Uzm. Dr. Avcı: “Her yanma reflü değildir”
Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Enver Avcı, domates, ketçap, narenciye, kafein, kolalı içecekler ve gıdaların reflüyü artırabileceğini ifade ederek, göğüsteki her yanmanın reflü olmadığını belirtti.
Medicana Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Enver Avcı, reflü ve meydana gelen yanmalar ile ilgili bilgiler verdi. Uzm. Dr. Avcı, her yanmanın reflü olmadığını belirterek, "Çünkü özofagus motor fonksiyon bozuklukları dediğimiz hastalıklar örneğin; akalazya, diffüz özofagus spazmı gibi hastalıkların tedavisi farklıdır. Onlarda manometri gerekir. Yani her göğsü yananda reflü var demek yanlış olabilir. Ama çoğu zaman reflünün en büyük semptomu göğüs arkasındaki yanmadır. Bu reflü açısından önemli bir semptomdur” şeklinde konuştu.
Uzman Dr. Enver Avcı, gastro özofajial reflü hastalığının mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasıyla oluşan bir hastalık olduğunu söyledi. Normalde her insanda fizyolojik olarak reflü görüldüğünü ancak semptom vermediğini anlatan Avcı, “Semptom verir hale geldiği zaman buna hastalık adını veriyoruz. Özellikle gebelik döneminde gastro özofajial reflü hastalığı neredeyse gebelerin yüzde 50’sinde görülüyor. Bunun en büyük nedeni değişen hormonal durumdan olmaktadır. Özellikle progesteron hormonu alt özofagus sfinkterini gevşetmekte ve bu da sürekli olarak sfinkterin açık kalması nedeniyle mide içlerinin özofagusa kaçmasına neden olmakta ve reflü oluşmaktadır. Ayrıca, hamilelikte karın içindeki basıncın artması da buna etkide bulunmaktadır. Özellikle gebeliğin 2. ve 3. bölümünden itibaren daha fazla görülmekte, son dönemde daha da artmaktadır” dedi.
“Hastalar yemekten sonra sakız çiğneyebilirler”
Gebelerde reflü hastalığının yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürebileceğini aktaran Uzm. Dr. Avcı, “Bu nedenle hastalara ilk önce hayat tarzını değiştirmeleri yönünde telkinlerde bulunuyoruz. Örneğin dar kıyafetler giymemeleri, az az ve sık sık örneğin 3 saat arayla beslenmeleri, yediklerini çok çiğnemeleri, yemek esnasında su içmemeleri ve yemek ve öğle aralarında su içmelerini öneriyoruz. Hastalar yemekten sonra sakız çiğneyebilirler, böylelikle tükürük bezi salgısını artırarak özofagusun bikarbonat düzeyi artırılabilir, asit nötralize edilebilir” ifadelerini kullandı.
“Fazla çay, kolalı içecekler ve gıdalar özellikle reflüyü artırır”
Hastaların bazı gıdalardan uzak durmasını istediklerini kaydeden Uzm. Dr. Avcı, “Bunlar; domates, ketçap, narenciye, kafein, fazla çay, kolalı içecekler ve gıdalar özellikle reflüyü artırır. Onun için bunlardan uzak durmalarını öneriyoruz. Hastaların geceleri semptomları çok artıyorsa yatak başının biraz yükseltilmesi ve sol yanına yatmaları semptomları azaltabilir. Bunlara rağmen hastanın şikayetleri devam ediyorsa hastalarda medikal tedaviye başvuruyoruz. Medikal tedavide öncelikle bağırsaktan emilmeyen ilaçlara başlıyoruz. Bunlar; antiasit dediğimiz şuruplar ve çiğneme tabletleridir. Bunları yemeklerden 15 dakika sonra ve yatmadan önce kullandırıyoruz. Hastalar buna rağmen yine de rahat etmezlerse o zaman artık PPI dediğimiz proton pompa inhibitörleri ile başlayabiliyoruz. Bunlar B grubu ilaçlardır. Yapılan çalışmalarda yan etkilerinin olmadığı, gebelerde ve bebeklerde bir sıkıntısının olmadığı belirtiliyor. Gerekirse bu ilaçlara başlıyoruz ama elimizden geldiğince sistemik emilimi olmayan ilaçlarla gebelerimizin gebeliklerini tamamlamalarını istiyoruz” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.