Büyükkörükçü: “Sevgi Dilde Kalan Lafta Kalan Bir Sevgi Olmamalı”
Konya İl Müftülüğü Başvaizi Abdurrahman Büyükkörükçü, “Mevlana Hazretlerini sevmek Cenab-ı Hakk Hazretlerinin bir kuluna lütfudur, ihsanıdır. Sevgi dilde kalan lafta kalan bir sevgi olmamalı, sevginde samimi isen, doğru sözlü isen, ona itaat edersin. Hz. Mevlana’nın gösterdiği yoldan gitmek, yolunun yolcusu olmak, Kur’an-ı Kerim’e kör gibi bağlanmak lazım. Asıl marifet Allah’ın kopmayan ipi olan Kur’an-ı Kerim’e bağlanmaktır” diye konuştu.
Hz. Mevlana’nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Türbönü Buluşmaları”na konuk olan, Konya İl Müftülüğü Başvaizi Abdurrahman Büyükkörükçü; Hz. Mevlana’nın insana bakışı, merhameti, ibadet anlayışı, sevgisi ve şefkati üzerine sohbet gerçekleştirdi.
Konya’nın yetiştirdiği değerli zatlardan Sultan'ül Vaizin Tahir Büyükkörükçü’nün oğlu, Konya İl Müftülüğü Başvaizi Abdurrahman Büyükkörükçü, sohbetine, bu tür programların anlam ve önemine değinerek başladı.
Abdurrahman Büyükkörükçü, “Asıl gayenin, sadece bir programda birlikte olmak ya da sadece Hz. Mevlana’nın türbesini ziyaret etmek, semazenlerin icra ettikleri o programlara katılmak olmamalı. Mevlana’mızın yaşadığı gibi yaşamaya çalışmak hepimizin hedefi, hepimizin gönlünün arzusu olmalıdır” dedi.
“MEVLANA’YI MEVLANA YAPAN HZ. ŞEMS’DİR”
Hz. Mevlana’nın, Allah dostu bir alim, veli ve güzel insan olduğunun altını çizen Büyükkörükçü, bütün dünyayı kuşatan, bütün milletlerin hayranlıkla takip ettikleri ve eserlerini okudukları Mevlana sevgisinin sebebinin, Hz. Mevlana’nın, Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimize olan bağlılığının neticesi olduğunu belirtti.
Mevlana’nın bir ayağı İslam’a çelik perçinlerle bağlanmış, öteki ayağı ile tüm dünyayı dolaşan, bütün gönülleri fetheden hak dostu olduğunu ifade eden Büyükkörükçü, Hz. Mevlana’nın hayat hikayesinden de kısaca bahsetti.
Büyükkörükçü, konuşmasında Hz. Mevlana’nın gönül alemine bir çok ibretler ve hikmetler katan, Mevlana’yı Mevlana yapan ve halk arasında kendisine ‘Uçan Güneş’ denilen Şems-i Tebriz’i ile karşılaşması ve ondan aldığı, ilim ve hikmete yer verdi.
“MEVLANA’YA HAK ETMEDİĞİ SÖZLERİ SÖYLÜYORLAR”
Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği ve zaman zaman duygusal anlarında yaşandığı sohbette Büyükkörükçü, şöyle sürdürdü:
“Mevlana Hazretlerini sevmek Cenab-ı Hakk Hazretlerinin bir kuluna lütfudur, ihsanıdır. Sevgi dilde kalan lafta kalan bir sevgi olmamalı, sevginde samimi isen, doğru sözlü isen, ona itaat edersin. Hz. Mevlana’nın gösterdiği yoldan gitmek, yolunun yolcusu olmak, Kur’an-ı Kerim’e kör gibi bağlanmak lazım. Asıl marifet Allah’ın kopmayan ipi olan Kur’an-ı Kerim’e bağlanmaktır. Zaman zaman farklı insanlar çıkıyorlar. Mevlana’mıza hak etmediği sözleri söylüyorlar. ‘Mevlana’yı bütün dinler üstü kılan bu görüşleridir.’ şeklinde. Bunlar için Mevlana diyor ki: ‘Eğer benden bundan başka bir sözü başka bir kişi naklederse yani birisi Kur’an-ı’ma bağlılığımın, Resulüllah’a teslimiyetimin dışında bir söz söyleyecek olursa. Ben o kişiden de şikayetçiyim. O sözden de bıkmışım, usanmışım’ diyor.”
