynı zamanda bu sanatçının kendi dünyasını oluşturur. Tanpınar’da edebiyatımızda bunu yapabilenlerin en başında gelen sanatçılardan birisidir.”
Tanpınar’ın günlük yaşamda kullanılan kilit gibi sözcükleri alıp, tam anlamlarının dışında yeni anlamlar verdiğini anlatan Özdemir “O kendi psikolojik, kültürel yapısı, entellektüel birikimini bu sözcüklerle ifade ediyor zenginleştiriyor. Bu sözcüklerden birisi yılan ve ona bağlı sözcüklerdir. Mesela yılan, halka, çöreklenme sözcüğünü çok fazla kullanır. Külçelenme, yayılma, atılma gibi sözcükler Tanpınar’ın dünyasının önemli kelimelerindendir. Özellikle çöreklenmek kelimesi Tanpınar’ı en iyi anlatan sözcüklerden birisidir” diye konuştu.
DOÇ. DR. ÖKSÜZ: GÖZYAŞI KAHKAHADAN KUVVETLİDİR
Tanpınar’ın eserleri hakkında tahlil yapan Doç. Dr. Mert Öksüz Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün çok zor bir eser olduğunu, sadece içeriği itibarıyla değil, romandan farklı olarak başka başka edebi ögeler yan yana getirilerek, beraber çalıştırıldığını ifade ederek “İçimizde herhalde pek çoğumuz yemek yapıyoruz; pek çok farklı ve bazen de zıt malzemelerle yapılan yemekleri bir araya getirmek zordur. Mesela Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün çok önemli bir kısmı psikoloji üzerine kuruludur. Daha güncel romanı Dövüş Kulübü aynı kişiyi değil, gölgede kalmış ve belirgin hale gelmiş kişilikleri çıkarır” dedi.
Tanpınar romanlarının toplumumuzda karşılığı olduğuna işaret eden Öksüz sözlerine “Edebiyatta avantajlı kavramlar vardır. Mesela gözyaşları her zaman kahkahadan kuvvetlidir. Kahkaha ile bir roman yazacaksınız eleştiri almanız kolay ve efsane haline gelmeniz daha zordur. Yani Nasrettin Hoca bir efsane mi bilemem ama Köroğlu bir efsanedir. İşte saatleri Ayarlama Esntitüsü’nde Tanpınar çok farklı ögeleri komik unsurlarla bir araya getirmiştir. İnsanlar da bu romana içindeki absürt yönler nedeniyle ilgi göstermektedir” diyerek devam etti.
Türk edebiyatında romanların önemli bir kısmının kitap olarak basılmadan önce gazetelerde tefrika edildiğini hatırlatan Öksüz 1954'te tamamlanan bu romanın 1961’de kitap haline geldiğini ve yazarın ölümünden kısa süre önce yayınlanabildiğini anlattı.
Kitabın ilk başta pek de ilgi çekmediğini söyleyen Öksüz (İstanbul gazetesi Ahmet Hamdi Tanpınar'ın fantastik büyük hikâyesi) şeklinde reklamlarla okur çekmeye çalışmış. Hatta gazete (Yazım yanlışlarını en fazla bulan 3 okur romanın yayınlanması bittiğinde altın saatler ödüllendirilecek) diye de bir nevi devamlı okur kazanma kampanyası yapmış” diyerek sözlerini tamamladı.
KONUŞMACILARA TEŞEKKÜR BERATI VERİLDİ
Program sonunda AK Parti Konya eski milletvekili Mustafa Kabakcı, TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu ve TYB Konya Şubesi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Akman, konuşmacılar Prof. Dr. İdris Nebi Uysal, Doç. Dr. Fatih Özdemir ve Doç. Dr. Mert Öksüz ile düzenleyici Prof. Dr. Mehmet Kırbıyık’a teşekkür beratı ile TYB yayınlarını takdim etti.
(Haber Merkezi / Haber Kent)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.