“GÜNDE 50 DAKİKANI ALLAH’A AYIR”
Hz. Mevlana’nın bir sözünü de aktaran Büyükkörükçü, Mesnevi’nin Kur’an-ı Kerim’in tefsiri, meali ve açıklaması olduğunu söyledi.
Hz. Mevlana’nın insanlığa yaptığı bazı nasihatlere de yer veren Büyükkörükçü, “Hz. Mevlana diyor ki, ‘İmanını tazele ama lafla olmasın. Gönlünden bütün varlığınla o imanın gereklerini yaparak imanını tazele. Her kim Allah’ın nuruyla gıdalanırsa sonunda kurtulan olur” şeklinde konuştu.
Sohbetine namazın önemine değinen Büyükkörükçü, şöyle devam etti:
“İnsaflı olmak lazım. Allah bizi insan olarak yaratmış. İslam beldesinde Müslüman anne ve babadan dünyaya gelmişiz. Bu nimetin kadir kıymetini bilmemiz lazım. Bizi insan olarak yaratmış ve iman bahsetmiş. İmanın gereği olarak bizden günde 10’ar dakikadan 50 dakika istiyor. 24 saatin, 23’ünü bize vermiş. Teşekkür etmek lazım, teşekkür insanlık gereğidir. Hz. Peygamber ‘İnsanlara teşekkür etmeyen Allah’a şükretmemiş olur.’ diye buyuruyorlar. İnsanlara teşekkür etmek İslami’dir. Allah bu kadar nimetleri bize verdikten sonra günde 50 dakikayı ona ayıracak kadar üzerimizde hakkı, hatırı yokmu. Peygamber Efendimiz ‘Kıyamet günü Allah’ın kullarına ilk soracağı soru namaz olacak diyor.’ ‘Eğer Alemlerin Yüce Rabbi olan Allahü Zülcelâl Hazretleri, sabah zorla sizi uyandırıyor ve Sabah Namazı kıldırıyorsa. Yorgun olmanıza rağmen yatmadan evvel kulum namazını kılmadan yatamazsın diye gönlünüze bir his veriyorsa. Siz Allah ile arası iyi olan bir insansınız.’ Namaz kılamıyorsanız gönlünüzdeki o duygu ve düşünceleri, o gönül aleminizi iyi bir kontrol edin. Ölçü namazdır.”
“EN YÜCE MERTEBE, ALLAH’A KULLUK MERTEBESİDİR”
Sohbetinin son bölümünde, Allah’a karşı nasıl iyi bir kul olunur şeklinde tavsiyelerde bulunan Büyükkörükçü, şunları kaydetti:
“Mevlana’mız ve bütün büyük veliler Allah’ın emirlerine riayet etmişlerdir. Bizde Kur’an’ın emirlerine, Peygamber Efendimizin sünnetine, onun ahlakına bağlı olup, amel edelim, onların yolundan gidelim. Mevlana’mız kulluk konusunda da şöyle söylüyor. ‘Allah’ın emirlerine riayet et.’ Mevlana’mız güzel ahlaka da çok itibar ediyor. ‘Ben diyor bu dünyada güzel ahlaktan daha güzel daha kıymetli bir şey görmedim.’ Mevlana meşrebinde olan insanlar için en yüce mertebe Allah’a kulluk mertebesidir. Dünyalık her şey olabilirsiniz çalışanlara Cenab-ı Hakk verir. Devlet Başkanı, alim, bakan, vali, belediye başkanı her şey olunur. Ama asıl marifet kul olmaktaymış. Allah’ın emirlerini yerine getiren, gönlünde devamlı Allah’ın aşkı bulunan bir insan olmaktır.”
Büyükkörükçü, sohbetini Hz. Mevlana’nın gençlere nasihati ve yedi öğüdünü okuyarak bitirdi. Programın sonunda Büyükkörükçüye, günün anısına plaket ve üzerinde “Şeb-i Arus” yazılı şal takdim edildi.
(Haber Kent)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.